CİNSİYETSİZ

By SadeceMika

1M 48.6K 4.1K

Zenon dünyasında dört sınıf vardır ve bu dört sınıfın her birinin kendine ait sembolü mevcuttur. Kupa sınıfı... More

GİRİŞ
YEMİN
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 13
CİNSİYETSİZ hakkında bilinmesi gerekenler
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
Bölüm 41
BÖLÜM 42
Bölüm 43
BÖLÜM 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
BÖLÜM 53

BÖLÜM 27

13.8K 773 26
By SadeceMika

BÖLÜM 27

5. BÖLGEDEN KAÇIŞ

Bütün bulaşıkları yıkadıktan sonra ormandaki bankta yapayalnız oturuyorum.Son zamanlarda en sık yaptığım şey tek başıma vakit geçirmek. Saatler önce annem yanımdaydı ve bu bankta ona sarılmıştım. İç çekiyorum. Anneme sarılırken titremiştim. Bugün izin günümüz bu yüzden görüş gününün olduğu her gün tatil olarak ilan ediliyor.

Ders yok. Düello yok. Sınav yok. Ormandaki kuşların cıvıltılarını dinlemek bana huzur veriyor.

Burada zaman hızlı geçiyor. Bedenimi geliştirip, ruhumu olgunlaştırmak erdemli insan olmaya bir adım daha atmak demek. Lee anneyi bugünkü görüş gününde göremeyişim beni huzursuz ederken,içimdeki özlem duygusuyla savaşıyorum. Lee annenin Jade ve bana öğrettiği şarkıyı mırıldanıyorum. Böylece kendimi Lee anneye daha yakın hissediyorum.

Dünya güzel;

Aç kollarını insanlığa,

Savaşmak kötü

Elveda de karanlığa...

Şarkının sonuna geldiğimde bir takım ayak sesleri duyuyorum. Sanki biri kurumuş olan yapraklar üzerinde yürüyüp duruyor. Belli belirsiz duyduğum ayak sesleri doğrultusunda etrafıma bakınıyorum.

Kimseyi göremiyorum. Etrafıma bakmaya son verip ormanın derinliklerine doğru bakışlarımı yönlendiriyorum. Ayak sesleri tekrar duyuluyor.

'' Kim var orada? ''

Sorumun cevabı yok. Jade, ışık hızıyla koşuyor ve yanıma oturuyor.

'' Korkma , benim.'' Diyor.

Korkup korkmamak arasında oldukça kararsızım çünkü Jade ilk günkü gibi değil.

'' Demek Lee annenin öğrettiği şarkıyı mırıldanıyorsun.''

Evet dercesine başımı sallıyorum fakat konuşmuyorum.

'' Konuşabilir miyiz?'' diyor.

Başımla onaylıyorum. Ama Jade ' in yüzüne bakmıyorum. Çünkü ona kırgınım.

'' Özür dilerim.'' Diyor. Jade sanki kafamdan geçen düşünceleri biliyor.

'' Ne için ? '' diye soruyorum. Bu soru cevabını bildiğim bir soru.

'' Düelloda sana karşı çok kaba davrandım. Fakat...''

Jade' in sözünü kesip bakışlarımı ona doğru çeviriyorum. '' Hayır, Jade. Bunun için özür falan dileme. Belki de bana saldırmaya mecbur bırakıldın. Benim sana kızdığım nokta nasıl bu kadar canavar olabildiğin ? ''

Jade donuk ve soluk yüzüyle kasılan bedenimi inceliyor.

'' Lee annenin dediği gibi Ametist.'' diyor Jade . Ses tonu neredeyse ağlamaklı. Ardından;

Dünya güzel;

Aç kollarını insanlığa,

Savaşmak kötü

Elveda de karanlığa...'' diyerek Lee annenin öğrettiği şarkıyı şiir okurmuşçasına mırıldanıyor ve ellerimi avuçlarının arasına alıyor.

'' Benimle savaşma lütfen... Özür dilerim ve lütfen beni affet. Thomas saldır diyordu. Tribünde ki herkes saldır diyordu. Tüm cinsiyetsizler saldırmamı söylüyordu. Ben .. Ben ne yapacağımı bilemedim Ametist. Onları dinledim. Yanlış yaptım,sen gri salonu terk ettikten sonra yapılan düelloları izledim. Tüm cinsiyetsizler canavar gibiydi. Zirkon ,Hematit'i yenerken canavar gibiydi. O korkmuş halinden eser kalmamıştı. Lapis,Azurit'i öldüresiye döverken kana susamış canavar gibiydi. Akik acımadan Krizo'nun kafasını minder üzerinde sürükleyip karnını yumrukladı. Kısacası birçoğumuz canavar gibiyiz. Buraya geldiğim günden beri düşüncelerim hızla değişiyor. Cinsiyetlilere karşı daha çok öfke duyuyorum. Öte yandan Lee anneyi özlüyorum , annemi özlüyorum. Lee anne ve annem nasıldı? '' diye soruyor Jade. Akik gibi hırslı ve kindar birinin galip gelmesi beni şaşırtmıyordu ancak Jade'in annemi fazlasıyla merak etmesine rağmen onu görmeyi reddediyor olması beni şaşırtıyordu.

