BÖLÜM 3

20.7K 1.4K 200
                                    

Bölüm 3

Hans bahçesinde bulunan insan yığınına aldırış etmeden ilerledi ve küçük evinin kapısını şiddetle yumrukladı. Elsa, Hans'ın hemen arkasından ilerliyordu.Kalabalığın arasında kırklı yaşlarda olan Harlan yorgun sesi ile fısıldadı.

''Hans.''

Hans başını geriye çevirip arkasındaki kalabalığa umursamaz bir şekilde baktı, Harlan'ın yanında yirmili yaşlardaki oğlu Max'de vardı. Hans, Harlan ve oğlu Max ile göz göze gelmek istemiyordu. Harlan, Hans'ın yan komşusuydu. Yıllardır birlikte çalışır ve birlikte vakit geçirirlerdi.

İyi bir dostlukları vardı. Sinek kasabasının insanlarını umursamayarak evinin kapısını yumruklamaya devam etti.

"Anne, kapıyı aç." Dedi Hans.

''Duyduğumuza göre ikizleriniz cinsiyetsizmiş.'' dedi Max, tıpkı babası gibi küstahca bakıyordu Hans'a.

Hans gerilmişti.

''Bizi rahat bırakmazsanız duyabileceğiniz bir kulağa sahip olamayacaksınız!'' dedi Hans, Max'si tehdit ederek.

Bu kez de sinek kasabasının halkı olağandışı bir gerginliğe kapılmıştı.

Kalabalıktan aniden sesler yükselmeye başladı.

''Cinsiyetsiz çocuklar lanetlidir.'' diyordu kadının biri.

'' O çocukları bize verin.'' Diyordu Harlan.

'' Onlar, şeytanın ta kendisi.'' Dedi Max, öfkeyle.

'' Kasabamıza uğursuzluk getirecekler.''

'' Onları öldürmeliyiz.'' Dedi Max, ikinci kez tehdit ederek.

'' Cinsiyetsizler, ölüme mahkumdur ...''

Elsa bağırışlar arasında zihin bulanıklığı yaşıyordu, gözleri dehşet saçıyordu. Harlan büyük bir kararlılık ile Elsa'nın kucağındaki bebeği almaya yeltenmişti. Elsa, hızlıca Harlan'nın iri ellerinden kurtulup Hans'ın yanına sığınmıştı.

Hans, sinirlerini kontrol altına alamayan, şiddete meyilli agresif bir adamdı.

Harlan'ı tekmeleyerek çamurun içerisine düşürmüş ve onu acımasızca tekmelemeye devam etmişti. Harlan aldığı her darbe karşısında gücünü yitiriyordu. Max, babasını korumak istercesine Hans'ın üzerine atladı fakat Hans, Max'si çamur üzerine savurup Harlan'ı tekmelemeye kaldığı yerden devam etti. Harlan'ın karnına attığı her tekmede burnundan soluyarak hayatta kalmayı başarıyordu Hans. Bedeni öfke ile gerilmişti. İçgüdüsel olarak onu öldürmek istiyordu.

Hans'ın tekmeleri şefkatli bir sesin konuşmasıyla son buldu.

''Hans, ne yapıyorsun?'' dedi zarif kadın, elinde yakmaya hazır odunlara sıkıca sarılarak.

Derin bir sessizlik oldu. Sinek halkının bütün bakışları bahçe kapısına çevrilmişti. Harlan, Lee'yi gördüğü için mutluydu çünkü Hans'ın tekmelerinden kurtulmuştu.

''Anne.'' dedi Hans.

Lee oğlunun sitemini sezmişti. Lee son derece merhametli bir insandı.

''Sevgili sinek halkı benim bahçemde ne arıyor?'' dedi Lee.

Sinek halkından tekrar bağırışlar yükseldi.

''Cinsiyetsiz çocukları bize teslim edin.'' gibi saçmalıklar zırvalıyordu halk.

Ellerindeki odunları yere fırlatıp, içlerinden en kalın olanı seçti Lee. Torunlarının Cinsiyetsiz olduğunu kalabalığın siteminden anlamıştı.

'' Hemen bahçemi terk edin cinsiyetliler.''

'' Defolun!''

'' Bu dünyada cinsiyetsizler varsa bunun tek sebebi sizsiniz.'' Dedi Lee, üstelik tüm sitemlerinde haklıydı. Sinek halkı cinsiyetsizleri kendi elleri ile tasarlamıştı.

Koca bir kalabalık bahçeyi terk ediyordu. Hiç kimse Lee'nin odunlarının tadına bakmayı istemiyordu. Harlan dizlerinin üstünde emekleyerek bahçeyi terk etmişti ve cesur taklidi yapan Max ise ardına bile bakmadan babasının peşinden koşmuştu," Baba!" Diye bağırarak.

'' Aptal sinekler.'' dedi Lee gözlerini korkarak uzaklaşan sinek halkının üzerine devirerek.

Hans umursamayarak küçük evine çoktan adım atmıştı.

Elsa, evine girdiğinde kendini güvende hissetmişti. Koca bir insan yığını, huzursuzluktan başka bir şeye sebep olamazdı. Bayan Elsa, eski kahve rengi koltuğa oturup kucağındaki cinsiyetsiz bebeğe sıkıca sarıldı ve bebeğin kokusunu içine çekti.

"Tıpkı naftalin gibi kokuyorlar...

''Oldukça ferah ve rahatlatıcı'' Dedi Elsa şefkatle. Hıçkırıklarına engel olamıyordu artık. Lee, Elsa'ya acımıştı.

''Dinle beni Elsa.'' Lee elini Elsa'nın omuzuna koydu.

'' Bununla başa çıkabiliriz. Bu çocuklar; biz kabul etmek istemesekte evrenin bir parçası ve onlara zarar veremeyiz, değil mi oğlum?'' Dedi Lee, oğlundan destek almayı bekledi fakat bu sonu olmayan bir bekleyişti.

Hans annesinin sorusunu istemsiz bir şekilde başıyla onayladı. Ardından kucağındaki cinsiyetsizi annesinin kollarına bırakıp yatak odasına doğru hırçın bir şekilde yöneldi. Hızla örtülen kapı sesiyle irkildi Elsa, zavallı kadın gün boyu ağlamıştı.

''Merak etme her şey yoluna girecek.'' dedi Lee, kendinden oldukça emindi.

''Hans'a biraz zaman tanımalısın, bu durumu kabullenmekten başka çaresi yok, bu kasabada başka cinsiyetsiz çocuklarda var hatta Zenon dünyasında birçok cinsiyetsiz çocuk var. Sende biliyorsun bunu, onların cinsiyetleri olmayabilir fakat canlarını almaya hakkımız yok.''

''Belki de bu cinsiyetsiz çocuklar biz aciz insanların başına gelen en güzel şeydir Elsa.'' Dedi Lee.

Elsa ıslak gözleriyle belirli bir noktaya öylece bakakalmış gelecek hakkında tahminler yürütmeye çalışıyordu. Bu adeta çıkmaz bir sokaktı.

CİNSİYETSİZWhere stories live. Discover now