Rüya: Ardıç
Rüya: Akşam yemeğine gelecek misin?
Ardıç: Salondayım hâlâ
Rüya: Yuh
Rüya: Bu saate kadar antrenman mı yaptın?
Ardıç: Evet
Ardıç: Devam edeceğim
Ardıç: Biraz mola verdim yalnızca
Rüya: Niye bu kadar çalışıyorsun?
Ardıç: İşim bu
Rüya: Ardıç
Rüya: Bu sıralar çok fazla çalışıyorsun
Rüya: Canını sıkan bir şeyler mi var?
Ardıç: Hayır, nereden çıkardın?
Rüya: Zaten canını sıkan bir şey olsa da anlatmazsın
Ardıç: Evet, anlatmam
Rüya: Var mı yok mu?
Rüya: En azından bunu söylesen?
Ardıç: Bir şey yok
Rüya: Yani var
Ardıç yazıyor...
Rüya: Neden bu kadar kapalı kutusun?
Rüya: Hiçbir şeyini anlatmıyorsun
Rüya: 12 senedir hiç mi güven veremedim ben sana?
Ardıç: Ben böyle biriyim
Ardıç: Özellikle saklamıyorum hiçbir şeyi
Ardıç: Sadece paylaşmaya gerek duymuyorum
Ardıç: Alınganlık etmene gerek yok
Ardıç: Sen aşırı paylaşımcısın, bu yüzden tuhaf geliyor
Rüya: Alınganlık ettiğimden değil
Rüya: Sadece içim sıkılıyor
Rüya: Hiçbir şeyini anlatmıyorsun ve her şeyi kendi başına halletmeye çalışıyorsun
Ardıç: Bunda yanlış olan ne var?
Ardıç: Çocukken ailenize yeterince yük oldum zaten
Ardıç: Baban da annen de benim için çok fazla uğraştı, kendi çocuklarıymış gibi ilgilendiler
Ardıç: Her şeyimi kendim hallederek onlara yük olmamak yapabileceğim tek şey
Ardıç: Yaptıklarına başka nasıl karşılık verebilirim bilmiyorum
Rüya: Hiçbirimiz seni bir yük olarak görmedik ki
Rüya: Aksine, sen bizim ailemizin vazgeçilmez bir parçasısın
Rüya: Bir kere benim ilk arkadaşımsın
Rüya: Akrabam olmayan ilk arkadaşım yani
Rüya: Kuzenlerimi saymak olmaz, arada kan bağı olduğu için bana katlanmak zorundalar
Ardıç: Çocukken ne kadar sabırlıymışım cidden
Rüya: Çok kötüsün
Ardıç: Şaka yapıyorum
Ardıç: Sen de benim ilk arkadaşımsın
Ardıç: Ama her şeyi kendi başıma halletmeye çok alışkınım, Rüya
Ardıç: Ailen beni içtenlikle kucaklasa da sonuçta sizden biri değilim
Ardıç: Dışarıdan gelen bir yabancıyım
Ardıç: Sizin beni ailenizden biri gibi gördüğünüzü biliyorum ama dertlerimle, sıkıntılarımla sizi meşgul edemem
Ardıç: Dediğim gibi, paylaşımcı biri değilim
Ardıç: Seni her şeyini paylaşmayı tercih ettiğin için garipseyemem de
Ardıç: Ama senin gibi kocaman bir ailenin içinde büyümedim ben
Rüya: Şu an bir derdinin olduğuna daha da ikna oldum
Rüya: Ayrıca, bizden biri olman için kan bağı gerekmiyor
Rüya: Dışarıdan gelmenin de hiçbir önemi yok
Rüya: Ona bakarsan Doğa ile de aramızda kan bağı yok
Rüya: Elçin teyzemin ve eniştemin evlatlık çocuğu
Rüya: Ama bu onu benimsememize veya onun bizi benimsemesine engel değil
Ardıç: Sizi benimsemediğimi söylemedim
Ardıç: Bir derdim varsa da kendi başıma halledemeyeceğim bir şey değil
Rüya: Kafan da kopsa kendi başına halledebileceğini söylersin sen
Ardıç: Evet, bu doğru
Rüya: Gerçekten sinirsin ya
Rüya: Şurada 2 saat dil döksem de bana açılmanı sağlayamam, değil mi?
Rüya: 12 yıldır yapamamışım zaten
Ardıç: Diğerlerinden daha çok şey biliyorsun
Rüya: Doğum gününü bile bilmiyorum
Ardıç: Doğum günümü ben de bilmiyorum
Rüya: Bilsen söyler miydin?
Ardıç: Hayır
Rüya: Neden ama?