'' Demek özlüyorsun ? '' diyerek omuz silkiyorum.

'' Annemi görmeye bile gelmedin. Ayrıca Lee anne hasta olduğu için görüş gününe gelmedi. '' Diyorum sesim öfke saçıyor.

'' Annem bizi terk etti.'' Diyor Jade. Aynı zırvalıkları tekrarlıyor. Ellerimi Jade'in avuçlarından kurtarıyorum. Jade ' e acıyarak bakıyorum. '' Hayır. Annem bizi terk etmedi.'' Diyorum aynı kararlılıkla inatlaşarak.

'' Bizi buraya bıraktı ve gitti.'' Diyor Jade öfkeyle.Hırıltılı seslerimiz aniden yükseliyor ve ormanda yankılanıyor. Beş yaşında ki iki canavar birbirine çemkirip duruyor resmen.

''Annem bizi sadece korumaya çalışıyor. Evde babamdan korumaya çalıştığı gibi. Burada olmamız tesadüf değil.'' Diyorum. Jade başını iki yana sallıyor.

"Yanılıyorsun." Diyor.

'' Tabi ki de yanılmıyorum.Dinle sana bir şey söylemeliyim. Fakat bu bir sır. Bunu hiç kimseye söylememelisin. Anlaştık mı?'' Sır kelimesi tehlikeli ve esrarengiz. Ve cümlem Jade'e ulaştığı anda sır olma özelliğini yitirecek.

Jade anlamsızca yüzüme bakıyor. Yüzündeki yaralar neredeyse iyileşmiş durumda. Yüzü çürük yeşil yaralardan sıyrılıp, gri cinsiyetsiz görünümüne neredeyse kavuşmuş.

'' Annem dikkatli olmamız gerektiğini söyledi. 5. bölge haricindeki tüm bölgeler tehlike altındaymış. Anlasana Jade, Zenon oldukça tehlikeli bir dünya olmaya başladı, Sinek kasabasıda öyle.Tehlikede olmamamız için annem bizi buraya getirdi. Burası güvenli, burada güvendeyiz. ''

'' Ama .. Ama .. Ama..'' diye yalpalıyor Jade. Kelimeleri toparladığında bir soru cümlesi ortaya çıkıyor. '' Diğer bölgeler neden tehlike altında ki ? '' diyor gözlerini üzerime devirerek.

'' Titanlar.'' Diye fısıldıyorum. Tıpkı annemin fısıldadığı gibi. Ormandaki tüm kuş cıvıltıları bir anda sonlanıyor. Titan kelimesi belki de bir çeşit kara büyüdür. Bilmiyorum.

'' Titanlar mı?'' diyor bir ses. Jade ile birlikte arkamıza baktığımızda Topaz ve Turmalin ' i görüyoruz.

'' Ah... Siz bizi mi dinliyorsun? Bu utanç verici.'' diyor Jade, Topaz 'a kınayan gözlerle bakıyor. Bende bakışlarımla Turmalin ' i kınıyorum.

'' Ben sadece konu mankeniyim. Sizinle konuşmak istemiştik. Yardımınıza ihtiyacımız var.'' diyor Topaz.

Bu oldukça ilginç bir durum. Topaz ve Turmalin bizden ne gibi bir yardım talep edebilirdi ki ?

Topaz ve Turmalin sarı pelerinlerini ormanda sürükleyerek bankın ön kısmında yerlerini alıyorlar.

'' Dinleyin. Benim babam bir maça askeri. Ordusu var. Babamda tıpkı annen gibi dikkatli olmam konusunda beni uyardı. Titanlar tüm evreni ele geçirmek istiyormuş.'' Diye açıklama yapıyor Topaz.

Jade '' Bu korkunç bir şey ama bizden ne istiyorsun Topaz?'' diye soruyor. Turmalin, Jade 'in sorusunu yanıtlıyor.

'' Bizimle gelmenizi istiyoruz?''

''Nereye ?'' diyorum merakla.

'' Titanların dünyasına gitmeliyiz. Bilgi toplamalıyız. Bu bir gizli görev. Babam oraya gitmemi ve neler olup bittiğini öğrenmemi istedi.''

