DAĞLARIN SÖNMEYEN YILDIZI(HAY...

By _tgb_17

860K 43.3K 7.2K

Yaşadığı zor günlerin sonunda, asker olup anne ve babasının intikamını almak için yemin eden o küçük kız, o i... More

1.BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
KARAKTER TANITIMI
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13.BÖLÜM
14. BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17. BÖLÜM
Yılbaşı özel bölüm
18. BÖLÜM
19.BÖLÜM.
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
DUYURU!!!
22.BÖLÜM
23. BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42. BÖLÜM
DUYURU!!!
43. Bölüm
44. BÖLÜM
DUYURU!!!
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51.BÖLÜM
52.BÖLÜM
53. BÖLÜM
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
57. Bölüm
58. BÖLÜM
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM
61. BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
66.BÖLÜM
!!!BÖLÜM DUYURUSU!!!
68.BÖLÜM
69.BÖLÜM
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75.BÖLÜM
76.BÖLÜM
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
ÖNEMLİ DUYURU!!!!

67.BÖLÜM

3.4K 248 69
By _tgb_17

Canlarım, yeni bölüm ile karşınızdayım. Kusura bakmayın geçen hafta bölüm atamadım, herkes gibi benimde iyi olmadığım zamanlar oluyor, hepinize anlayışınız için teşekkür ederim.

Bu arada cuma günü tatile giren okuyucularıma iyi tatiller diliyorum, umarım karneleriniz beklediğiniz gibi gelmiştir.

Evet artık bölümle sizleri baş başa bırakıyorum.




Poyrazdan Devam

Rıza Albaydan aldığımız emir doğrultusunda, hemen yola çıkmak için hazırlık odasına gittik. Hazırlanıyorduk ama benim aklım ve kalbim Yıldızdaydı, eminim ki o Sahra pisliği ona zarar verecektir, her ne kadar Yıldız güçlü bir asker olsa bile bir kadındı, en önemlisi ise bir insandı elbetteki onunda canı yanardı.

Kötü düşünceleri kafamdan atmaya  çalıştım ve sadece Yıldızı kurtarmaya odaklandım, hazılıklarımız tamamlanmıştı ki bir asker geldi ve Rıza Albay'ın bizi harekat odasında beklediğini söyledi, neler olduğunu anlamamıştık ama gelen emir ile hızla hareket odasına gittik.

İçeriye girdiğimizde canlı bir bağlantı olduğunu fark ettim, büyük ekranda Sahra pis gülümsemesi ile bize bakıyordu, yanında da elleri ayakları bağlı bir şekilde duran Hayalet, yani Yıldız vardı.

Sahra, Yıldız'a işkence etmeye başladı, o Yıldız'a her vurduğunda benim kalbimde  Yıldız'ın aldığı darbe ile sarsılıyordu. Sahra kırbaçla vurmaya başladığında bakamadım. O görüntüye, sevdiğim kadını o halde görmeye dayanamadım, ayrıca bu görüntüye kim dayanabilirdi ki?

Her ne kadar bakamasamda, kırbaçın çıkardığı o sesi duyuyordum. Aldığı darbeye, canının yanmasına rağmen Yıldızım'ın sesi çıkmadık ama Sahra,kızgın demir ile vücudunda yaralar açtığında dayanamadı ve kansızları sevindirecek olan o acı nida çıktı ağzından.

Yıldız'ın yanında olup, onu sarıp sarmalamak, yaralarından öpmek itiyordum. Onun alacağı bütün darbelere siper olup onu korumak istiyordum, yapamadım onu koruyamadım çünkü nerde olduğunu bilmiyordum. Çaresizlik ile omuzlarımız çökmüştü ki, Yıldız'ın yaptığı konuşma bizi kendimize getirdi, o haldeyken bile dimdik duruyordu.

Sahra, duyduklarına fazlası ile siniylendi ve Hayalet'in maskesini açmaya başladı, maske açılmadı ama o pes etmedi ve maskeyi kesti. İşte o an hepimizin korktuğu şey gerçek oldu ve Sahra, Hayalet'in gerçek kimliğini öğrendi. Sahra,kısa bir an şaşırdı ama biz sonrasını göremedik çünkü bağlantı kesildi.

