CİNSİYETSİZ

By SadeceMika

1M 48.6K 4.1K

Zenon dünyasında dört sınıf vardır ve bu dört sınıfın her birinin kendine ait sembolü mevcuttur. Kupa sınıfı... More

GİRİŞ
YEMİN
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 13
CİNSİYETSİZ hakkında bilinmesi gerekenler
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
Bölüm 41
BÖLÜM 42
Bölüm 43
BÖLÜM 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
BÖLÜM 53

Bölüm 31

16.6K 722 45
By SadeceMika

BÖLÜM 31

KRAL JORDAN VE BİLİM İNSANI AVİS

Bugün ki dersimiz bıçak atma. Gri salonda bay Jeff ' i beklerken Jade kaçamak bakışlar atıyor.

'' Neyin var?'' diye soruyorum. Jade 'in kafası oldukça karışmışa benziyor.

'' Gerçekten Topaz ' a yardım edecek miyiz?'' diyor Jade. Şaşkınca bakıyorum.

'' Neden Topaz ' a yardım etmeyelim ki?'' diyorum omuz silkerek.

'' Belki de Cinsiyetliler ölmelidir?'' Diye varsayımda bulunuyor Jade.

'' Bu da ne demek Jade?'' Derken avuçlarımdan çıkan gri ateşi kontrol etmeye çalışıyorum.

"Hey! Hey! Sakin ol. Söndür şu avucundaki alevleri."

Derin nefes alıp sakinleşmeye çalışıyorum, sinir sistemlerim gevşeyince avucumdaki gri ateş kendiliğinden sönüveriyor.

'' Bize yapılanları nasıl unutursun Ametist. Max, bacağına kazma sapladı ne için ?Cinsiyetsiz olduğun için. Sinek halkı bize saldırdı ve öldüresiye dövdü. Ne için?Cinsiyetsiz olduğumuz için. Babam annemi suçladı ve onu dövdü, söylesene Ametist bütün bunlar ne için?''

İçimde bir yerler acıyor. Kabuk bağlamış olan yaram tekrar kanıyordu. Babamın annemi dövdüğünü unutmamıştım, Harlan'ın oğlu Max elindeki kazmayla acımasız bir canavardan farksızdı. Bilinç altı rüyamda Olivin 'in annesinin tecavüze uğrayışı ve öldürüşünü anımsadım. Olivin 'in parmağı kesilmişti. Hakim bile cinsiyetsiz olduğumuz için bizi suçlamış ve bizi sinek kasabasından sınır dışı etmişti. Bütün bunlar ne içindi? Cinsiyetimiz olmadığı için cezalandırılıyorduk. Jade, öfkeyle bakıyor, gözleriyle adeta ateş saçıyor. Peki ama Sinek , Maça , Karo ve Kupa sınıfında iyi insanlar yok muydu? Cinsiyetlileri öylece ölüme mi terk etmeliydik?

Topaz ' ın babası orduyu güçlendirmez ise cinsiyetliler büyük bir olasılıkla bu savaşı kaybederlerdi. Allivenas,büyük ve tehlikeliydi. Sadece kuyruğunu sallasa bile Sinek kasabasını yerle bir edebilirdi. Titanuxları durdurmak neredeyse imkansızdı. İnsan neslinin sonu geliyor.

Ama Cinsiyetsizleri hor gören ve eziyet eden bir topluluğu korumak ne kadar doğruydu?

Cinsiyetsiz olabilirdik fakat biz insandık. Ettiğimiz yemin ne olacaktı. Özgürlüğümüzü tehlikeye atarak yemin etmiştik.

Jade haklı olabilir mi? Kötü insanların ölümünü seyredersek bu bize zevk verir mi? İntikam bizi soğuk kalpli biri yapar mı? Bilmiyordum. Kafam sürekli karışıyor.

'' Annem ve Lee anne ne olacak? Orada ölüp gidemezler ya?'' Jade' e ikna etmenin tek yolu annem ve Lee anneyi hatırlatarak olayı dramatize etmekti.

'' Savaş başlamadan Sinek kasabasına gideriz ve onları buraya getiririz.'' Tek kelime etmeden gri zemine bakıyorum. Diğer cinsiyetliler ölüme mahkum olacaktı. Bu korkunç.