'' Bu delilik!'' diye karşı çıkıyorum.

" Neden baban oraya gidip neler olduğuna kendi bakmıyor?"

"Çünkü 5.bölge Titanlara daha yakın." Diyor Topaz yarım yamalak açıklaması karşısında omuz silkiyorum.

Turmalin beni ikna etmeye çalışıyor tıpkı Topaz gibi.

'' Hadi ama ailelerimizin ölmesini istemeyiz değil mi? Hem yeni bir dünya daha görmüş olacağız.''

'' 5. Bölgenin sınırları dışına çıkmak tehlikeli ve yasak. Eğer 5.bölge dışına çıkarsak ceza alırız ve bu okuldan atılırız. Çok özür dilerim ama benim babam Zenon dünyasının kapitalist düzeni altında ezilen bir çiftçi. Beni kurtaracak bir ordusu yok. Size kesinlikle yardım etmeyeceğiz.'' Diyorum.

Topaz söylediklerim karşısında şaşkına dönüyor. '' Hadi ama Ametist, buraya aramızdaki sınıf farkını dile getirmek için gelmedim,sizden yardım istemek için geldim,beni koruyacak bir ordum yok ,önemli olan şey birbirimizi koruyup kollamamız. Sinek yada Maça sınıfına ait olmamız neyi değiştirir. Burada bir bütünüz. Zenon dünyası tehlikede olabilir. Sınıf farkını bir kenara bırakmalısın.''

" Turmalin'in ailesi Sinek. Bizim ailemizde Sinek. Ancak senin ailen bir Maça. Sen bir Maçasın Topaz.Sen sistemin üst tabakalarında yer alıyorsun. " Ayrımlarla dolu bu sisteme öfkeyle kükrüyorum. Göz kapaklarım yanmaya başlıyor ancak söylediklerimin hiçbir önemi yokmuş gibi

Jade ayağa kalkıp elini Topaz ' a uzatıyor. '' Sizinleyim. Yardım edeceğim.'' Diyor.

'' Hayır, Jade. Bunu yapamazsın. Kesin kurallar var. Okuldan atılabiliriz.'' Diyorum ve şiddetle ayağı kalkıyorum. Yanımda bulunan üç cinsiyetsize de korku dolu bakışlar atarken kalbim hiddetle çarpıyor.

'' Sence de kurallara uymamanın vakti gelmedi mi? Yıllardır süregelmiş olan bu düzene karşı çıkan birileri olmalı. Kuralların canı cehenneme Ametist.''

'' O birileri biz olamayız. Bunu yapamayız.'' diyerek sevgili ikiz kardeşime homurdanıyorum fakat bu çırpınışlarım işe yaramıyor.

''Yaparım, yapabilirim hatta sende yapmalısın, onlara yardım etmeliyiz.''

* * *

'' Sessiz ve dikkatli olun!'' diyor Topaz. Hava karardıktan sonra ormandan çıkıyoruz ve kayıkların orada saklanıyoruz. Bugün izin günümüz olduğu için kimse bizi aramayacak. Şanslıyız.

Titanların dünyasına gitme fikri beni ürkütüyor. Bunu yaptığımıza inanamıyorum. Joel, sandalların başında dikiliyor. Ufku gözetliyor.

'' Titanların dünyasına nasıl gideceğiz?'' diye fısıldıyorum.

'' Bunu size anlatacağım. Ama önce Joel'i atlatıp asma trene gitmeliyiz.''

'' Joel'i atlatmak yetersiz. Finola ve şakşakcıyı ne yapacağız. Hem asma tren için bilet almalıyız. Bunun için paramız bile yok.'' Diyor Jade.

'' Sonunda mantıklı bir şey söyledin Jade.'' Diyerek homurdanıyorum.

" Bu mantıklı bir şey değil, bu yalnızca saniyeler içerisinde üretilmiş olan bahane yığını." Diye çemkiriyor Topaz sarı gözleri yuvalarından çıkacakmış gibi oluyor.

'' Unuttun mu 5.bölgede para geçerli değildir.'' diyor Turmalin. Aldığım cevap karşısında soru cümlelerim tatmin olmayı başarıyor.

Joel, homurtularımızı duymuşçasına etrafına bakıyor ve sigara içmekten sararmış olan sakallarını halsiz elleriyle sıvazlıyor. En sondaki sandalın arkasına saklanıyoruz.

Güneş batmak üzere ve Joel bir santim bile yerinden kıpırdamıyor. '' Hadi ama vazgeçin. Joel, tüm gece boyunca nöbet tutmaya devam edecek.'' Diyorum.'' Hayır.'' Diyor Turmalin. '' O bir cinsiyetli. Cinsiyetlilerin gereksinimleri vardır.'' Diyor.

