CİNSİYETSİZ

By SadeceMika

1M 48.6K 4.1K

Zenon dünyasında dört sınıf vardır ve bu dört sınıfın her birinin kendine ait sembolü mevcuttur. Kupa sınıfı... More

GİRİŞ
YEMİN
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 13
CİNSİYETSİZ hakkında bilinmesi gerekenler
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
Bölüm 41
BÖLÜM 42
Bölüm 43
BÖLÜM 44
Bölüm 45
Bölüm 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
BÖLÜM 53

Bölüm 46

12.4K 621 15
By SadeceMika

BÖLÜM 46

TİTANLAR

'' Titan yerleşkesine varana kadar, uzun bir süre yürüyeceğiz,'' diyor adam okunu ve yayını bana doğrultmaya devam ederek.

''Ne kadar az oyalanırsanız o kadar hızlı varırız, beni anladınız mı?''

Evet dercesine başımı sallıyorum. Topaz, ben, Zedd ve Olivin en önde yürüyoruz. Titan insanları ise ardımızdan geliyorlar. Topaz ile Olivin acı çekmeye devam ediyor.

'' Arkadaşlarım,'' diyorum.

''Onları sudan çıkarmamalıydık, ne kadar acı çektiklerini görmüyor musunuz?'' diye sitem ediyorum. Olivin'ın bakışları dakikalar geçtikçe soluklaşıyor. Dünyadan kopuyor. Beni algılamıyor ve bana boş bakışlar atıyor.

''Sen hiç susmaz mısın?'' diye sitem ediyor adam.

''Hayır, hiç susmaz sürekli konuşur.'' diyor Zedd. Kafamı sola çevirip Zedd'e anlamayan gözlerle bakıyorum ve fısıldıyorum.

''Zedd! Sen kimin tarafındasın?'' diyorum ve şimşek misali gözlerimi Zedd'in gözlerine deviriyorum.

'' Tabi ki de, senin tarafındayım.'' Diyor Zedd pişkince. Ellerimdeki iplerden kurtulmak için debelenerek,

''Ya, demek öyle? Keşke bunu biraz da bana belli etsen!'' diyorum. Olivin yanımda acı çekmeye devam ediyor. Topaz, Olivin'a göre daha dayanaklı.

'' Size diyorum? Daha fazla dayanamazlar. Hem siz nasıl oluyor da bu ormandaki çığlıklardan etkilenmiyorsunuz?'' diye soruyorum. Sadece erdemli insanlar çığlık ağaçlarının çığlıklarından etkilenmezler.

'' Titan insanlarını çok hafife alıyorsun, küçük aptal! Konuşmana son ver ve yürü. Yakında arkadaşların acı çekmeyecek. Unutma çığlık ağacı yoksa ölümcül çığlıklarda yoktur.'' Titan insanının kahve rengi gözleri beni delip geçiyor. İki Titan insanı taşlaşmış ayak görevini gören kaya parçaları ile acınası bir halde yürüyor. Kim bilir nasıl bu hale geldiler? Zavallı Titanlar. Arkama bakmaktan kırılmaya yüz tutmuş olan boynumu öne doğru çevirip yürümeye devam ediyorum. Dakikalar sonra patikalar son buluyor ve ağaçlar giderek azalıyor. Topaz daha iyi görünüyor, tabi Olivin'da öyle. Ayağımın altındaki çimen azalıyor ve kuru toprağa dönüşüyor. İçim burkuluyor çünkü kendimi tekrar Sinek kasabasındaymışım gibi hissediyorum. Sinek kasabasındaysanız eğer ayağınız altında ya cıvık bir çamur ya da kuru bir toprak mevcuttur.

Etrafımı kolaçan ettiğimde tek bir ağacın olmadığını görüyorum. Her yer kuru toprak parçası. Çığlık ormanı aslında tam anlamıyla bir orman değil. Ağaçları ardımızda bırakarak ilerliyoruz.

'' İyi misin?'' diye fısıldıyorum Olivin'a.

Olivin bilincini geri kazanmış olsa da oldukça yorgun görünüyor.

''İyiyim.'' Diyor.

''Fısıldaşmayın!'' diyor Titan insanı elindeki oku sırtıma vurup beni iteleyerek.

''Daha ne kadar yürüyeceğiz?''

''Çeneni kapa!''