"Allah kahretsin! Komutanım şimdi ne yapacağız? Sahra, Hayalet'in kim olduğunu öğrendi."

"Bu hiç iyi olmadı evlat, hemde hiç."

Rıza Albay'ın telefonu çaldığı için konuşmamız bölündü,  kimin aradığına baktı ve bizden biraz uzaklaşıp konuşmaya başladı. Kısa bir süre konuştuktan sonra telefonu kapatı, bakışlarını bize çevirdi ve aceleci bir şekilde konuşmaya başladı.

"Karan, Yıldız'ın üzerindeki takip cihazından yerini bulmuş."

Rıza Albay'ın söylediği şey şaşırmama neden oldu, madem böyle bir imkanımızı vardı neden bekledik?

"Komutanım, madem Yıldız'ın üzerinde böyle bir cihaz vardı, neden bu kadar zaman bekledik?"

"Bu cihaz aktif değildi, Yıldız bir boşluk bulup aktif hale getirmiş olmalı. Hadi biran önce yola çıkın, Karan'ın söylediğine göre koordinatları sınıra yakın bölgede ki bir evi gösteriyor."

Selam verdikten sonra  hızlıca harekat odasından çıktık, kapıyı açtığımız an karşımıza oldukça sinirli bir Savaş çıktı, halinden ve bakışlarından anladığım kadarıyla  her şeyi öğrenmişti.

"Lan! Siz nasıl böyle bir şeyi benden saklarsınız?"

"Savaş, kardeşim şimdi değil. Yıldız'ın yerini bulduk hemen gitmemiz lazım."

"Bende geliyorum."

"Savaş, olmaz!"

"Poyraz, bende geliyorum dedim."

Biz konuşurken Rıza Albay geldi ve sinirle konuşmaya başladı.

"Yüzbaşı Savaş GÜÇLÜ, sen hiç bir yere gitmiyorsun."

"Komutanım-"

"Bana emrimi tekrarlatma asker, hemen içeri geç ve beni bekle."

"Emredersiniz komutanım."

Savaş sinirle bana baktı, ardından da hızlıca harekat odasına girdi.

"Koordinatları size gönderdim evlat, dikkatli olun ve Yıldızı almadan gelemeyin."

"Emredersiniz komutanım."

Hızlaca hazırlanma odamızdan eşyalarımızı aldık, ardından da bizi hazırda bekleyen helikoptere bindik.

"Geliyorum Yıldızım geliyorum, senin daha fazla zarar görmene izin vermeyeceğim."




Yıldızdan Devam

Sahra, kimliğimi öğrenmişti ve şaşkınlıkla suratıma bakıyordu. Ben de ona sinirle ve alaylı bir şekilde bakıyordum.

"Demek bunca zamandır, bütün bu saldırıları yapan sendenin öyle mi?

Yıldız BOZKURT, iki efsanenin kızı, şimdi daha iyi anlıyorum neden Topal'ın peşine düştüğünü çünkü o senin annenle babanı öldürdü, gözünü dahi kırpmadan senin gözlerinin önünde zevk alarak yaptı bunu."

Sahra beni sinirlendirmek için çocukluk yaramı kanatmaya çalışıyordu, maalesef nerdeyse bunu başarıyordu.

"O soysuz benim ailemi şehit etti, bizde onu geberttik. Topal geberip gitti, artık onu düşünmeyi bırak bence kendi hayatınla ilgilen çünkü sıra sende Sahra, o masumların intikamını senden alacağım.

Kimliğimi öğrenmen acı sonunu engellemeyecek, sana yapacaklarımdan ve yaşayacaklarından  kaçamazsın."

"Hahahaha, Yıldız bu halde bile bana kafa tutuyorsun. Madem seninle böyle güzel sohbet ediyoruz sana bir şey anlatacağım; adamlarım iki gün önce size yakın olan, karakola gelecek olan yeni askerleri esir aldı.

Günlerdir bilgi almak için peşinde dolaştığın plan var ya, işte o çok  yakında faliyette geçecek ama Albay'ın buna engel olamayacak, çünkü herkes seni kurtarmak için seferber olacak, bende onlara büyük bir darbe daha vuracağım."

"Ne diyosun lan sen! Ne işin var askerlerimizle?"

