BENİM YAZGI'M

By snowqueen1331

4.2K 512 831

Hiç aşık oldunuz mu? Ya da aşkınızdan kaçtınız mı? Peki acı çekmekten, kaybetmekten korktunuz mu? Bu benim... More

Karakter Tanıtımı
~01~
~02~
~03~
~04~
~05~
~06~
~07~
~08~
~09~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~ ~FİNAL~
~DUYURUYU~

~33~

44 8 19
By snowqueen1331


Sonucu ne olursa olsun bunu ondan saklayamam benden duyması en doğru karar.

Telefonumu alıp Rüzgarı aradım. Dördüncü kez çalıyordu ama açmıyor, tam kapatıcakken açtığını fark ettim.

"Alo sevgilim. Bir an hiç açmayacaksın sandım."

"Aslında açmayacaktım ama ne diyeceğini merak ettim."

Sesi oldukça soğuk ve titrek geliyordu.

"O ne demek Rüzgar? Neden açmayacaktın ki?"

Sesli bir şekilde nefes verdiğini duydum.
"Sen hangi yüzle arıyorsun beni ha. Bu kadar adi biri olduğunu bilmiyordum Yazgı."

Duyduğum sözler karşısında boş gözlerle duvara baktım. Bana neden böyle şeyler söyledi ki? Kalbimde bir sızı yer edindi.

"Rüzgar ne diyorsun sen? Ne yüzü ne adisi, neden bahsettiğini anlamıyorum?"

"Uzatma Yazgı ne haltlar yediğini öğrendim, bizzat şahit oldum. Daha fazla küçülme bana karşı bir daha da sakın arama."

"Rüz.."
Telefonu suratıma kapattı.

Bu da ne demek, neye şahit oldun Rüzgar?
Yoksa lütfen aklıma gelen şey olmasın lütfen lütfen. Yaa bizi gördüyse, o pislik beni öperken gördüyse.

Hayır yaa hayır ne yapıcam ben şimdi. Ona bunu nasıl anlatıcam. Bu böyle olmayacak telefonumu alıp odamdan çıktım.

Askıdan beyaz ceketimi alıp evden çıktım, dışarıda deli gibi gibi yağmur yağıyordu. Hızla arabama binip çalıştırdım.

"Ahh lanet olsun. Şimdi değil lütfen şimdi değil."

Lanet olası arabam çalışmıyordu. Bir kaç kez daha denedim ama bir sonuca varamayınca vakit kaybetmemek için bir taksi çağırdım. Çantamı almadığım için eve girip yanıma para aldım. Tekrar çıktıktan bir süre sonra taksi geldi. Hemen binip adresi verdim. Bir yandan Rüzgarı arıyordum ama açmıyordu.

"Biraz daha hızlı gidebilirmiyiz lütfen."

"Tabi ablacım."

Taksici hızlanınca bende tekrar Rüzgarı armaya başladım. Ama yine açmadı. Rüzgarın evine gelince taksiciye parayı verip hızla indim.

Yağmur hala durmamıştı ve benim üzerimde şort vardı. Üstümdekileri düşünmeyi bir kenara bırakıp kapıyı çalmaya başladım.

"Rüzgar aç lütfen."

"Rüzgar beni dinlemek zorundasın. Yapma böyle aç lütfen."
Kapı aniden açılmıştı.

"Rüzgar."
Sesim titrek ve pürüzlü çıkmıştı.

Gözlerinde boşluk vardı, o meftunu olduğum deniz mavileri bana bomboş bakıyordu.

"Ne işin var senin burda. Defol git evimden Yazgı."

"Beni dinlemeden gitmeyeceğim Rüzgar. Lütfen anlatmama izin ver."

Beni boydan süzdü, epey ıslanmıştım ve titriyordum. Tabiri caizse acınası haldeydim.

"Lanet olsun. Geç içeri."

