Peri Kızı

By tabikipatch

1.2M 77.5K 10.3K

aile konulu yeni hikayem More

1 💒
2 💒
3 💒
4 💒
5 💒
6 💒
7 💒
8 💒
9 💒
10 💒
11 💒
12 💒
13 💒
14 💒
15 💒
16 💒
17 💒
18 💒
19 💒
20 💒
21 💒
22 💒
23 💒
24 💒
25 💒
26 💒
27 💒
28 💒
30 💒
31 🎠
32 🎠
33 🎠
34 🎠
35 🎠
36 🎠
37 🎠
38 🎠
39 🎠
40 🎠
41 🎠
42 🎠

29 💒

23K 1.8K 454
By tabikipatch

Göksenin enişte olmayacak, mesajlarınız ve yorumlarınız sayesinde başka bir kişiyi yapacağım. Hayalinizdeki enişte adayına daha çok ısındım 😂 Teşekkür ederim 💜

Keyifli okumalar





Eve gelmiştik. Ama hastaneden beri Uraz abi dışında kimse benimle konuşmamıştı. Bu biraz kalbimi kırmıştı. Tamam, yaptım bir aptallık ama, sizce de çok üstüme gelmiyorlar mıydı?

Odamda yatağımda oturuyordum. Örtünün altına girmiştim ama uykum yoktu. Daha doğrusu kaçmıştı.

Odamın kapısı tıklatılınca yerimde dikleştim. "Gel."

Kapı açıldı ve Tuğkan abi gözüktü. Yok artık. Hâlâ kaşları çatıktı.

Kapıyı kapatıp yanıma oturdu ve bana döndü. "Ne kadar sinirli olduğumu tahmin bile edemezsin."

"Ama ne kadar korkunç olduğunu söyleyebilirim." diye mırıldandım.

Kaşları hiç çatık değilmiş gibi daha da sinirlendi. "O ne demek?"

"Bağırıp duruyorsun. Yaptım bir hata ama serum yerken bile bağırdın. Tamam özür dilerim. Bir daha tatlı yemem oldu mu?"

Tabiki yiyecektim.

Çenemi tutup ona bakmamı sağladı. "Sorun tatlı yemen mi, sorun kendine zarar vermen. Ya daha ciddi bir şey olsaydı? Ben seni korumaya çalışırken kızım kendi kendine zarar veriyor."

Kızım deyince diyeceklerimi unuttum.

"Sinirlenince bazen kendimi tutamıyorum, bunun için özür dilerim."

"Bazen mi?"

Çenemi bırakıp sarıldı. "Sende sinirlendirme o zaman."

"Sen her şeye sinirleniyorsun."

Burnuma vurdu. "Hâlâ cevap veriyorsun."

Omuz silktim. İnatçıydım ne yapayım?

"Bundan sonra tabağına ne koyarsam onu yiyeceksin."

Hızla geri çekildim. "Pardon."

"Kendin yiyince sonucu gördük. Eren'e de söyleyeceğim öğlen yemek yemezsen beni arayacak."

Gözlerim büyüdü. "Ne bu hapis hayatı mı?"

Tek kaşını kaldırdı. "Emin ol hapis hayatı değil bu. Şansını zorlarsan tabiki o da olur."

"Şimdi ise uyuyoruz." dedi ve bütün laflarımı ağzıma tıkarak yatağa yattı.

Ben tabiki yatmadım. "Ben daha konuşmadım."

O beni yine takmadı ve yatağa çekti. Şaşkınca ona bakıyordum. "Bana karışamazsın."

Gözlerini açtı. "Bir aile olduğumuz düşünülürse, evet karışabilirim."

Ofladım. "O zaman bende sana karışırım."

Güzel bir şey demişim gibi sırıttı. "Olur."

Koluna vurdum. "Ciddiyim ben."

"Tamam, bende. Karış hadi."

Ofladım ve arkamı döndüm. Dalga geçiyordu. "Git odamdan."

Ama o ne yaptı? Beni belimden tutup iyice yanına çekti. Kolumla itmeye çalıştım. Ama bırakmıyordu. "Ya git."

"Hayır."

"Benim düşüncelerimin bir önemi yok mu?"