"Hayalet, biliyor musun Rojin, aynı zamanda bizim çok değerli bir doktorumuz. Bize özel bir karışım hazırladı, bu karışım sadece iki dozda insanın beynini bulandırıyor ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemeyecek hale getiriyor.

Bu ilacı enjekte ettiğimiz askerler, benim için canlı bomba olacak ve Türk askeri sivilleri patlatacak. Hahahaha, nasıl plan ama? Sen bunca zaman bu planı öğrenmeye çalıştın ama başarılı olamadın, çünkü bu planı sadece ben ve Rojin biliyorduk.

İlk dozu askerlere enjekte ettik bile, bu ilaç tahminimden de etkiliymiş tek bir dozda bile sersemlemeye başladılar. Eeee sende burda geberip gideceğin için planım kusursuz ilerleyecek ve bum."

Sahra ve Rojin kahkaha atarak odadan çıktı, bende sinirle arkalarından  bağırmaya başladım.

"Lan! Soysuz seni kendi ellerimle geberteceğim, bırak lan askerleri!

Andım olsun Sahra, hiç bir kuvvet seni elimden almayacak. "

Daha fazla konuşamadım çünkü içerideki şerefsizler Sahra'nın yarım bıraktığı işkencesine devam ettiler. Onlar bana vururken ben içimden dua ediyordum.

"Allah'ım sen bana yardım et! Şehit olacaksam bile bu öğrendiklerimi birilerine söyleyebileyim, masumlar daha fazla zarar görmesin."




Savaştan Devam

Annem için kuran okutmuştuk, bu sırada da Rıza Albay ile konuşup Yıldızı sordum ama söyledikleri içimde bir şüpheye neden oldu. Annemi kaybetme acısında mı bilmiyorum ama kalbimin üzerinde tarif edemediğim ve adını koyamadığım bir ağırlık, sızı vardı.

Ayşe teyze ile konuştuk ve annemin kıyafetlerini ihtiyacı olanlara verdik, bu benim için fazlası ile zordu, annemin kıyafetlerini toparlarken elime bir mektup geçti. O zaman açamamıştım ve bir türlü açıp okuma cesaretini kendimde bulamıyordum.

Sonunda bütün cesaretimi topladım ve zarfı elime alıp açtım, içinden ben küçükken çekildiğimiz bir aile fotoğrafı çıktı. Annem ve babam gülümseyerek bana bakıyorlardı, bende mutlulukla onlara bakmıştım, yüzümdeki acı tebessüm ile fotoğrafı kenara bıraktım ve ellerim titreyerek mektubu açtım.

"Savaşım, eğer sen bu mektubu okuyorsan, benim tahmin ettiğim şey olmuş demektir.

Sana bunları yaşattığım için özür dilerim annem, uzun zamandır tedavim iyi gitmiyordu ve ben sana bu söylemedim söyleyemedim. Söylesem aklın hep bende kalacaktı, ben bir seçim yaptım bu yüzden sakın ama sakın kendini suçlama, Savaşım banada kızma olur mu?

Ben belki bedenen bundan sonra yanında olmayacağım ama sevgim hep seninle olacak, ben ölsem bile sana olan sevgim hep baki kalacak. Ben çok mutluyum oğlum, çünkü ben yıllar sonra sevdiğim adama kavuşacağım.

Gözümün nuru,sakın kendini kimsesiz hissetme biz hep seninleyiz , ayrıca artık senin bir kardeşin var. Oğlum, birbirinize destek olun ve birlikte yaralarınızı sarın, bundan sonra acının var olduğu bu hayatta birbirinize emanetsiniz.

Savaşım, ne yaşarsan yaşa ama asla hayata küsme. Sev, sevil, evlen, mutlu ol, hatta bir sürü çocuğun olsun sen bunların hepsini çok hakkediyorsun.

Bu ev ve hesabımdaki paralar senin, yavrum bizim senden başka kimsemiz yok bu yüzden sakın sana bıraktıklarımı almamazlık yapma. Seni her zaman seveceğim."

Günlerdir ağladığım gibi yine ağlıyordum, annemin gidişine alışamayacaktım zaten alışmakta istemiyordum. Annem haklıydı, bu hayatta Yıldızım ve ben kalmıştık, biz birbirimizin yaralarını sarcaktık. Burada ki işleri hallettim ve Ayşe teyze ile konuştum, ardından da Hakkari'ye gitmek için uçağa bindim.