Bana yol verince içeri geçtim. Salona girdiğimde yerde içki şişeleri vardı. Rüzgar beni kenara itip koltuğa oturdu, eline yarım kalan bardağını alıp içmeye devam etti.

"Rüzgar bak sen ne gördün bilmiyorum ama bir kez dinlersen beni anlayacağından eminim."

Bana dönüp sinirle baktı.
"Ne gördüm? Hemen söyliyim. Sevdiğim kadının evine akşamın bir saati herifin birini aldığını gördüm. Haa birde yine o sevdiğim kadın gözlerimin önünde o herifi öptü. Gördüklerim yeterli mi Yazgı hanım?"
Yanına gidip oturdum.

"Rüzgar bak Selimi evime aldım doğru ama ben onu öpmedim.
O beni zorla öptü. Karşı koymaya çalıştım ama bu seferde beni köşeye sıkıştırdı. Ama ben O'na karşılık vermedim."

Yüzüme inanmayan gözlerle bakıyordu.

"Kötü bir yalancısın. Daha iyi rol yapmayı öğrenmelisin.
Ahh aptal kafam sen zaten çok iyi rol yapabiliyorsun. Aylardır beni seviyormuş gibi yapamadın mı zaten?"
"Hayır, hayır Rüzgar ben rol yapmadım, yapmıyorum ben seni gerçek seviyorum. Çok seviyorum hemde."

"Sus. Artık yalan söyleme. Madem o it seni zorla öptü, madem karşı koyamadın başından onu niye evine aldın Yazgı?"
Sesi oldukça gür çıkmıştı.

"Almayacaktım aslında ama bana annemin ölümüyle ilgili birşeyler bildiğini söyledi. Bende merak ettim, öğrenmek için eve almıştım ama o pislik annemin adını kullanarak evime girmiş sadece."
Başımı öne eğdim. Bu kısımda haksızdız, o pisliği evime almamalıydım. Ne olursa olsun bu benim hatam.

"Hala yalan söylüyorsun. Annenin ismi kullan o adi herif değil Yazgı. Sen yaptığın halt ortaya çıkınca kendine kılıf uyduruyorsun birde o yere göğe sığdıramadığın annenin ismiyle yapıyorsun bunu."

Hızla O'na baktım.
Rüzgarın sözleri kalbimi delip geçiyordu. Hiç acımadan aklına gelini sayıyordu. Sonunu düşünmeden söylediği bu sözler sevdiğine büyük yaralar açıyor ama o farkında değil.

"Ben yalan söylemem Rüzgar. Sen birde bunu annemi kullanarak yaptığımı söylüyorsun. Yapma pişman olacağın şeyler söyleme."

Rüzgar ayağa kalkınca bende kalktım. Gözlerinde alev çıkıyordu sanki.

"Ne pişman olması lan. Sen beni ne sanıyorsun bana ihanet ettiğini göz ardı edip senin yanında mı duracağım. Seni tanıdığım güne lanet olsun Yazgı."

"Ben sana ihanet etmedim. Yeter yaa yeter, o pislik evime geldi lanet olsun aldım içeriye ama yemin ederim ben onu öpmedim. Ben sana ihanet etmedim Rüzgar."

"Ben senin onu niye evine aldığını biliyorum. Sanki anlık gelişmiş gibi anlatma. Planlıydı bu, sen o iti önceden çağırmıştın evine."

"Ne, ne planı? Bak ben birşey planlamadım Rüzgar. Selimin geleceğinden haberim yoktu."

Rüzgar etrafa bakınmaya başladı. Birşey arıyor gibiydi. Uzanıp yerdeki telonunu aldı, birşeylere basıp telefonu bana uzattı. Alıp baktım.

"Bu ne lan o zaman. Sevgilin bana mesaj atıyor, senin ona attığın mesajı dönüp bana atıyor. Senin evine gelip sizi öyle görmem tesedüf değildi Yazgı. Tıpkı senin O iti evine çağırdığın gibi."