Çenemi derhal kapatıp Titan insanına sertçe bakıyorum. Bakışlarım bela vadediyor. Kuru bir çölün ortasında yürümeye devam ediyoruz. Titan yerleşkesi nerede? Orada bize ne yapacaklar? Bilemiyorum. Annem beni çığlık ormanına göndermek ile ne kadar doğru bir hamle yaptı? Aslına bakılırsa annem çığlık ormanına git demeseydi bile ben beşinci bölgeden çıkmak için yine bu ormanı aracı olarak kullanacaktım. Anneme güveniyorum. Ölene kadarda güvenmeye devam edeceğim çünkü Titanlar hiç insancıl değil. Çok kaba ve saldırganlar. Muhtemelen gittiğimiz yerde bizi mahvedecekler. Kötü düşüncelerimden sıyrılmaya çalışıyorum. Pek başarılı olduğum söylenemez.

'' Kaçmalıyız.'' Diye fısıldıyor Zedd kulağıma. Şaşkınlıkla Zedd'e bakarken arkamızdaki Titan insanlarının bizi duymadığından emin olmaya çalışıyorum.

'' Çölün ortasında kaçacak bir yerimiz mi var? Bizi anında vururlar. '' diyerek Zedd'e karşı çıkıyorum. Zedd bana hak vermişçesine susuyor. Yürümeye devam ediyoruz.

'' Debbie!'' diyor bir erkek sesi. Sesin geldiği yöne bakıyorum. Ses hemen ardımdan geliyor. Bu ses bana okunu doğrultan adamın sesi.

''Yardım et Debbie.'' Diyor adam.

''Neler oluyor Menes?'' diyor Debbie. Çünkü yardıma ihtiyacı olan tek kişi Menes değil. Demek beni sürekli azarlayan ve okuyla sırtıma vurup beni itekleyen Titan insanının adı Menesmiş. Titan insanlarına bakıyorum. Taşlaşmış gövdeleri tıpkı bir ağaç kökü gibi kurumuş toprağa kök salıyor.

''Yardım edin, lütfen!'' derken adam toprağa batıyor. Beline kadar yerin altına gömülüyor Menes.

'' Fırsat bulmuşken kaçalım.'' Diyor Zedd.

'' Daha neler?'' diyor Topaz.

'' Onları bu şekilde bırakamayız.''

'' Bağlı olan ellerin ne işe yarar ki bir düşün bakalım?'' diye karşı çıkıyor Zedd. Topaz ve Zedd'in kavgası beynimi yoruyor ve mantıklı düşünmemi engelliyor.

'' Sessiz olun!'' diye emrediyor Olivin. İşte diyorum içimden Olivin tekrar formuna kavuşuyor.

'' Ametist, ellerini uzat.'' Diyor Olivin. Bağlı olan ellerimi Olivin'a doğru uzatıyorum. Olivin damaklarıyla iplerin düğümlerini çözmeye çalışıyor. Titan insanlarını kontrol ettiğimde boyunlarına kadar toprağa batmış olduklarını görüyorum. Titan insanları bağırıp çağırıyor. Toprak onları esir alıyor ve çok yakında toprak onlara mezar olacak. Bu çok korkunç.

'' Acele et, Olivin. Acele Et!'' Olivin hızlanıyor. Zedd'e Topaz'ın bağlı olan ellerini çözmeye çalışıyor. Saniyeler sonra düğümler çözülüyor ve ellerimiz serbest kalıyor. Fakat yolunda gitmeyen bir şeyler var. Ayağımın altındaki sert toprak yumuşamaya başlıyor ve bileğime kadar toprağa batıyorum.

''Olivin?'' diye çığlık atarken buluyorum kendimi. Olivin çığlığım karşısında şaşırmışa benzemiyor. Çünkü oda tıpkı benim gibi toprağa gömülüyor.

''Sakin ol, Ametist.'' Diyor Olivin hırıltılı ses tonuyla. Dizlerimize kadar toprağa gömülmeye devam ederken, Zedd çemkiriyor.

''Size kaçalım demiştim. Şimdi hep birlikte burada öleceğiz.''

''Kapa çeneni Zedd'' diyor Olivin bağırarak. Olivin gergin görünüyor. Çırpınıyorum ancak bu hiçbir işe yaramıyor. Çırpındıkça batıyorum. Bu toprak kuru bir bataklık gibi.

''Ne yapacağız?'' diye soruyor Topaz.

''Bilge olan sensin, ne yapacağımızı sen bulmalısın.'' Diyorum. Belime kadar toprağa gömülüyorum.

'' Ametist?'' diyor Olivin eliyle Titan insanlarının olduğu alanı işaret ediyor.