'' Sırdaşlığımıza katılmak istemiyorsan,katılmazsın .'' diyerek sırtımı Jade'e dönüyorum.

Bay Jeff sonunda geliyor. '' Dizilin.''

Atış duvarına doğru yürüyoruz. Bıçaklarımızı elimize alıyoruz ve atış duvarına bakıyoruz. Atış duvarında bugün büyük bir farklılık var. Atış tahtası yok. Onun yerine bir Titanux canavarı var. Dört elinden kelepçelenip atış duvarından sarkıtılmış. Bu bizim dün gece yakalayıp öldürdüğümüz canavarın ta kendisi. Jeff onu sergiliyor ve diğer Cinsiyetsizlere tanıtıyor. Ben , Topaz, Turmalin,Akik ve Jade haricindeki diğer cinsiyetsizler oldukça şaşkın gözüküyor. Cinsiyetsizler kusacakmış gibi bakıyor.

'' Ah.. Bu şeyde ne? Ne kadar da iğrenç kokuyor. Yeşil sümüğü var.'' Diyor Lapis babasının bizzat tasarladığı canavarı sanki ilk kez görmüş gibi davranıyor. sivri burnunu tutuyor Lapis ve koku almamak için direniyor. '' Bu... '' diyor Jeff. ''Bu bir Titanux canavarı.'' Topluluktan uğultular yükseliyor.

Bazı korkaklar çığlık atıyor. Buradaki herkes Titanux canavarının nasıl dünyaya geldiğini ve nasıl tehlikeli olduğunu biliyor.

'' Bağırmayı kesin ve korkmayın. O, ölü bir canavar.'' Cinsiyetsizler bir nebze olsa da çığlıklarını durdurmayı başarıyor. '' Bu gün karşımıza bir Titanux canavarı çıkarsa ona nasıl davranmamız gerektiğini öğreneceğiz. Bıçağınızı iyi kavrayın. Bu yaratık ağzından alevler çıkarıyor ancak bir ejderha değil. Bir çok kolu var, örümcekte değil. Uzun sivri dişleri ve tırnakları zehir saçıyor. Eğer sizi ısırırsa yada tırmalarsa saniyeler içerisinde ölürsünüz. Sivri kanatlarıyla çok hızlı uçuyor. O kadar hızlı ki siz gözünüzü açıp kapayıncaya kadar rahatlıkla saldırabilir. Her kusursuz varlığın kesinlikle bir zayıf noktası vardır. Bu yaratığın zayıf noktası kafası. Tüm sinir sistemi ve kalbi kafasında. Eğer elinizdeki silahı kafasına doğru nişan alırsanız ölmekten kurtulursunuz. Şimdi bıçaklarınızı canavarın başına nişan alın ve fırlatın.''

Bıçağı sıkıca kavrıyorum, ilk atışımda hedefi vurmayı başarıyorum. Jeff beni tebrik etmiyor. Çünkü bu yaratığı öldüren kişi zaten benim. Topaz oldukça iyi bir atış yapıyor. Jade ve Turmalin başarısız. O yaratığa baktıkça bütün mutluluğum sönüyor. Yaşama sevincim kalmıyor. Akik, her ders olduğu gibi bu derste ölümcül bakışlar atıyor. Jade ile tekrar konuşmayı deniyorum fakat beni umursamıyor ve uzaklaşıyor. İki düşünce arasında bocalanmak beni mahvediyor.

Dersten sonra bayan Noah'ın yanına gidip Grant geyiği antremanlarına katılıyorum. Çılgın geyiğim resmen aklını yitirmiş. Antrenman sırasında Turmalin beni ziyarete geliyor.

'' Eminim bu Turnuvanın birincisi sen olacaksın.'' diyerek beni gaza getiriyor.

'' Şey... Ben bilemiyorum.''

'' Lütfen Ametist. Daha önce hiç bir sinek bu turnuvada birinci olamamış ama sen olmalısın çünkü sen diğer sineklerden oldukça farklısın.'' diye açıklamada bulunuyor Turmalin.