İyi de ben böyle bir mesaj atmadım ki.

"Bunu ben atmadım Rüzgar. Belli ki yalan söylemiş işte seni benim evimin önüne getirmek için. Sırf bizi öyle gör diye evime girdi. Benim zaafımı, annemi kullanarak evime girdi. Sonra beni öptü sende gördün yanlış anladın. Bunun oyun olduğu çok belli Rüzgar."

"Telefonunu ver. Madem oyun sen böyle bir mesaj atmadın görelim o zaman."

Hızla telefonumu Rüzgara uzattım. Alıp mesajlara girdi kafasını kaldırıp bana baktı.

"Bari bir halt yiyorsun mesajı silmeyi unutma. Hani atmamıştın yalancı pislik."

Rüzgarın elinden telefonu alıp baktım. Lanet olsun kim yaptı bunu. Ben bu mesajı atmadım eminim atmadım.

"Bunu ben atmadım Rüzgar. Yemin ederim ben atmadım. Hem dediğin gibi eğer böyle birşey yapmış olsam mesajı silmezmiydim hiç. O kadar aptal olmadığımı çok iyi biliyorsun. Ben sana ihanet etmedim, etmem de."

"Yaa bırak. Hala gözümün içine baka baka yalan söylüyorsun. Defol git Yazgı yüzünü gördükçe sinirim bozuluyor."

Rüzgara yaklaşıp yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Rüzgar sana yemin ederim ben sana ihanet etmedim. Bize çok büyük ve iğrenç bir oyun kurmuşlar lütfen onların oyununa gelme. Ben seni çok seviyorum."

Elleriyle bileklerimden tutup hızla aşağıya doğru itti.
"Defol git. Ne yüzünü görmek nede sesini duymak istemiyorum. Defol git."

Bağırınca yerimden sıçradım. Göz yaşlarımı tutamıyordum artık.

"Tamam sevgilim gidicem. Sen şu an çok sarhoşsun mantıklı düşünemiyorsun. Ama yarın tekrar gelicem ve biz bu saçma konuyu çözücez."

"Ne sarhoşu be ne sarhoşu. Yaptığın kahpeliği unutmak için saatlerdir içiyorum ama bir halta yaradığı yok. Ben hiç olmadığım kadar ayık kafalıyım Yazgı. Senin gibi iğrenç birine nasıl aşık oldum ben. Adi, yalancının tekisin işte.
Masum yüzlü şeytan seni. Handeden bir farkın olmadığını ispatladın işte. Şimdi evimden defolup gidiyorsun ve seni bir daha yanımda yöremde görmiycem. Seni sevdiğim o güne lanet olsun. Hayatımın hatasısın sen anladın mı? hayatımın en büyük hatası. Yaptığın adilikle hayatımdan sessizce çık ve git Yazgı."

Duyduklarımla kalbim sıkıştı. Sabah yanımda bana beni sevdiğini söyleyen adam şimdi neler diyor. Canımın ilk defa bu kadar acıdığını hissettim. Kalbim sızlıyordu, nefesim kesilmişti sanki, boğazımda ki yumru konuşmama engel oluyordu. Son kez de olsa gözlerinin içine baktım. Aşık olduğum o deniz mavilerinde nefretten başka bir duygu göremiyordum.

Yüzüme tiknircesine bakması daha çok ağlamama sebep oluyordu. Göz yaşlarımı silip derin bir nefes aldım. Kuruyan dudaklarımı ıslatıp konuşmaya başladım. Boğazımda düğümlenen sözlere inat.

"Sen bu gece bana inanmadığın için çok pişman olacaksın Rüzgar. Bana söylediklerin için kendinden utanacaksın, bana yaptığın haksızlığı anlayınca yüzüme bakmaya yüzün olmayacak. Gelip benden özür dileyip seni affetmem için yalvaraksın ama o gün bende senin bana yaptığın gibi seni hayatımdan def edicem."
Durup nefes aldım. Sonra devam ettim.

