Peri Kızı

By tabikipatch

1.2M 77.1K 10.3K

aile konulu yeni hikayem More

1 💒
2 💒
3 💒
4 💒
5 💒
6 💒
7 💒
8 💒
9 💒
10 💒
11 💒
12 💒
13 💒
14 💒
16 💒
17 💒
18 💒
19 💒
20 💒
21 💒
22 💒
23 💒
24 💒
25 💒
26 💒
27 💒
28 💒
29 💒
30 💒
31 🎠
32 🎠
33 🎠
34 🎠
35 🎠
36 🎠
37 🎠
38 🎠
39 🎠
40 🎠
41 🎠
42 🎠

15 💒

25.7K 1.5K 67
By tabikipatch

Keyifli okumalar

"Evet!" diye bağırınca Tuğkan kişisi hepimiz alkışladık. Şaka maka evlenmişlerdi. Annem evlilik cüzdanını havaya kaldırdı. Teyzem bağırdı. "Ayağına bas."

Hepimiz gülmüştük ama annem yine de bastı. Tuğkan kişisi parmağıyla teyzemi gösterdi. "Sal artık beni."

"Çok beklersin." diye bağırdı teyzem. Eğlenceli bir düğün oluyordu. Zaten birinin daha ağlamasını bünyem kaldıramazdı.

Annemler bize yaklaşacakken bu sefer ben bağırdım. "Çiçeği at."

"İkiniz anlaştınız değil mi?" dedi Tuğkan kişisi. Teyzem kahkaha attı ve bana öpücük attı. Bende göz kırptım.

Annem arkasını dönüp çiçeği atmak için hazırlandı. Teyzem kolumdan tutup yanına, sahneye çekti.

"Sakın çiçeğe atlamayın, hepiniz evlisiniz."

Ben gülerken Pelin abla seslendi. "Sanki evlenmeye çok meraklısın."

"Sus bakayım."

Herkes bize gülmüştü. Annem sonunda çiçeği fırlattı. Teyzeme geleceği için hiç elimi bile kaldırmadım.

Teyzem gerçekten çok hevesliydi. Canı mı çekiyordu anlamıyorum ki. Kadın bir anda düğün aşığı biri olmuştu. Annemin ayakkabısının altına, ikimizin adını yazıp durmuştu. Silinmemesinin imkanı yoktu.

Gerçi teyzem maymun iştahlı birisiydi. Düğün bitince onunda hevesi kaçardı.

Teyzem çiçeği havada yakaladı. Hepimiz onu alkışladık.

"Ay nasıl oldu da yakaladım?" Kahkaha atıp yanından ayrıldım. Çünkü dans müziği çalmaya başladı.

Annem ve Tuğkan kişisi ortaya gelip dans etmeye başladılar.

Masaya oturmak yerine ayakta onları izlemeyi tercih ettim. Çok güzel görünüyorlardı.

Teyzem onları telefona kaydetmeyi tercih ederken, ben hafızama atıyordum. Şu an boyalarım olsa onları resmetmeyi çok isterdim.

Hava hafif esiyordu. Annemin saçları ve gelinliği aynı ahenk içinde hareket ediyordu. Gülümsedim. Annem çok mutluydu. Annemin mutluluğu bana bulaşmıştı. Bu zamana kadar her şeyi sadece ama sadece benim için yapmıştı. İlk defa kendi için bir şey yapıyordu. Bu anın mahvolmasına asla izin vermeyecektim.

Müzik bitmişti ve sanki bir rüyadan uyanmış gibi kendime geldim. Başka bir dans müziği çalmaya başladı. Araz yanıma geldi. Elini uzattı. "Bu dansı bana lütfeder misiniz?"

"Tabiki beyefendi."

Beraber ortaya çıktık. Çoğu kişi de yanımıza gelip dans ediyordu. Ellerini belime koyunca bende omzuna koydum. "Bu arada çok güzel olduğunu söyleyemeyecektim ama içim el vermedi."

Kaşlarımı çattım. "Demesen bile ben farkındayım."

Göz devirdi. "İşte bu yüzden demedim."