Ensemi kaşıyarak '' Deneyeceğim.'' diye geveliyorum.

'' Söz ver.'' diyor.

'' Birinci olacağına söz ver.''

'' Tabi ki de söz vermeme olanak yok. Ya birinci olamazsam verdiğim sözü tutmamış olurum.''

'' Tabi ki de söz vereceksin çünkü birinci olacaksın, çünkü sen iyi bir jokeysin. '' Gözlerini gözlerimden bir saniyeliğine bile ayırmadan konuşuyor Turmalin. En sonunda ısrarına dayanamayıp, '' Söz veriyorum, birinci olacağım.'' diyorum.

'' İşte bu!'' diyor. Ve bulunduğum alanı terk ediyor turnuva delisi Turmalin. Tahminimce Turmalin seçmelerde birinci olsaydı tek hedefi turnuvuda birinci olmak olurdu. Çünkü Sinek kasabasından biri daha önce hiç dereceye girmemişti. Seçmelerde birinci olan şansız cinsiyet ben olduğumdan dolayı Turmalin üzerimde baskı kurup beni birinciliğe sürüklemeyi istiyordu. Turmalin sadece turnuvalar konusunda şaka yapmaz turnuvaları ciddiye alırdı. Şimdi verdiğim sözün altında ezilmek istemeyerek birinci olmak için çanalayıp duracaktım. Turmalin'in taktiği çok iyiydi. Sorumluluk duygusunu bedenime enjekte edip gitmişti. Tüm bu sorumluluk duygusu altında ezilerek Ay taşı dağına çıkıyorum. Yalnız kalmaya ihtiyacım olsa da Topaz beni rahat bırakmıyor.

'' Anlaşılan bugün yalnız kalamayacağım.'' diyorum.

Topaz sitemimi umursamyarak, '' Durgun ve solgun görünüyorsun.'' diyor.

'' Yorgun olan tek şey zihnim.'' Diyorum zihnimin içerisindeki düşünceler beni rahat bırakmıyor. Sandalın olduğu yöne doğru bakıyoruz. Deniz bana huzur veren tek şey.

'' Zihnini dinlendirmelisin.'' Diyor Topaz. Kıkırdıyorum.

'' Kolaysa sen yap.'' Diyorum. Topaz susuyor ve ufuk çizgisine bakıyor.

'' Zedd ' e gidip Drake haritası hakkında bilgi almalıyız.''

Kararsız olmama rağmen '' Ya Zedd bize bilgi vermezse?'' diye soruyorum.

'' Denemeye değer.'' diyor topaz gözlerini kırpıştırarak.

'' Pekala.'' diyorum. Topaz elini uzatıyor ve beni ayağa kaldırıyor. Kısa süreliğine buluşmuş olan gri ellerimizi birbirlerinden uzaklaştırıyoruz.

'' Hey ! '' şuna bak. Topaz 'ın baktığı yöne doğru bakıyorum. Bir sandal okula doğru yaklaşıyor. Joel, kürek çekiyor. Sandalda Beyaz pelerinli ve kırmızı pelerinli iki adam var.

'' Bunlar da kim?'' diyorum.

'' Bunlar... '' diyor Topaz ve ardından yutkunuyor.

'' Bu Kral Jordan ve bilim insanı Avis.'' Zihnimde şimşekler çakıyor.

'' Kral Jordan ve bilim insanı Avis mi?''

Bu adam Alginat bakterisinin üretilmesine onay veren ve cinsiyetsizleri hem türetip hem de öldürmek isteyen, paraya düşkün ve erdemli olmaktan yoksun olan adamın tekiydi. Bütün cinsiyetsizler ondan nefret ederdi. Üstelik en büyük çocuğu olan Akik bir cinsiyetsizdi. Bilim insanı Avis ise alginat bakterisi bizzat üreten kişi ve Kral Jordan'ın suç ortağıydı.

'' Evet. Buraya gelmesi büyük bir cesaret. Neden buraya geliyorlar ki ve kendinlerini tehlikeye atıyorlar ki? Baksana Kral Jordan,muhafızlarını bile getirmemiş.'' diye söyleniyor Topaz Ardından

'' Hadi gidip öğrenelim.'' Diyor .