Kafamı çevirip Titan insanlarına bakıyorum. Ama görünürde Titan insanları yok. Toprak onları tamamen yutmuş. Bilge Topaz ile çığlık atmaya başlıyoruz. Olivin bana kınayan gözlerle bakıyor. Boğazımıza kadar toprağa gömülüyoruz.

'' Hepimiz öleceğiz.'' Diye sızlanıyor Topaz.

'' Doğru tahmin.'' Diyorum.

Güneş gri olan kel kafamı yakıp kavuruyor.

''Suyun içerisinde nefes alabiliyorduk, belki toprak içerisinde nefes alabiliriz.'' Diyorum yeni bir teori üreterek.

''Hayal dünyana hayranım.'' Diyor Topaz benimle dalga geçerek.

''İkinizde susun!'' diyor Olivin çünkü o ölüm anında bile sessizliği istiyor.

''Hatırladım,'' diyor Zedd erkeksi sesi ile.

''Neyi hatırladın?''

Zedd'in bir şeyler hatırlaması oldukça komik çünkü o yaşlı biri.

''Kıpırdamadan durun!'' diye bizi uyarıyor Zedd. Sadece kafamın yüzeyde sabit olduğunu öngörürsek bu uyarı anlamsız.

''Zedd, sen çıldırdın mı? Şu halimize bir bak! Nasıl kıpırdayabiliriz ki?''

Okkalı bir kahkaha atıyorum Topaz'ın yüzüne bakarak. Çünkü Topaz panik duygusunu sergilediği yüzüyle komik görünüyor.

''Ah,'' diyor Olivin ardından susuyor. Zedd, Topaz'a doğru tükürerek,

''Saygısız çocuk! Saygısız çocuk!'' diyor. Olivin 'da gülmeye başlıyor.

'' Yani demek istediğim, sakin olun. DNA'sı değiştirilmiş topraklar tıpkı bir bataklık gibidir. Hareket ettikçe ve paniğe kapıldıkça sizi yutar. Şimdi sakin olun!'' diyor haritacı Zedd.

'' Peki sakin olunca ne olacak? Bizi kusacak mı?'' diye soruyor Topaz haritacıya bakarak. Zedd, sinirlenerek,

'' Topaz,'' diye bağırıyor. Zedd toprağa daha çok gömülüyor. Sadece gözleri görünüyor Zedd'in.

''Yaptığını beğendin mi Topaz? Onu sinirlendirdin.'' Diye kızıyorum Topaz'a.

''Hayır onu ben sinirlendirmedim. O zaten sinirlenmeye hep meyilli. Sakin ol Zedd. Yoksa burası sana mezar olacak!'' diyor Zedd'e bakarak.

''Of,'' diyorum Topaz ile dalaşmaya devam ederken Zedd'in gözleri kapanıyor.

''Zedd?'' diyor Olivin. Fakat Zedd tepki vermiyor.

''Zedd, iyi misin?''

Zedd'in bedeni saniyeler sonra ortadan kayboluyor. Panikliyorum. Toprak Zedd'i yutuyor.

'' Nereye gitti bu?'' diye soruyorum.

'' Bilmiyorum,'' diyor Topaz.

Kısa süreliğine düşünüyorum. Olivin ve Topaz ''İmdat! Yardım edin!'' diye çığırıyor fakat biliyorum ki bizi burada yaradan öte duyabilecek hiçbir varlık yok. Dua ederek sakinleşmeye çalışıyorum. Zedd, bu toprak yiyenden kurtulmayı başardıysa bende başarabilirim. Gözlerimi kapatıyorum ve annemi düşünüyorum. Aylar öncesi gözümde canlanıyor. Babamın bana bağırışları ve beni azarlayışları... Annemin sevgi dolu sözcükleri,

'' Her ne olursa olsun sizi hep seveceğim.''

Lee annenin şarkısı,

''Dünya güzel

Aç kollarını insanlığa,

Savaşmak kötü

El salla karanlığa.''

Tamamen sakinleştiğimden emin olduktan sonra toprak içerisinde mahsur kalan ayaklarımı hareket ettirebildiğimi fark ediyorum. Sert toprak giderek yumuşuyor. Ve beni tamamen yutmak için hazırlanıyor. Son kez derin nefes alıyorum ve kafam toprağa batıyor. Aşağı doğru kayıyorum.

'' Ametist!'' diye bağırıyor Olivin ardımdan.

Metrelerce yükseklikten kayalıklarla dolu bir zemine düşüyorum. Düşmenin etkisi ile baldırım acıyor. Zedd ve Titan insanları beni kolumdan yakalayıp ayağa kaldırıyor. Acı çekerek ayağa kalkıyorum.