"Ben seni çok seviyorum Rüzgar. Lütfen yapma bunu bize yalvarırım. Beni ellerinle o uçurumdan itme."

Dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya devam ettim. Ayakta durmakta zorluk çekiyordum. Dizlerim bağı çözülmüştü sanki.

Bedenim ruhumu taşıyamaz hala gelmişti. Sevdiğim adamın sözleri ve gözlerinden sonra.

"Bende seni çok sevmiştim taki sen beni aldatana kadar. Şimdi sadece tiksiniyorum senden. Git Yazgı git."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri benim aşık olduğum adam gibi bakmıyordu bana.

Daha fazla onun bu sözlerine ve gözlerine dayanamayıp oturduğum yerden kalktım. Hızla evden çıkıp kendimi sokağa attım. Derin derin nefesler almaya çalışıyordum ama her nefes aldığımda kalbimde ki sızı artıyordu.

Yağmur hala dinmemişti göz yaşlarım yağmurlara karışıp yeri ıslatıyordu. Yavaş adımlarla yürümeye devam ettim. Bana neden inanmadın Rüzgar neden?

Gözlerinde bana olan nefretini gördüm hemde hiç suçum yokken. Bu hayatta en çok korktuğum şey gerçek oluyordu.

Sevdiğim adam beni yavaş yavaş ölüme sürüklüyordu. Bu hayat bana annemin kaderini yaşatmaya yemin etmiş gibi üzerime geliyordu.

Aşk denilen şey acıdan mı ibaret? Değilse neden ben şu an acı çekiyorum. Yolun ortasına oturup uzandım. Gökteki tüm yıldızlar kara bulutların altına gizlenmişti.

Yüzüme çarpan her yağmur damlası kalbimde ki ateşi körükleyen bir nefes gibiydi. Göz yaşlarım içimi soğutmaya yetmiyordu.

Sanki hissettiğim bu acı hiç bitmeyecek gibi...
İnsanın sevdiği tarafından açılan yaralar kolay kapanmazmış. Peki ben Rüzgarın kalbimde açtığı bu yarayı nasıl kapatıcam?
Asıl soru kapatmak istiyormuyum?

Ben ondan gelecek herşeye razıyken kalbimi avuçlarının içine alıp sıkması bize haksızlık değil mi? Aşkımızı bir yalana inanıp nasıl yok sayar.

Ben ona kalbimi açmak için kendimle ne savaşlar verdim. O'ysa şimdi karşımıza çıkan ilk savaşta arkasını dönüyor bana.

Aşk denilen şey sadece bencillikten ibaret değil, aşk denilen o lanet olası şey saf acıdan ibaretmiş, hayal kırıklıklarından, yalanlardan, kör olan gözlerden, mutsuzluktan ibaretmiş meğer.

Acıyan kalbimi elime alıp, ruhumu sızlatan  bu yağmurun altında hiçliğe yürümeye devam ettim....

*******************************
Bir bölümün daha sonuna geldik. Yavaş yavaş finale yaklaştığımızı söyliyim.

Son kısımı yazarken epey zorlandım, ama bence güzel bir bölüm oldu.

Umarım sizlerde okurken keyif alırsınız. 😊😊

✨İki soru ekleyelim.✨

🎗️Sizce Yazgı bundan sonra ne yapıcak?

🎗️Sizin için aşk ne demek?
Acı mı?
Bencillik mi?

❤️
⭐Oy atmayı ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın lütfen.⭐
❤️

Continue Reading

You'll Also Like

115K 561 5
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...
1.3M 78.3K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
42.6K 986 16
Biri nefret ediyor Diyeri ise aşkı bulmaya çalışıyor NEFRET ve AŞKIN hikayesi
818K 16K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...