'' Ne!'' diye çemkiriyorum.

'' Hadi gel.'' Ay taşı dağından hızla iniyoruz. Okula vardığımızda Joel , Kral Jordan 'ı hızlı bir şekilde Müdür Frank 'ın odasına götürüyor.

'' Kahretsin. '' diyor Topaz.

'' Ne konuştuklarını duymalıyız.''

'' Tırmanalım.'' Diyorum.

'' Nasıl yani?'' diyor Topaz.

Topaz'a açıklama yaparak zaman kaybetmek yerine onu kolundan tutup sürüklüyorum. Binanın dışına çıkıyoruz ve kolonlara tutunarak tırmanıyoruz. Ara ara etrafa bakıyorum ve kimsenin bizi görmediğinden emin oluyorum. Müdür Frank her zaman odasının penceresini açık tutar. Temiz havayı sever. Pencerenin altındaki kolona sarılıp İki lideri dinliyoruz. Konuşmanın sonuna yetişmiş olsak da şansız sayılmayız.

'' Bana yardım etmelisiniz.'' Diyor ince ses . Bu ses Kral Jordan 'a ait.

'' Yakında savaş başlayacak. Ancak askerlerim cinsiyetsizler kadar güçlü değil. Yönetim sistemimizde aksamalar başladı. Titanlar ile savaşmak için yeterli cephanemiz bile yok. Zenon dünyası olarak güçsüzüz. Fakat birlikte olup birbirimizi kollarsak bu savaşın üstesinden gelebiliriz.''

" Neden sevgili Avis yeni bir bakteri üretip, yeni canavarlar türetmiyor. Türetilen bu varlıkları savaşlarında kullanabilirsin, değil mi Avis?" Diyor Müdür Frank resmen dalga geçerek.

" Hepimiz biliyoruz ki cinsiyetsizler Zenon dünyasının en güçlü yaratıkları. Cinsiyetsizler varken neden yeni bir bakteri üreteyim ki sevgili Müdür Frank?" Diyor Avis pürüzsüz sesiyle.

Müdür Frank 'ın aldığı derin nefesi duyabiliyorum. Ayak sesleri yükseliyor. Müdür Frank pencereye doğru yaklaşıyor ve dışarıya bakıyor. Kolona daha sıkı sarılıyoruz ve bedenimizi daha çok büzüştürerek gizlenmeye devam ediyoruz.

'' Söylesene Avis, öldürmeye çalıştığın cinsiyetsizler, sürgün ettirdiğin cinsiyetsizler, Zenon dünyasına bir türlü sığdıramadığın cinsiyetsizler ,neden sana yardım etsin? Kendi çocuğun dahi bu okulda eğitim görüyor. Neydi adı ? Cinsiyetsiz çocuğunun yeni adını biliyor musun ? Görüş gününe geldin mi Avis? Ah... Tabi ki de hayır. Kendi çocuğun bir cinsiyetsiz olduğu için ondan nefret ediyorsun. Bir de utanmadan buraya kadar gelip yardım istiyorsunuz. Ne kadar yazık! Titanlar senin korkunç eserin değil mi? Eğer Alginat bakterisinin üretimini durdursaydın Jordan,dünyan savaş altında olmayacaktı. Size yardım etmeyeceğim. Kendi ellerinizle tasarladığınız yaratıklar tarafından öldürüleceksin Avis.'' Diyor Müdür Frank . Sesi o kadar keskin ve kararlı ki Kral Jordan ve Avis uzun bir süre konuşacak cesareti kendinde bulamıyor.

İçeride hava aniden kızgınlaşıyor ve soru cümleleri nihayet son bulup tehdit cümleleri kuruluyor.

'' Kendi türün ölecek Frank. Cinsiyetliler. Hatta belki de Elsa bile ölecek.'' Diyor Avis ve nutkum tutuluyor. Gürültüler yükseliyor. Müdür Frank Kral Jordan 'ı gırtlaklıyor olabilir.

'' Kes sesini Kral. Ve buradan git. Eminim savaştan önce ölmek istemezsin.''

" Tekrar görüşeceğiz Müdür!" Diyor Kral tehditkar ses tonuyla.