'' Burasıda neresi?'' diye soruyorum. Titan insanları artık silahlarını üzerime doğrultmuyor. ''Kupa kasabasına giden bir geçit.'' Diyor Zedd ve Olivin ile Topaz 'da gizli geçide düşüveriyor.

'' Bir an için asla sakin olamayacağımı sandım.'' Diye sızlanıyor Topaz burkulan ayağını tutarak.

'' İnanır mısın bende öyle?'' derken Olivin Topaz'ı var gücüyle destekliyor.

'' Burası gizli bir geçitmiş, bizi Kupa Kasabasına götürebilecek bir geçitmiş.'' Diye açıklama yapıyorum Topaz ile Olivin'a.

Topaz kayalıklara dokunarak, '' Vay canına!'' diyor.

'' E ne duruyoruz? Haydi gidelim.'' Diyor ve geçitte yürümeye başlıyor.

Menes ''Dur bakalım! Hiçbir yere gidemezsin!'' diyor.

'' Peki ama neden dostum?'' diye itiraz ediyor Topaz.

'' Ben senin dostun değilim.''

'' Hiç insancıl değilsin!''

''Liderimiz sizi görmeden hiçbir yere gidemezsiniz. Şimdi yürüyün. Titan yerleşkesine gidiyoruz!'' diyor Debbie. Debbie, Menes'e göre daha sıska ve çelimsiz olsa da sesi ölüm vadediyor.

''Pekala, lütfen sakin ol Debbie. Madem öyle önce liderinizle tanışırız.'' Diyorum uzlaşmaya çalışarak.

'' Başka seçeneğiniz yok!'' diye homurdanıyor Menes.

'' Yürüyün!'' diyor Debbie. Mağara boyunca yürüyoruz.

Zedd, rulo şeklinde sarılmış olan haritasını siyah pelerinin iç cebinden çıkarıyor. Saman kağıdından yapılmış olan Drake haritasını açmak için hazırlanırken aniden duraksıyor.

'' Topaz ve Olivin,'' diyor.

Topaz ile Olivin, Zedd'e bakıyor.

''Kulaklarınızı tıkayın.''

'' Pekala,'' derken Olivin'ın sesi oldukça yorgun.

'' Hey ihtiyar?'' diyor Debbie. Zedd'e sol kaşını kaldırarak bakıyor.

'' Saygısız!'' diyerek yapıştırıyor Zedd lafı.

''Asıl ihtiyar babandır.'' Diyor Zedd. Kıkırdıyorum.

''Sen haritacı mısın?'' diye soruyor Menes.

'' Evet, bu ormanın haritasını ben çizdim.'' Diye karşılık veriyor Zedd.

'' O zaman bizi yüzeye çıkar.''

''Deneyeceğim.''

''Sakın bir oyun oynamaya kalkma. Bizi sadece yüzeye çıkar.''

'' Peki! Peki!''

Zedd, Drake haritasını açıyor. İşte tam o anda Topaz ve Olivin diz çöküp kıvranmaya başlıyor. Zedd haritaya hızla göz gezdirip kapatıyor. Şu taraftan diyor sol taraftaki mağarayı işaret ederek. Ortam giderek karanlıklaşıyor. Avucumdaki gri ateşi yakıp tolumuzu aydınlatıyorum. Topaz ve Olivinda bana aydınlatma konusunda yardım ediyor. Menes ile Debbie avucumuzda beliren ve yolumuzu aydınlatan gri ateşe hayranlıkla bakıyor.

'' Bu nasıl bir şey?'' diyor Debbie.

'' Büyü gibi bir şey.'' Diye cevap veriyor Menes.

'' Yalnızca cinsiyetsiz bedenimizin bir özelliği.'' Diyorum.

'' Bedeniniz gerçekten değerli.''

''Değerli olan şey cinsiyetsizler.'' Diyorum ve Menes'i umursamayarak yürümeye devam ediyorum. Mağara üç bölmeye ayrılıyor.

''Ne taraftan gideceğiz?'' diye soruyorum Zedd'e doğru bakarak. Topaz sol kolumdan tutup sol taraftaki bölmeye doğru çekiştiriyor beni.

'' Bu taraftan gideceğiz.'' Diyor. Olivin ise sağ kolumdan tutup bedenimi sağ bölmeye doğru çekiştiriyor.

'' Hayır, bu taraftan gideceğiz.'' Diyor. Derin bir of çekiyorum. Topaz ve Olivin yön bilgilerini galip getirmek için kavga edip duruyorlar.

'' Yeter artık! Kavga etmeyin.'' Diyorum fakat bu işe yaramıyor. Daha çok bağırışıyorlar.