Sırıtıp kafamı omzuna yasladım. Şarkının yarısına gelmişken biri omzuma dokundu. Kafamı kaldırıp baktım. Uraz abi gelmişti. Araz'a bakarak konuştu. "Peri'yi biraz çalabilir miyim?"

Araz bu durumdan memnun olmasa da kafasını olumlu anlamda salladı.

Aynı şekilde onunla dans etmeye başladık. "Geç bile kaldın." dedim dalgaya alarak. Sırıttı. "Sonuçta en yakın arkadaşın ve kuzenin. Hemen gelmem doğru olmazdı."

Gözlerim büyüdü. "Sen böyle şeyleri düşünür müydün?"

Gülümsedi. "İyi bir abi olmak için bunu yapmam gerekiyor."

"Ya." deyip boynuna sarıldım. "Çok tatlı geldin şu an gözüme."

Kahkaha atıp sıkıca sarıldı. Böyle ince şeyleri düşünmesi beni çok mutlu etmişti.

Şurada, tam anlamıyla aile olmamıza ne kalmıştı ki? Yakında aynı evde yaşayacaktık. Bu sözleri bu yüzden beni çok etkilemişti.

Şarkı bitmek üzereyken uzamıştı. Yine biri omzuma dokundu. Araz olduğunu tahmin ederken Tuğkan kişisiydi. Adam ile aile olacaktık ama hâlâ kişisi diye sesleniyordum.

"Eşleri değiştirmek ister misin?"

Anneme baktım. Gülümsüyordu. Uraz abi de gülümsedi. "Benim için bir zevk."

Bu sefer Tuğkan kişisinin kollarındaydım. "Kolyen yakışmış."

Gözüm boynuma kaydı. "O gün seni azarlamaktan teşekkür edemedim."

Sırıttı. "Demesen bile ben içini biliyorum."

Dudağımı büzdüm. "Olsun. Teşekkür ederim."

Hafif kafasını eğdi. "Rica ederim. Bundan sonra aile olacağımız için alacağım hediyelere alışsan iyi olur."

Gözlerim büyüdü. "Bahsettiğin şey umarım, çikolata falandır."

Güldü ve geri çekildi. "O da olur."

Burnumu kırıştırdım. "Evin kızı vahşet saçtı başlığını görmek istemiyorsan, çikolatayı iyi düşün."

Sırıttı ama bir şey demedi. Şarkı da bitmişti. Onun yerine daha hareketli bir şarkı çalmaya başladı. Onun yanından ayrılıp teyzemin yanına gittim. Aynı anda dans etmeye başladık. Böyle durumlarda teyzem ile çok eğleniyordum.

*

Bekarlığa veda partisi gibi olmasa da herkes bir şeyler içmişti. O kadar çok dans etmiştim ki ayağıma kara sular inmişti. Ama asla oturmuyordum.

Küçük bir takı töreni olmuştu. Pastayı kesmişlerdi ve yemiştik. Her şey çok güzeldi.

Bugünün sonunda annem ve Tuğkan kişisi burada kalacaktı, biz ise evlere dağılacaktık. Bende, annem yok diye dayımlarda kalacaktım.

Eren yanıma geldi dans ede ede. Bende ona ayak uydurup onunla dans etmeye başladım. İlk başlarda hep teyzem ile dans etmiştim. Sonra zorla Araz'ı kaldırıp onunla etmiştim. Uraz abi havalı çocuk ayaklarına girdiği için hiç şansımı bile denemedim. Ama Eren'le her fırsatta dans etmiştik.

Annem evleniyor sonuçta, bu fırsat bir daha ne zaman gelirdi ki? Tadını çıkarmalıydım. Eren ile dans ederken,  Özgür abi ve Hüseyin abi geldi ve bize eşlik ettiler. Bu ailede en komik kişiler onlardı.

Önder abi Özgür abiye göre daha sertti. Hasan abi de Hüseyin abiye göre daha soğuktu. İlginç bir şekilde Uraz abi en sert mizaçlı olanıydı. Daha bana karşı bu yanını göstermemişti. Gösterse büyük ihtimalle korkardım.

Emre ise en tatlı olanıydı. Küçük olmasından kaynaklanıyordu. 

Ama bana favorimi sorarsanız Hamza amca derdim. Dedemin resmen aynısıdı.