Hakkari'ye gelir gelmez bir taksiye bindim ve Karargaha doğru yola çıktım. Karargaha geldiğimde beni gören askerler selam veriyorlardı, bir grup askerin yanından geçerken konuştukları şey dikkatimi çekti.

"Nasıl yani! Hayalet, bizim bildiğimiz Hayalet tuzağa mı düşmüş?"

"Öyle diyorlar, galiba Sahra kansızı onu hain bir tuzağa düşürmüş."

Duyduğum şeyler beynimde şimşekler çakmasına neden oldu, hemen askerlerden birisine Rıza Albay'ın nerde olduğunu sordum, o da bana harekat odasında olduğunu söyledi. Bütün hücrelerimde hissettiğim sinir ile oraya doğru ilerlemeye başladım, nasıl olurda böyle bir şeyi bana söylemezler?

Hareket odasının önüne gelmiştim ki kapı açıldı ve içeriden Anka timi çıktı,o an ki sinirle Poyraza baktım ve ona bağırmaya başladım. Poyraz, Yıldızı bulduklarını söyleyince bende gitmek istedim ama Rıza Albay buna izin vermedi ve beni harekat odasına soktu.Sinirden yerimden duramıyordum, ben içeride volta atarken Rıza Albay geldi ve askerleri çıkardı.

"Savaş, sakin ol oğlum."

"Komutanım siz ne diyorsunuz! Benim kardeşim kaçırılıyor ve siz buna bana söylemiyorsunuz, ben nasıl sakin olabilirim?"

"Oğlum, annenin acısı vardı, söyleyemedim."

"Komutanım, o benim kanım, canım, kardeşim en başta benim haberimin olması lazımdı. Ne zaman oldu bu olay?"

"Savaş, haklısın ama söyleyemedim, birde bu olaya dayanamazdın. Annenin ölüm haberini aldığın gün, Yıldızla irtibatımız kesildi."

Akıl alır gibi değildi, sanki birisi benim için bir oyun kurmuştu ve aynı günde sevdiklerimle sınanmıştım.

"P-peki kardeşimin durumu nasıl? Sizinle irtibata geçti mi o kalleş?"

"Savaş."

"Komutanım, artık benden bir şeyler saklamayın, lütfen."

Rıza Albay, sıkıntılı bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti.

"Sahra, bizimle canlı bağlantı kurdu ve gözümüzün önünde Yıldıza işkence yaptı. Üstelik Hayalet'in gerçek kimliğinide öğrendi."

"K-komutanım siz n-ne diyorsunu!Çok mu kötüydü?"

Hayaletin kimliğinin açığa çıkması şu an benim için önemli değildi, benim küçük kardeşime zarar vermişlerdi. Sorduğum sorudan sonra Rıza Albay cevap vermedi, veremedi sadece acıyla bana baktı ve ben ne kadar kötü olduğunu anladım.

"Savaş, evladım Yıldız'ın yerini tesbit ettik, Anka timi ile Kartallar yoka çıktı, Yıldızı ordan çıkaracağız."

"K-komutanım, ne olur ona bir şey olmasın, b-ben dayanamam ki. Ben kardeşimide k-kendi ellerimle
t-toprağın altına koymaya dayanamam."

Benim gözlerimden yaşlar akarken, Rıza Albay yanıma geldi ve bana bir baba şefkati ile sarıldı.

"Savaş, düşünceleri kafanın içinden çıkar, Yıldıza bir şey olmayacak o çok güçlü. Eminim ki bulundukları yeri o soysuzların başına yıkar ve oradan çıkar, inan bana bunu yapar."

Rıza Albay bana bunları söylerken, ben hala kısık sesle aynı şeyleri sayıklıyordum.

"Benim kardeşim ölmez, ölemezki."



Yıldızdan devam

Sahra'dan gelen emir ile işkenceyi sonlandırmışlardı ama benim halim kalmamıştı, yaralarım kanıyordu ve hissettiğim acı vücudumu fazlası ile yorgun düşürmüştü. Eminim ki  cihaz aktif hale gelir gelmez, Kartallar yerimi bulmuş ve yola çıkmışlardır ama onlar gelene kadar burda duramazdım, bu soysuzlar her an her şeyi yapabilirlerdi.