'' Bu taraftan gideceğiz!''

'' Hayır bu taraftan.''

'' Soldan gideceğiz.''

'' Hayır, sağdan gideceğiz.'' Kim bilir ne denli komik görünüyoruz. Çünkü Menes ve Debbie Topaz ile Olivin'ın kavgası karşısında kahkaha atıyorlar. En sonunda Zedd, çığlık haritasını açıyor ve mağara erdemli insanların duyamayacağı çığlıklarla doluyor. Olivin ve Topaz kollarımı çekiştirmeyi bırakıp yere yapışıyorlar. Kulaklarını tıkayıp acı çekiyorlar. İkisinin ortasında ayakta dikilmeye devam ederken Zedd Drake haritasını kapatıyor ve,

'' Hayır, ne sağdan gideceğiz ne de soldan! Ortadaki yoldan ilerle Ametist.'' Diyor. Menes alaycı ses tonuyla gülüyor. Topaz ile Olivin'a acıyarak bakıyorum. İkisinin de yön sezgisi oldukça zayıf. Yürümeye devam ediyoruz.

'' Zedd, baksana orada bir ışık var!'' diyorum mağaranın sonunu işaret ederek.

'' Evet, sonunda yüzeye çıktık.'' Diyor Zedd ve elinin tersiyle alnındaki teri siliyor.

Işığa doğru ilerliyoruz ve mağaradan çıkıyoruz. Derin bir oh çekiyorum fakat gördüklerim o kadar ilginç ki neredeyse kalp krizi geçireceğim.

Yüzeye çıktığımızda ilginç yerleşkeler görüyorum., DNA'sı değiştirilmiş kocaman mantarlardan yapılmış evler ,deniz kabuğundan yapılmış evler görüyorum. Mantarların gövdesinde bulunan pencereler oldukça estetik duruyor.

'' Burası, '' diyor Menes,

'' Burası Titan yerleşkesi.'' Ağzım açıkta kalıyor yerleşke içerisinde gezinirken. Bir sürü Titan insanı evlerinden dışarı çıkıyor ve bize hayret dolu gözlerle bakıyor.

''Bunlar cinsiyetsizler,'' diyor Titan kadınının biri. Titan kadınına bakıyorum. Belden yukarısı et yığını, belden aşağısı ise taşlaşmış kaya parçaları. '' Hepsi cinsiyetsiz değil, yaşlı adam cinsiyetli diyor, Titan kadının yanı başında duran Titan adamı. Kalabalığın arasında ilerliyoruz. Güneş giderek gökyüzünden kayboluyor. Bir günü daha geride bıraktığımızı anlıyorum ve üzülüyorum. Ölüm günüm bu giderek yaklaşırken titan insanlarının yanında olmam resmen zaman kaybı. Sonunda yol bitiyor ve karşımıza kocaman bir deniz kabuğu çıkıyor. Menes deniş kabuğundan yapılmış olan büyük evin kapısını çalıyor.

'' Tak! Tak! Tak!''

Kapı kulakları sağır edebilecek olan bir gıcırdama ile açılırken dişsiz olan damaklarımı birbirine sürtüyorum. İçeriden Mavi pelerinli bir kadın çıkıyor. Bedeni Menes'in bedeniyle aynı. Taşlaşmış bir beden. Saçları uzun ve beyaz kadının. Yüzü kırış kırış. Burnu sivri ve uzun. Gözleri çukurda. Kadın oldukça çirkin.

'' Buda ne?'' diyor Olivin, kadının çirkinliği karşısında Tiksinerek konuşuyor adeta.

'' Ne olacak? DNA'sı değiştirilmiş bir cadı!'' diyor. İçimden gülüyorum.

'' Cinsiyetsizlerden daha çirkin bir cinsiyetli.'' Diyor Olivin fısıldayarak. '' Doğru konuşun!'' diye bağırıyor Zedd ve gözlerini üzerimize devirip sinirlice bakıyor. Zedd'in çirkin kadına yaptığımız saygısızlığa neden kızdığını anlayamıyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

79K 2.8K 20
Avukatın mafya müvekkeli ile zorlu yaşamı
1.6K 201 4
Ateş, mutlak güçtü. İsterse havayı zehirleyebilir, suyu yok edebilir, toprağı çürütebilirdi. Ateş asıl güçtü fakat daima hor görülen olmuştu; karşı ç...
306 56 6
küt saç gibi kısa hikayeler.
YASAK DENEY By 👑

Science Fiction

184K 17.1K 36
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...