'' Ne gibi gereksinimler?'' diye soruyorum. Joel, yerinden kalkıyor ve arka taraftaki konteynırda ki tuvalete doğru gidiyor. '' Boşaltım gibi.'' Diyor Jade ve sırıtıyor.

'' Ah.. Tabi ya.'' diyorum ve sırıtıyorum. Usulca denize atlıyoruz ve tuzlu suyun derinliklerine dalıp solungaçlarımızı kullanıyoruz. Ay ışığı denizin üzerine yansıyor. Asma trenin olduğu istasyona kadar yüzüyoruz. Cam kapılar açılıyor ve Finola görüş alanımıza giriyor. Şakşakcı ise görünürlerde yok.

'' Finola 'yı atlatmak için bir fikrin var mı?'' diye soruyorum Topaz 'a. Çünkü Finola 'yı atlatmak demek merdivenlere ulaşıp asma trene binmek demek. Tek kaşını kaldırarak cevap veriyor.

'' Elbette.'' Topaz avuçlarından çıkardığı gri ateşi koridorun sonuna doğru fırlatıyor. Daha sonra birkaç gri ateş daha fırlatıyor ve tavandaki lambaya isabet ettiriyor. Lamba gri ateşin etkisiyle tuzla buz oluyor ve sarı elektrikleri etrafa saçıyor. Ortalık karanlığa gömülüyor.Çızırtılar kulakları sağır ederken Finola çıkan gürültüye kayıtsız kalmayıp giriş kapısından ayrılıyor. Hızla sürünüyoruz ve merdivenlere ulaşıyoruz. '' 6. Kata çıkmalıyız.'' Diyor Topaz.

'' 6.kat mı ?'' diye soruyorum merakla. Çünkü 6. Kat demek 6. Bölgeye giden bir tren demek. Oysa ki Zenon dünyası sadece 5 bölgeden oluşuyor.'' Evet. 6. Kat.'' Diyor Topaz. '' Babam 6. Kata çıkın ve asma trene binin dedi.'' Diyor.'' Acele edin. Tren gelmek üzere.'' Diyor Turmalin. 6. Kata çıkıyoruz. 6. Kat çatı katı ve harap halde. İstasyon binasını bu kadar berbat halde görmemiştim. Bir kaç dakika sonra asma tren görüş alanımıza giriyor. Asma tren bomboş. Ne bir yolcu nede bir görevli var. Topaz trenin kapı kolunu yakalıyor ve kapıyı tekmeliyor. Kapı açılıyor. Topaz içeri girip

'' Hadi, atlayın.'' Diyor. Turmalin trene biniyor. Jade trene binmek üzereyken tren hareket etmeye başlıyor .Asma trenin ardından tüm çatı boyunca koşuyorum. Tren daha fazla hızlanmadan atlamalıyım ancak yükseklik korkum var. Ve treni yakalayamazsam 6. Kattan düşerim. Tüm bedenim parçalara ayrılır. Bu korkunç.

Asma tren git gide hızlanıyor. Derin nefes alıp trene doğru atlıyorum ve trenin altındaki demirleri iki elimle kavrıyorum. Tren hızlandıkça sarı pelerinim rüzgarda uçuyor. Topaz elini uzatıyor. Topaz 'ın yüzüne kısa bir bakış atıyorum ve elini tutuyorum. Jade ile birlikte beni yukarı çekiyorlar. İçeri girdiğimde yere uzanıp derin bir nefes alıyorum. '' Neredeyse ölüyordum. Sanırım ödüm koptu.'' Diyorum. Jade , Topaz ve Turmalin yanıma oturuyor.'' Çok cesurca bir hareketti.'' Diyorlar.

'' Bu cesurluk değil. Bu delilik.'' Diyorum ve derin nefes alıyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

9.4K 1K 15
"Ben karanlığım, benim sevmeye hakkım yok Büşra anlasana" dedi Barlas acı içinde "Sen karanlık değilsin sadece ışığı sevmeyen koca a...
14.2K 876 17
Avuçlarım yalvarırcasına bakıyor gökyüzüne. Gökyüzü gürlüyor. Yanaklarım kıvrılıyor içim soğuyacak diye. Rüzgar çıkıyor. Yağmur yağıyor sanıyorum v...
846K 53.6K 48
Yakın gelecekte öngörülebilen teknolojilerin peşine düşen ülkeler, bir güç yarışına girer. Ülkelerin tehlike getiren icatları, dünyaya sunulması konu...
374 118 12
Çin'in büyük sarayı kralı çok hastaydı herkes onun iyileşmesini bekliyorlar. Kralın en iyi komutanı tahta Keçeci olarak. Büyük oğlum wang düşmesini i...