Ellerimi plastik kelepçe ile bağlamışlardı, neler yapabilirim diye düşünüyordum ki tam o anda sağ kolumdaki küçük çakı aklıma geldi. Kolumu bir kaç kez hareket ettirdim ve çakı küçük bölmeden çıktı,elime kadar geldi.

Kendimi Fazla halsiz hissediyordum ama dayanmak zorundaydım. Çakı ile kelepçeyi kesmeye başladım, tam o sırada kapı açıldı ve içeriye Sahra'nın köpeklerinden birisi girdi, bende hemen çakıyı kıyafetin altına sakladım.

Şerefsiz tam karşıma dikildi ve öylece beklemeye başladı, pis gözlerini üzerime dikmiş bana bakarken devam edemezdim.Bir kaç dakika donra Rojin salağı geldi ve kuçu kuçuyu çağırdı, kapıdan çıkarkende bana pis pis sırıttı ve gitti.

"Hadi Yıldız, hadi kızım son şansın olabilir."

Hızlıca plastik kelepçeyi kesmeye devam ettim, sonunda başarmıştım. Ellerim serbest kaldıktan sonra ayağımdakileride kestim ve ayağa kalktım, ilk başta başım döndü ama hemen dengemi sağladım.

Kapının arkasına geçtim ve beklemeye başladım, kapı açıldı ve içeriye bir soysuz girdi hızla boynunu tutup, ardından onu etkisiz hale getirip kapının arkasına sakladım. Belindeki silahı aldım ve dikkatlice odadan çıktım.

Karşıma çıkan iki soysuzu sessizce halletim ve ilerlemeye devam ettim, bu sırada da dışarıdan silah sesleri gelmeye başlamıştı. İşte, beni bulmuşlardı ama Sahra'nın bu seferde kaçmasına izin veremezdim, hemen onu aramaya başladım. Hızlı hareket etmemin ve fazlaca kan kaybetmemin sonucunda,bir anlık gözüm karardı ama kendimi toparladım.

Teröristlerin çoğu dışarıdaydı, bu yüzden önüme çıkan bir kaç kişiyi kolayca halletmiştim. Odaları kontrol etmiştim ama Sahra hiç bir yerde yoktu, en sona diğerlerinden daha büyük bir oda kalmıştı. İçeri girdiğimde camın açık olduğunu ve Sahra'nın kaçtığını gördüm, hızla camdan dışarı çıkıp peşine düştüm.

Sahra, uyarılarıma rağmen durmadı artık koşmaya takatim kalmamıştı, nişan aldım ve üç el ateş ettim. İkisi sırtına biriside koluna denk gelmişti, Sahra acıyla yere düştü bende ona doğru ilerlemeye başladım, bu sırada da evden gelen silah sesleri kesilmişti.

Tam Sahra'ya yaklaşmıştım ki bir anda üzerim kurşun yağmaya başladı,hızla kendimi bir ağacın arkasına sakladım ama karnımdan vurulmuştum. Kafamı olduğum yerden çıkaramıyordum, ayrıca git gide bilincim kapanıyordu, sanki bedenim artık benim için tonlarca ağırlığında bir yük haline gelmişti.

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken gördüğüm şey Poyraz'ın ve Fatih'in korku ile bana doğru koştuğu idi, yanıma geldiklerinde konuşup öğrendiğim her şeyi onlara anlatmaya çalıştım ama başarısız oldum. Sonrasında da daha fazla dayanamadım ve kendimi söyleyemediklerimle beraber karanlığa teslim ettim.




Poyrazdan Devam

Bize verilen konuma gelmiştik, Kartallarda bizimle eş zamanlı olarak gelmişti. Şerefsizler dışarıda nöbet tutuyorlardı, biz hemen mevzi aldık ve benim atışım ile çatışma başladı.

Bir süre çatıştıktan sonra hepsini etkisiz hale getirdik, dikkatli bir şekilde evin içine girdik ama kimse yoktu, ümitsizliğe kapılmıştım ki o sırada arka taraftan silah sesi geldi hızla oraya doğru koşmaya başladık.

