Keyifli okumalar
"Beha mı?" dedi şaşkınca.
Sanat eseri ile ilgili bildiğim bilgi zaten sayılıydı. Onu da unutmuş olamazdım değil mi?
"Adın Beha değil mi?"
"Evet ama herkes Yankı'yı kullanıyor, şaşırdım sadece."
"Yankı da güzel tabi ama Beha bence daha güzel."
Yüzüne muhteşem bir gülümseme yerleştirdi. "Teşekkür ederim o zaman."
Bu anı Haydarberk bozdu ve havladı. Topu hâlâ Beha'da olduğu için sinirliydi.
"Bence topu artık vermelisin."
"Sahibi sen misin?"
Kafamı salladım. Topu havaya kaldırdı. "Kafama atan da sensin yani."
Dudağımı büzdüm. "Biraz öyle oldu."
Hafifçe güldü. "Bence ismimi kıskandığın için, bunun hıncını aldın."
Bu beni de güldürdü. "Hemen anladın."
Göz kırptı. "Benden bir şey kaçmaz."
Elindeki topu, Haydarberk'in önüne koydu. "Al bakalım."
Topu aldı ve yanıma geldi. İki saati aşkın oynadığımız düşünülürse, bence Haydarberk ve benim biraz molaya ihtiyacımız vardı.
Benim de bu yakışıklıyı biraz yakından tanıma şansım olurdu.
Yere eğilip, başını sevdim. "Bence artık dinlenmeliyiz oğlum." Başını elime yasladı ve bana sırnaştı.
Yerde gördüğüm defter ve kalemler ile duraksadım. Resim mi yapıyordu?
"Sana eşlik etmemizde bir sorun var mı?" dedim başımla defterini göstererek.
Gülümsedi ve kalktığı yere oturdu. "Tabiki olmaz."
Bizde karşısında oturuyorduk. Haydarberk başını dizime yasladı. "Resim yapmak için mi geldin?"
"Pek sayılmaz. Evden kaçmak için bahane arıyordum ve bende defterimi alıp buraya geldim."
"Neden ki?"
Ofladı. "Ev arkadaşım yüzünden."
Kaşlarımı çattım. "Anlaşamıyor musunuz?"
Bir yandan Haydarberk'i seviyordum. Gözleri kapalı bir şekilde dizimde yatıyordu. Babama yaptığı gibi kıskançlık yaparsa, konuşamazdım.
Omzunu kaldırıp indirdi. "Yo, severim kendisini. Sadece bazen çekilmez oluyor. Aynı şimdi olduğu gibi."
Yüzünü buruşturarak konuşması beni güldürdü. "Ne oldu peki?"
"Sevgilisinden ayrıldı ve onu anlatmaktan bıkmadı. Kız bir de bunu aldattı. Ama aptal arkadaşım hâlâ onu seviyor."
Ağzım açık onu dinledim. "Bu zor zamanında yanında olman gerekmez mi?"