Rüya: Ne güzel doğum gününü kutlardık
Ardıç: Bu yüzden işte
Ardıç: Bu tarz kutlamalar bana çok saçma geliyor
Rüya: Annemin doğum gününde ve anneler gününde ona hediye alıyorsun ama
Ardıç: Annen hayatımı kurtardı
Ardıç: O kadar da olsun
Rüya: Ben hiçbir şey yapmadım
Rüya: Bana da hediye alıyorsun
Ardıç yazıyor...
Ardıç: Sen ruhumu kurtardın (Gönderilmedi)
Ardıç: Kıskançlık yapma diye
Ardıç: Dilini çekemem
Rüya: Görmemiş gibi yapacağım
Rüya: Hiç mi tahmin yok ne zaman doğduğuna dair?
Ardıç: Kimliğimde 11 Eylül yazıyor
Rüya: Ama o gerçek doğum günün değil
Rüya: Bence sen ağustosta doğdun
Ardıç: Nereden çıkardın?
Rüya: Tam böyle aslan burcu erkeği enerjisi veriyorsun
Ardıç: Neyse ne
Ardıç: Doğum yılımı ve yaşımı biliyorum sonuçta
Ardıç: Yeter de artar bile
Ardıç: Söyleyecek bir şeyin yoksa antrenmana dönüyorum
Rüya: Dur
Rüya: Tamamen aklımdan çıkmış
Ardıç: Bir şey mi oldu?
Rüya: Kızmayacaksın ama
Rüya: Valla benim bir suçum günahım yok
Rüya: İstemeyeceğini biliyorum ama kız sana iletmemi istedi
Rüya: İletmek zorundayım o yüzden
Ardıç: Ne kızı?
Rüya: Beyza bana numarasını verdi, sana vermem için
Rüya: Şu tuttuğun kız hani
Ardıç yazıyor...
Rüya: Cidden hiçbir şey yapmadım
Rüya: Masum masum çöp atıyordum
Rüya: Birden arkamdan biri yaklaştı, omzuma dokundu
Rüya: Bir kâğıda yazdı numarasını, sana vermemi söyledi
Ardıç: Kızmayacaktım
Ardıç: Atsana numarayı
Rüya: Atarım birazdan
Rüya: Şimdi yerimden kalkmaya üşeniyorum
Rüya: Çöp çok uzakta gibi geliyor
Ardıç: Hayır, o anlamda değil
Ardıç: Bana at numarayı
(Görüldü.)
Rüya yazıyor...
Rüya: Dalga geçme
Rüya: Tamam, sizi yakıştırmış olabilirim ama numarasını vermesinde cidden hiçbir katkım yok
Rüya: İğneleme o yüzden
Ardıç: Rüya, şu numarayı bana atar mısın artık?
Ardıç: Dalga falan geçmiyorum
Ardıç: Numarayı istiyorum
Rüya: Ha
Rüya: Niye?
Ardıç: Nasıl niye?
Ardıç: Kız numarasını bana atman için vermemiş mi?
Rüya: Evet ama senin numarayı isteyeceğin hiç aklıma gelmemişti
Rüya: Ne yapacaksın ki numarayı?
Ardıç: Orası bana kalmış
Rüya: Bir saniye ya, kafam basmıyor
Rüya: Sen değil miydin seni bu kızla yakıştırmamı istemeyen?
Ardıç: Evet
Rüya: O zaman?
Ardıç: Orada derdim seninleydi
Ardıç: Senin benim özel hayatıma müdahale etmeye çalışmanaydı
Ardıç: Yoksa kızla hiçbir sorunum yok
Rüya: Sorunun var demedim
Rüya: Ne bileyim
Rüya: İlişki yaşanacak adam olmadığını söyleyince şey sandım ben
Ardıç: Ne sandın?
Rüya: Aman, neyse
Rüya: *fotoğraf*
Rüya: Al, numarayı bu kâğıda yazmıştı
Ardıç: Kâğıt buruş buruş olmuş
Ardıç: Numara belli olmuyor
Ardıç: Orada 3 mü yazıyor yoksa 8 mi?
Rüya: 8 yazıyor
Rüya: İsteyeceğini düşünmediğim için biraz özensiz davrandım
Rüya: Kusura bakma
Ardıç: *fotoğraf*
Ardıç: Kaydettim şimdi
Ardıç: Numara bu, değil mi?
Rüya: Evet
Ardıç: Tamamdır
Rüya yazıyor...
Rüya çevrimiçi
Rüya yazıyor...
Rüya: Tamam o halde
Rüya: İyi çalışmalar sana
Rüya: Görüşürüz
Ardıç: Görüşürüz
İyi günler, ağaççıklar.