Kapı kapanıyor. Odada ki üç cinsiyetlinin hararetli konuşması son buluyor.

'' Yaradan ' ın aşkına.'' Diye fısıldıyor Topaz.

'' Yine ne oldu?'' diye soruyorum.

'' Aşağı bak.'' Aşağı baktığımda şakşakcıyı görüyorum. " Eyvah!" Diyorum tıslayarak.

" Ametist, orada ne arıyorsun?" Diyor şakşakcı ve her zaman ki güler yüzüyle alkış tutuyor.

Şak! Şak! Şak!

" Hişttttt! Sessiz ol Şakşakcı! Sessiz ol!" Diye fısıldıyorum, Müdür Frank'ın bizi burada görmesi hiç iyi olmaz.

"Olaylar! Olaylar! Olaylar var!" Diyor şakşakcı. Kendini köyün akıllısı sanarak.

" Ne olayı?" Diyor Topaz sessizce.

" Ormana bakın! Ormana bakın!"

Şak! Şak! Şak!

Ormana kısık gözlerle baktığımda yüzlerce cinsiyetsizi görüyorum. Orman insan yığını ile kaplanmış. Kral Jordan 'ın dışarı çıkmasını bekliyorlar.

'' Aşağı inelim.'' Diyorum ve hızla tırmandığım kolonları hızla iniyorum. Ayaklarımı toprağa bastığımız anda biri sarı cübbelerimizi yakalıyor ve çekiştiriyor. '' Siz ikiniz.'' Diyor.

'' Yukarda ne yapıyordunuz?''

" Şimdi işimiz bitti işte." Diye tıslıyorum Topaz'a.

" Efendim Ametist,bir şey mi söyledin?" Diyor ses kulağımın ardından fısıldıyor. Topaz'ın pelerinini ve benim pelerinimi çekiştiren kişi de kim?

Tabi ki de bu Olivin. Hesap soran gözlerle bize bakıyor Olivin. Cevap vermemek için çırpınsam da son zamanlarda okuldan atılmak için resmen uğraşmıştık. Kalabalıktan uğultular yükseliyor ve Olivin 'in dikkati dağılıyor. Cinsiyetsizler Kral Jordan ve Avis'e saldırıyor. Akik, baba diyerek Kral Jordan'ın arkasından koşuşturuyor ancak Kral Jordan ,cinsiyetsiz olan öz evladına tiksinerek bakıyor bacaklarına sarılan cinsiyetsiz çocuğunu elinin tersiyle iterek uzaklaşmaya çalıyor. İşte tam o noktada Akik 'e acıyorum, çünkü Akik, sevgiden yoksun olarak büyümüş bir cinsiyetsiz. Onu bu denli kötü yapan tek şey sevgisiz bir ortamda büyümesi. Akik, babasının Zenon dünyasının Kralı olmasına böbürlenebilir ancak Kral Jordan cinsiyetsiz bir çocuğa sahip olduğu için oldukça mutsuz gözüküyor. Jade ve ben şanslı olan cinsiyetsizlerdendik, annem ve Lee anne bizi sevgiyle büyütmeyi başarmıştı. Erdemli insanın olmanın tüm özelliklerini kanımızda taşıyorduk. Lapis ise donmuş bir heykel gibi hareketsizce babası Avis'e bakıyor. Yarım boş bakışları babasına ulaştığında, Avis kafasını farklı yöne çevirip, çocuğunun boş bakışlarından kurtuluyor.

Kral Jordan Akik' i iteliyor, Akik yere düşüyor ve babasına hayretle bakıyor. Kabalıktan çıkan çığlıklar bir anda uğultuya dönüyor. Cinsiyetsizler, Kral Jordan'ın üzerine yürüyor ve '' Bir daha bizden birine o pis elini sürmeye kalkışırsan ölürsün.'' diyor Turmalin, Akik'i koruyarak. Kral Jordan yutkunuyor. '' Zenon dünyasının yöneticisi ve kurucusu olan Kral Jordan'ı öldürmekle tehdit etmek ha!'' diyor Kral Jordan.