Kollarını sıkılaştırdı. "Var tabiki. Ama bugün seni karnın ağrırken görünce korktum. Senin için küçük bir olay olabilir ama daha kötü de olabilirdin. Şimdi izninle seninle uyumak istiyorum."

Al işte. Hemen yumuşadım. Ona doğru döndüm. "Bir konuşuyorsun, sinirim geçiyor. Bu çok sinir bozucu."

Gülümsedi ve yanağımı öptü. "Kapat artık gözlerini."

Gözümü kapatmam ile saçımı okşamaya başladı. "İyi uykular Peri kızım."

*

Tuğkan abi hâlâ uyuyordu. Normalde sinirli olmam gerekirdi ama dünkü tatlı hallerinden sonra bir anda yanağını öptüm. Ama uyanmadı. Bende bir daha öptüm. Ama tık yoktu. Gözlerimi devirdim. "Kendi kaybeder."

Ayağa kalkacakken yatağa çekildim. Beklemediğim için çığlık attım. Tuğkan abi beni gıdıklamaya başladı.

"Ya sen uyumuyor muydun?" dedim kesik kesik.

"İki öpücük ile hemen pes mi ettin?"

Gözlerim büyüdü ama gülmekten rahat hareket edemiyordum. "Sen uyanık mıydın?"

"Evet."

Biraz daha gıdıkladıktan sonra iki yanağımı da öptü. "Sıra sende."

Nefes nefese kalmıştım. Şirince gülümsedim ve yerimde doğruldum. Onu öpecekken yataktan çıktım. Ona dil çıkardım. "Çok beklersin."

Arkamdan bağırsa bile koşarak çıktım. Bir kat aşağı inip annemlerin odasının önüne geldim. Beklemeden girdim. Anneminde gönlünü almalıydım.

Uyanmış ve hatta giyinmişti. İçeri girdiğimde yatağı topluyordu. Beni görünce şaşırdı. "Ne oldu, iyi misin?" dedi ve yanıma geldi. Ben ise boynuna sarıldım. "Özür dilerim, seni korkuttuğum için."

O da bana sarıldı. "Kıyamıyorum da. Of Peri."

Sırıttım. Cazibem sağolsun.

"Kıyma zaten."

"Peri ama artık böyle düşüncesizce hareket etmeni istemiyorum. Lütfen kendine dikkat et. Biricik kızımı hasta görmek beni üzüyor."

"Merak etme annecim. Tuğkan abinin bağırışı hâlâ kulağımda. Bir daha olmayacak."

"Aferin." dedi ama Tuğkan abi. Annemden ayrılıp arkamı döndüm. "Bizi mi dinliyorsun?"

"Hayır, odaya girerken kulak misafiri oldum."

Gözlerimi devirdim. "Neyse, ben giyinmeye gidiyorum." dedim ve yanlarından ayrıldım.

Odama girip bütün işlerimi hallettikten sonra aşağı indim.

Hepsi kahvaltı masasındaydı. "Günaydın."

Hepsi bana karşılık verdi. Yerime geçip oturdum.

Tuğkan abi benim tabağımı doldurmaya başladı. Ciddi miydi yani?

Küçük bir tepecik olmuştu. Anneme baktım beni kurtarması için ama o sırıtarak izliyordu.

"Tuğkan abi."

"Güzelim o tabak bitecek. Bitmezse okula geç kalırsın. Senin tercihin."

Sabah birde onu öperek uyandırdım.

Laf dalaşına girmek istemediğim için yemeye başladım.

Aklıma gelen şeyle anneme baktım. "Yarın okuldan biri parti veriyormuş, beni de çağırdı."

Dün en son partiye gitmeye karar vermiştik. Kıza ısınamasamda tüm okulun orada olacağı düşünülürse eğlenceli olabilirdi.

"Öyle mi, çok güzel."

Annem sosyal olmamı seviyordu. Bu yüzden her etkinliğe katılmamı sağlardı.

"Ne zaman?" diye dahil oldu Tuğkan abi. "Dokuzda."

Kafasını salladı. "Eren de geliyor mu?"

Tek kaşımı kaldırdım. "Gelmezse gidemeyecek miyim?"

Duraksadı. Ki bu bence gidemeyeceksin demekti.

"Tabiki gidersin." dedi annem. Sırıttım. İşte buraya kadardı Tuğkan bey. Annem konuşana kadar bana karışabilirdin.