Bence güzel bir aile olacaktık.

*

Eve çoktan gelmiştik. Nikah çok güzel geçmişti. Şimdi ise Araz'ın odasındaydık. Saat gece üçtü. Bizi hâlâ uyku tutmamıştı. Bir saat önce gelmiştik. Dayımlar çoktan uyumuştu. Araz'ı zorla ikna etmem sonucu dışarı çıkacaktık.

Küçük bir tatil kenti olduğu için bu saatte bile her yer canlıydı.

Nikahta giydiklerimi giymiştim. Ses yapmadan evden çıkmaya çalışıyorduk. Araz ayağını kapının girişinde ki ayakkabılığa çarpınca, hemen elimle ağzını kapattım. Yüzünü buruşturdu. Çok acımıştır.

Ayakkabılarımızı elimize alıp evden çıktık. Merdivenlerde giydik.

"Deli mi dürttü bizi, niye çıkıyoruz ki?"

Omuz silktim. "Seninde uykun yoktu, ne yapsaydık?"

Gözlerini devirdi. "Film izleyebilirdik."

"Zaten son günlerim, onu da film izleyerek mi geçirelim?"

Bakışları yumuşadı. "Tamam, bir şey demedim."

Sırıtıp koluna girdim. "Ha şöyle."

Siteden çıkıp merkeze doğru yürümeye başladık. Normalde Araz'ın motoru vardı. Onu kullanırdık ama evleri her yere çok yakındı.

Bu arada benim de minik, tatlı mı tatlı bir motorum vardı. Annemin on yedinci yaş hediyesiydi. Küçük yer olduğu için her yere kolaylıkla ulaşıyordum.

"Ne yapmak istersiniz peki?"

Dudağımı büzdüm. "Tavla atalım mı?"

Kahkaha attı. "Yenilmek istiyorum desene."

Koluna vurdum. "Hadi be ordan, ağlayan sensin."

Her zaman gittiğimiz Nihat amcanın mekanına gittik. Kendimizi bildik bileli gelirdik. Eskiden annemlerde gençliğinde oraya giderlermiş. Artık bizde gidiyorduk.

Genelde sabah dörde kadar açık olurdu. Alkolde satıldığı için bu saate kadar işliyordu.

Mekandan içeri girince Nihat amcayı gördüm. Normalde bu saate kalmaz eve giderdi. Elemanları bakardı.

"Oo, çocuklar. Hoşgeldiniz."

Yumruğunu uzattı. Hemen tokuşturdum. Ardından Araz tokuşturdu.

"Sen normalde olmazsın bu saatte?" dedi Araz.

"Benim hatun, annesinin yanına gitti. Bende evde olacağıma gelirim dedim."

Güldük. Eşi Ariana ablaydı. Kendisi Amerikalıydı. Buraya tatile gelince Nihat abi ile tanışmışlar. Sonrası zaten belliydi.

"Üzüldüm bak şimdi." deyince o da kafasını salladı. "Bende siz gençler ile takılıyorum bu yüzden."

Güldük. "O zaman sizi en güzel masama alayım." dedi ve köşedeki denize bakan masayı gösterdi.

Sırıtıp dediği yere geçtik. "Ne alırdınız?"

"Nihat amca geç otur ya, biz alırız." dedi Araz. Bu dediğimize gülüp benim yanıma oturdu. "O zaman ben burada iyiyim."

"Harika oldu, şimdi tavlada Araz'ı nasıl ağlatacağım iyi izle."

"Deli kız, yine iş başında." Nihat abi bu halime güldü.

"Çok beklersin." dedi Araz ama onu umursamadım. "Hadi bizi çayla."

Kafasını iki yana sallayıp masadan kalktı.

"Çok ağlatma bari."

Kahkaha attım. "Biliyorsun beni, kıyamam ben zaten ona."

Gözlerini kıstı. "Bilmez miyim?"

Araz tepside üç kupa ile geldi. Kolunun altında ise tavla vardı. Üstünde dumanı tütüyordu.

"Şeytanınız bol olsun." diyerek tavlayı başlattı Nihat amca.