'' Beni siz mi öldüreceksiniz? Siz cinsiyetsizler mi beni öldüreceksiniz?'' diyor Kral Jordan ve bizi küçümsüyor. Akik'in kötü olan tüm huylarını babasından aldığını anlıyorum.Ardından Akik'in üzerine doğru yürüyor. Ben ve Topaz , Akik'e kalkan olurcasına Kral Jordan ve Akik arasındaki kısa mesafede yerimizi alıyoruz.

'' Biz cinsiyetsizler kötü kana sahip olan insanları öldürmeyiz.Seni Titanlar öldürecek.'' diyor Topaz. İşte tam o noktada tüm cinsiyetsizler Kral Jordan'a saldırıyor.

Jade, Kral Jordan' ı iteliyor. Turmalin ise bilim adamı Avis'e saldırıyor.

" Kralını al ve kadabamızı terk et!" Diyor Turmalin.Lapis babasına saldıran Turmalin' in üzerine yürüyor. Turmalin ve Lapis karşı karşıya geldiğinde kendimi tekrar düellodaymışım gibi hissediyorum. İçimde fırtınalar kopuyor. Ortalık çok sakinmiş gibi birde Şakşakcı alkış tutarak,

" Turmalini rahat bırak Lapis! Yoksa üzerine işerim!" Diye tehdit ediyor şakşakcı.

Şak! Şak! Şak!

" Sen karışma köyün delisi!" Diye azarlıyor Lapis kendini deli sana köylüyü.

Şakşakcı ağzında ki safrayı Lapis' in yüzüne tükürüyor.

" Kötü insan!" Diyor şakşakcı üzerine basa basa konuşuyor kelimelerin. Gözlerini kısarak tekrar genzinden konuşuyor ve " Katil!" Diyor. Lapis sağ bileğini sıkarak şakşakcının üzerine yürüyor.

" Şimdi sana gününü göstereceğim!" Diyor Lapis. Tabi ki de hiçbir şey gösteremeyecek. Çünkü Topaz ve ben saldırgan Lapis'i yakalayıp sürükleyerek şakşakcıdan uzaklaştırıyoruz.

"Bırakın beni!" Diye çığlıklar atıyor Lapis ve babasının gözleri önünde çırpınıyor ancak bilim insanı Avis, umursamıyor. Şakşakcının gözleri korkusuzca Lapis'i süzüyor ve Olivin ,olaya müdahale edip Kral Jordan ve Avis 'i linç edilmekten son anda kurtarıyor, Kral ve bilim adamını kalabalıktan uzaklaştırıyor,ardındanda sandala bindiriyor. '' Götür onları Joel. Acele et.'' Avis ve Kral Jordan'ı uzaklaştırıyor Joel eski kayığıyla.Olivin kalabalığı sakinleştiriyor. Yerde sürünür vaziyette duran ve korkudan yüzü buz kesilen Akik' e elimi uzatıyorum. Akik kısa bir duraksamanın ardından elimi kavrıyor daha sonrada güçsüz ayaklarına emir vererek ayağa kalkıyor. Akik'in toz olan pelerinini temizlemeye çalışırken buluyorum kendimi. Ne Tuaf. Daha dakikalar öncesine kadar Akik'den nefret ederken şimdi ayacıklarımın önümde diz çökmüş pelerinini temizliyorum...

'' Teşekkür ederim.'' diyor Akik titreyen sesi ve minnettar bakışlarıyla.

"Teşekkür ederim."

"Sorun değil. Hiç sorun değil!"

Continue Reading

You'll Also Like

252K 20.2K 31
"Saçlarına neden çiçek takıyorsun?" Ona doğru döndüm. "Mezarıma koyacakları çoğu çiçekleri daha yakından görmek için."
98.3K 6.2K 41
TEXTİNG ASKER KURGUSU
372 118 12
Çin'in büyük sarayı kralı çok hastaydı herkes onun iyileşmesini bekliyorlar. Kralın en iyi komutanı tahta Keçeci olarak. Büyük oğlum wang düşmesini i...
695 62 21
Ruhun içinde bir çiçek varmış. Her sene bir tohum biter yapraklarını göğe uzatırmış. Senenin sonunda toprağa düşer ve bir masal başlarmış. Yeniden ye...