Tuğkan abi istemeyerek gülümsedi. "Tabiki."

Bende gülümsedim ve yemeğime döndüm.

*

Bu kız da biraz salaktı herhalde. Çarşamba günü parti mi olurdu. Yap cuma günü hepimizin kafası rahat olsun.

Eren beni almaya gelecekti. Bu iyi olmuştu, birinin beni bırakmasını istemiyordum.

Elbise odamda ne giyeceğimi düşünüyordum. Yemeği yemiştim ve soluğu burada almıştım.

Dipnot, Tuğkan abi hâlâ ne yiyeceğime karışıyordu. Koca bir tabak çorba içmiştim, birde üstüne et ile aramın iyi olmamasına rağmen koca löp et yemiştim.

Karnım aşırı şişti. Şimdilik suyuna gidiyordum. Sonuçta yeni hastaneye gitmiştim. Ama daha sonra ipleri kendi elime alacaktım.

Sarı mini elbisemi elime aldım. Prenses yaka ve balon kol olan tül bir elbiseydi. Üstüme giydikten sonra aynaya baktım. Bu elbiseye hâlâ aşık olduğumu farkettim.

Millet ne giyecekti bilmiyordum ama bence bu uygundu.

Ayakkabı olarak beyaz, kalın tabanlı botumu giymeye karar verdim. Topukluya hiç gerek yoktu.

Makyaj masamın önüne geldim. Allık, rimel, ruj üçlüsünü sürdüm. Benim için yeterdi ama gelenlerin çok makyaj yapacağını tahmin ettiğim için birde göz pınarlarıma aydınlatıcı sürdüm. Artık onlarla savaşabilirdim.

Masadan kalkmadan saçımı yapmaya başladım. Saçlarımın kendisi dalgalı olduğu için sadece belirginleşirmek için sprey sıktım. Ardından saçlarımı omzumun üstünden geriye attım. Önüme gelmemesi içi, gözükmeyecek şekilde tel toka taktım.

İşte hazırdım.

Parfümü elime alıp boy aynasının önüne geçtim. Çok güzel olmuştum. Parfümü sıkıp etrafımda döndüm.

Kapım tıklatılınca geriye döndüm. Eren gelmişti. "Nasılım?" deyip bir daha etrafımda döndüm.

Sırıttı. "Partideki en güzel kız sen olacaksın." İşte istediğim cümle.

"Peki ben?"

"Kuzenim olmasan sana yürürdüm." demem ile kahkaha attı. Çapkınca göz kırptı. "Bence bu bir engel değil."

Arkadan Uraz abi geldi ve kafasına vurdu. "Engel."

Ne ara gelmişti. Sırıtarak onları izliyordum.

"Uraz abi ya, senin kız bana yürüyor."

Omuz silktim. "Yakışıklı sonuçta." Eren kahkaha atarken Uraz abi kaşlarını çattı. "Peri."

Şirince gülümsedim. "Ama sen daha yakışıklısın." Eren'in gülmesi durdu. Artık Uraz abi gülümsüyordu. "Sağol kuzen." Ona öpücük attım.

"Bana bak Eren dikkatli gidip bir sorun olmadan geri dönün. Bir şey olursa-"

"Abi yeter ya, daha uzununu dayım söyledi zaten."

"Ne zaman geldin ki?" dedim.

Saatine baktı. "Yarım saat önce."

Gözlerim büyüdü. "Cidden mi?"

Ben şaşkınca ona bakarken Uraz abi konuştu.

"Olsun söylemiş olayım."

Kafasını salladı ve bana döndü. "Gidelim mi artık?"

Bende kafamı salladım ve minik çantamı aldım.

Hep beraber aşağı indik. Annemler salondaydı. Annem beni görünce ayağa kalktı ve elimden tutup etrafımda döndürdü. "Çok güzel olmuşsun."

Rujumun çıkmayacağına güvenerek yanağını öptüm. "Teşekkür ederim annecim."

"Acaba pantolon mu giyseydin." diye dahil oldu Tuğkan abi.

Annem benim yerime cevap verdi. "Hayır, çok güzel böyle."

Annem konuşunca suratını astı bende sırıttım.

"Biz gidiyoruz." deyip Eren'in koluna girdim. Biraz daha durursak evden çıkamayacaktık.

