Keyifli okumalar
Sanat eserine cevap vermem gerekiyordu artık sanırım. Utanmasam tablodan daha uzun bakacaktım.
"Gezi için mi buradasın?"
"Ne gezisi?"
Sonunda konuşabilmiştim.
"Üniversite gezisi." deyip formama kısa bir bakış attı.
İstemsiz bende baktım.
Bu zamana kadar gördüğüm en güzel formaydı.
"Gerçi, bizim zamanımızda son sınıfta gidiyorduk. Artık birinci sınıflarda mı gidiyor?"
Kaşlarım havaya kalktı. Bu sanat eseri bana laf mı attı?
Gerçi yüz ifadesi hiç dalga geçer gibi değildi.
"İlk olarak ben zaten son sınıfım. İkinci olarakta gezi var mı bilmiyorum ama ben onun için gelmedim."
Bu sefer şaşıran oydu. "Son sınıf mı?"
Kendimden emin bir şekilde kafamı salladım. Ama o da haklıydı. Bebek gibi bir suratım vardı. Kimse onu suçlayamazdı.
Küçücük bir gülümseme ile bana baktı ama bu benim kalbimi birazcık hızlandırmış olabilirdi. Ah kalbim neler yapıyorsun?
"Sanırım yaşlandığımı kabul etmeliyim. Kusura bakma."
Bu beni güldürdü. "Dedeler gibi konuştun, kaç yaşındasın ki?"
"Yirmi bir yaşındayım."
"Dört yaş için mi kendine yaşlı dedin."
Tek omzunu çok hafif kaldırıp indirdi. "Sonuç olarak, ben lisedeyken sen daha ortaokuldaydın."
Cevap verecekken annem seslendi. "Peri."
Ona dönüp gülümsedim. "Annecim."
Bu sanat eserini şaşırttı.
Annem yanıma geldi ve konuşmaya devam etti. "Neden haber vermedin, bende oyalanıyordum."
"Sorun değil, bende sınıftaki tablolara bakıyordum. Hepsi o kadar güzel ki, neden geldiğimi unuttum."
Bu annemi güldürdü. "Seneye sende burada olacaksın o zaman."
Hızlıca başımı salladım. "Umarım."
Sonra annem sanat eserine döndü. "Yankı, neden hâlâ gitmedin?"
İsmi de kendi gibi havalıymış.
"Serdar hoca çağırdı, onun yanındaydım."
Annem kafasını salladı. Ardından bana baktı ve Yankı'yı gösterdi. "Bu öğrencim Yankı Beha," dedi ve sonra beni gösterdi. "Bu da kızım Peri."
Beha daha da havalıymış.
Küçük bir baş selamı verdim. "Memnun oldum."