Silah sesleri bir anda fazlalaştı ve sonra kesildi, içimdeki korku ile son hız oraya doğru koşuyordum ki yerde kanlar içinde yatan Yıldızı gördüm. Aldığı yaralar yetmezmiş gibi birde vurulmuştu, ayrıca gözleri kapanmak üzereydi, doktor ile yanına koştuk işte o an gözleri kapandı.Ben hemen başını dizime koydum ve ona seslendim.

"Yıldız, aç gözünü! Güzelim bak ben geldim, sana geldim hadi aç gözünü.

Dolunay! Hemen Karargaha haber ver acil helikopter iste,acil!"

"Emredersiniz komutanım."

"Doktor, bir şey yap! Yıldız gözlerini açmıyor."

"Yapıyorum Poyraz ama çok fazla kan kaybetmiş, üstelik vurulmuş. Önce şu kurşun yarasının kanamasını durduralım."

Doktor,Yıldız'ın yaralarına müdahale ederken bende onun saçlarını okşayarak konuşuyordum.

"Yıldızım, abine söz verdim güzelim sakın gitme bizden, sakın. "

Helikopterin gelmesi ile vakit kaybetmeden bindik, ben kanamanın durması için Yıldız'ın yarasına baskı uyguluyordum. Yıldız gözlerini açınca heyecanla ona bakmaya başladım.

"Yıldız."

"P-poyraz."

"Şşşt, kendini yorma güzelim, hastaneye gidiyoruz sana hiç bir şey olmayacak."

"S-Sahra, as-kerleri re-hin a-almış."

"Yıldız, ne diyorsun? Ne demek rehin almış?"

"Y-yeni gel-ecek olan asker-ler.
P-planı, ah!"

"Yıldızım , zorlama kendini iyileştiğinde her şeyi anlatırsın."

"D-dinle, pla-nı asker-lerin zih-nini bulan-dırıp o-onları canlı bom-ba hali-ne get-irmek. Po-yraz b-buna en-gel ol!"

"Yıldız, sana söz veriyorum buna engel olacağım ama sen artık kendini yorma, iyi olacaksın sadece biraz daha dayan."

"D-daha fazla dayana-mıyorum,
a-abime onu çok sev-diğimi sö-yle olur mu? Poy-raz duvar-larımı
yı-yıkmaya başla-dığın için ve beni sev-diğin için teşek-kür e-ederim."

Yıldız'ın son sözleri bunlar oldu ve gözlerini bir kez daha kapattı.

"Yıldız! Aç gözünü güzelim, doktor, ona bir şey oldu!"

Doktor hızlıca durumuna baktı ve nabzını kontol etti, işte o an korku ile bana baktı. Gözlerinde ki korku kalbimi ateşe vermişti.

"Nabzı yok."

"N-Ne demek nabzı yok?"




Yine Yıldız'ın başına gelmeyen kalmadı, yakında kurşun döktüreceğim bu kıza🤣.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir, yorumlarınızı ve desteğinizi bekliyorum.

Sosyal medya hesaplarımada desteğinizi bekliyorum. Bölümden ayrılmadan önce YILDIZI parlatmayı unutmayın lütfen.

Hepinize güzel, sağlıklı günler diliyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, kendinize dikkat edin görüşmek üzere ⭐️🌼💙❤️

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 79K 39
UYARI: hikayede 18+ sahneler, kan, vahşet ve birçok rahatsız edici öğe olacaktır. Rahatsız olanlar uyarı bıraktığım yerleri okumasınlar Serinin 1, 2...
340K 19K 56
"Sakın, sakın Ala, aklının ucundan dâhi geçirme." Diye burnundan soludu. Sinirle bir adım attım. İşaret parmağımı doğrulttum. "Sakın Yüzbaşı, sakın o...
28.1K 1.4K 15
l Asker - Doktor l kurgusu ve aşk; Bazen nefes almak kadar kolay, bazen ise; sol göğüsüne saplanan kurşun kadar acıdır. Bu isimle yazılan tek kitap
23.7K 1.1K 15
Tesadüfen yolları kesişen avukat kızın ve askerin yaşadıkları zorluklar, aynı zamanda beraber geçirdikleri güzel vakitler... Kitaptaki olayların hiçb...