"Dikkat edin." dedi annem ve bizde evden çıktık. Eren'in arabasına bindik.

Bir yıl geç başladığı için okul dönemine, çoktan on sekiz olmuştu. Bu yüzden ehliyeti vardı.

Yola çıkınca konuşmaya başladı. "Dün hastaneye gitmişsiniz, tüm gün okulda niye bir şey demedin?"

Dudağımı büzdüm. "Aklıma gelmedi, zaten önemli bir şey değil."

Gülünce ona baktım. Komik olan neydi?

"O yüzden mi artık okulda dereotu kaldırıldı?"

Gözlerim ve ağzım aynı anda açıldı. "Ne!"

"Bu akşam yemekten sonra dayım babamı aradı. Bir daha dereotu girmeyecek okula, ayrıca daha çok çeşit yemek çıkacak diye."

"Lütfen şaka yapıyorum de."

Kafasını iki yana salladı. "Sadece bunu deyip kapattı. Annemde anneni aradı, ne oldu diye. O zaman öğrendik."

Ellerim ile yüzümü kapattım. "Bu çok utanç verici."

Yine güldü. "Okul sahibi olduğunu söylerken bu kadar adapte olacağını düşünmemiştim."

Daha çok utandım ve koltuktan aşağı doğru çöktüm. "Eren sus."

Eliyle elimi tuttu ve çekti. "Şaka yapıyorum."

Omuz silktim. "Hâlâ utanç verici."

*

Partinin yapılacağı yere gelmiştik. Eren ile aynı anda arabadan inip eve ilerlemeye başladık.

Müzik sesi dışarı taşıyordu. Böyle bir etkinliği niye evde yapıyordu ki? Bir yeri kapatsa daha mantıklı olurdu ama çarşamba günü parti yapan kızdan başka da bir şey beklenemezdi.

Dış kapı açıktı ve bizde eve girdik. Eren kolunu uzattı girmem için. Kol kola salona girdik.

Şunu anladım ki tüm okul yoktu. Kalabalıktı evet ama tüm okulu düşününce o kadar fazla değildi.

Bir kısım koltuklarda takılıyordu bir kısım dans ediyordu. Gördüğüm kadarıyla bahçede de insanlar vardı.

Oturanlar arasında Göksenin ve Doruk da vardı. Yanlarında Yaren'in yanındaki kızlar da vardı. Gözlerimi devirdim.

Bizde onların yanına gittik. Doruk bizi görünce ayağa kalktı. "Çok güzel olmuşsun. Sanırım bütün kızları boşverip seninle takılacağım."

Ben gülerken Eren kafasına vurdu. "Siktir oradan."

Ama Doruk yine de göz kırptı. Aynı anda Yaren geldi. "Geç kaldınız."

"Trafik vardı." Evet, hemde bizim evde.

Kafasını salladı Yaren. "Dans edelim mi o zaman?"

"Bir şeyler içelim önce." dedi Eren ve bana baktı. "Sen burada bekle, ben içecekler bir şeyler alıp geliyorum." dedi ve hızla uzaklaştı. Sırıttım. Yaren'den bu kadar hoşlanmayıp partiye gelmesi de bir garipti.

Bende Göksenin'in yanına oturdum. Kızların da benden hoşlanmadığı çok belliydi. Ama çokta umrumda değildi.

Doruk ise tekli koltuğa oturdu. Kızlar ise çaprazımıza oturdu.

Bende dans etmek istiyordum ama önce bir şeyler içersem daha rahat olurdum.

"Öncesinde hangi okula gidiyordun, seni hiç buralarda görmedim." dedi Yaren, Şirince gülümsediğini sanarak.

"Başka şehirde olduğum için denk gelmemişizdir."

Kafasını salladı. "Peki geldiğin şehirde bir sevgilin var mı, uzak mesafe ilişkisi zor olur."

Direkt sorsa ya, bu çocuklarda gözün var mı diye.

"Hayır, öyle bir derdim yok neyse ki."

Kafasını salladı sadece. Artık onun için bir tehlikeydim.

Göksenin'e biraz yaklaştım beni duyması için. "Daha ne kadar soru soracaklar?"

Bu dediğine küçük bir sırıtma ile karşılık verdi. "Eren gelene kadar. Çünkü yanındaki ikisi Yaren olmadan seni sıkıştıramaz."

Gözlerimi kıstım. "Korkaklar." dedim sessizce. Sırıtması büyüdü.

Sonunda Eren geldi. Elindeki kokteyli bana verdi. Ardından Doruk'un olduğu koltuğun kenarına oturdu. Kendi içeceğini yudumlamaya başladı.

Yaren'in kaşları çatıldı. Belli ki ona da içecek almasını bekliyordu. Tabi bu benim sırıtmamı sağladı. Keyifle kokteylimi içmeye başladım.

Yaren ayağa kalktı ve Eren ile konuşmaya çalışıyordu ama Eren onu sadece geçiştiriyordu.

Bir anda Doruk ayağa kalktı. "Çok sıkıcısınız."

Bende ayağa kalktım. "Değil mi?"

Gülümsemesi büyüdü. "Seni o zaman kaçırıyorum."

Kafamı sallayıp koluna girdim.

Eren bize bakıp konuşacakken elimi kaldırıp susturdum. "Bay bay."

Kol kola dans pistine-salonun ortasına- ilerledik. Kızlardan sarı olan çok kötü bakıyordu, bu demek oluyor ki Doruk'a yanık olan oydu.

Doruk ile ikimiz dans etmeye başladık. Şu an çok eğleniyordum. Doruk eğlenceli biriydi.

Göksenin ile göz göze geldik. Gülümseyerek bizi izliyordu. Elimle onu yanıma çağırdım. Kafasını iki yana salladı.

"Dans etmez o." dedi Doruk.

"Niye?"

"Soğuk nevale çünkü."

İnatçı tarafım bunu duymamalıydı. "Var mısın iddiasına?"

Doruk dişlerini göstererek gülümsedi. "Hayatta onu buraya getiremezsin."

Birde damarıma basıyordu.

"Nesine?"

"Dile benden ne dilersen."

Kafamı salladım ve eski yerimize ilerledim. Eren yoktu ama bence yaren'den kaçıyordu. Kızlar ise aynı yerindeydi.

Göksenin'in yanına oturdum. "Dans edelim mi?"

Kaşlarını havaya kaldırdı. "Hayır."

Dudağımı büzdüm. "Lütfen."

Yaren'in arkadaşı konuştu. "Göksenin dans etmez."

Sana mı sorduk? Biraz daha yaklaştım ve onun duyabileceği şekilde konuştum. "Bu kızı haksız çıkarmayalım mı?" dememle yüzümü inceledi.

"İyi." dedi ve ayağa kalktı. Kabul etmişti!

Elini uzattı kalkmam için. Gülümseyip elini tuttum. Kızlara bakıp sırıtmayı ihmal etmedim.

Dans edilen yere ilerlerken Doruk ağzı açık bize bakıyordu. Göksenin'in şansına yavaş bir parça çalmaya başladı. "Nasıl ikna ettin onu?"

Omuz silktim. "Cazibem ile."

"Ne yani kayıp mı ettim?"

Göksenin durdu. "Neyi?"

Şirince sırıttım. Doruk ama hemen anlatmaya başladı. Umarım kızmazdı.

Kaşları çatık bir şekilde dinledi. Sonra kafasını salladı ve bana baktı. "Dans edelim artık."

Kaşlarım havaya kalktı. "Kızmayacak mısın?"

Dudağının sağ kenarı kalktı. "Doruk'a istediğimizi yaptırabileceğimizi anladım ben. Ya sen?"

Kahkaha atmam ile Doruk bağırdı. "Hayır."

Ve biz onu umursamadan dans etmeye başladık.

*

Bölüm nasıldıı?

Erkek isim önerir misiniz?

Diğer bölüm için çok heyecanlıyım, çünkü o bölümü hiç yayınlanmamıştım. Ayrıca diğer uygulama da sezon finali olacak bölümdü. Sizce neler olacak?

Sizi çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok seviyorum.

💜

Continue Reading

You'll Also Like

110K 4.8K 23
~Yeşim Deniz ~ Kendisi hayatını yaşıyor sanarken daha gerçek hayattı ile bile tanışmaması gerçeği fakat hayatı olan adam Alaz Karadağ onu 7 yıldır ta...
329K 28.5K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
1.5M 50.4K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
1M 14K 36
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...