*

Nihat amca çoktan gitmişti. Saat beşe geliyordu. Bugün sanırım ful açık olacaktı çünkü sanki sabahmış gibi içeri aşırı olmasa da doluydu.

Nihat amca da bunu bildiği için bizi yalnız bırakmıştı. Eve gidip uyuyacağını söyledi.

Bu arada üç iki öndeydim. Başa baş gidiyorduk durmadan.

Yan masadaki çocuk ile göz göze gelince bana göz kırptı. Kaşlarımı çatıp kafamı çevirdim. Tek olsam o gözünü oyardım ama yanımda Araz varken bunu yapamazdım. Yoksa o gözlerini oymak ile kalmaz ona yedirirdi.

Zarı alıp atacakken o masadan çok büyük bir kahkaha tufanı geldi. İstemsiz gözüm kaydı. Aynı çocuk yine göz kırpınca kaşlarım çatıldı. Mal herif.

Araz da oraya bakınca çocuğun bana baktığını gördü. Aha şimdi ne yapacaktın salak çocuk?

Araz boynunu kıtlattı. Gerçek anlamda yanmıştık.

Bana döndü. "Sakın peşimden gelme."

Bu demek oluyor ki gidersem bende Araz'ın öfkesinden nasiplenirdim.

Masaya kalkıp onların yanına gitti. Bende tedirgince onu izliyordum.

Bir şeyler konuşuyorlardı ama duyamıyordum. Araz'ın ona yumruk atması ile bir anda ayağa fırladım. Gitsem bir dert gitmesem bir dert.

O masada üç kişilerdi. Araz ikisini halledebilirdi ama üçüncü kişi için aynı şeyi diyemiyordum.

Araz'ı umursamadan yanına gittim. Etraftaki herkeste film izler gibi bizi izliyordu. Araz'ın yanına gidince, gözleri karardı. "Ben sana ne dedim?"

"Belki benim yanıma geldi." deyince çocuk gözlerim büyüdü. Dudağımı ısırdım. Çocuğa tekrar yumruk atınca arkadaşları da ayağa kalktı. Biri Araz'ın yanına geçerken ben diğerinin bacağına sert bir tekme attım. Çocuk inledi ve bacağını tuttu. Araz çocuklardan birini yere sermiş diğeri ile uğraşıyordu. "Çekil önümden."

Tekme attığım çocuğa baktım. "Yok ya, başka."

Gözlerini devirdi ve beni itip yanımdan geçti. Ama bu beni durdurur mu? Hayır!

Çocuğun sırtına atladım ve saçını çekmeye başladım. Bağırmaya başladı. "Lan insene."

Tabi canım, sen dedin diye hemen inerdim.

Araz ikisini hallerderken ben hâlâ çocuğun sırtındaydım.

Kapıdan polislerin girmesi ile hepimiz dona kaldım.

Annem beni kesin öldürecekti.

*

Daha önce nezarete hiç düşmemiştim. Evet, çok yaramazlık yapardım ama asla buraya düşmemiştim. Annem bana bir ay dışarı çıkma yasağı verse, yeriydi.

Onlar karşı demirliklerin arkasındaydı. Aynı yerde olsak Araz zaten onları çiğ çiğ yerdi.

İçeri bir polisin girmesi ile, Araz'ın omzunda olan kafamı kaldırdım.

"Velilerinizin numarası lazım."

Dudağımı ısırdım. Dayımı arasakta annemi arasakta aynı kapıya çıkıyordu. Teyzemi arayabilirdik ama yine çok içtiği için arasam bile duymazdı.

"Teyzem daha bugün evlendi, babam ise bizi tam anlamıyla mahveder."

Aklıma gelen fikirle şirince sırıttım. "Aklında yine ne dönüyor?"

"Uraz abi."

Polis memuru diğerinin numarasını alıyordu. Araz'ın gözleri büyüdü. "Saçmalama."

Kaşlarımı çattım. "Daha iyi bir fikrin varsa, buyur."

Gözleri polisi buldu. Ofladı ve elini saçlarından geçirdi. "İyi."

Polis memuru yanımıza geldi. "Numarayı alayım."

"Telefonu alabilir miyim, ezbere bilmiyorum."

Bir şey demeden diğer polise seslendi. "Kızın telefonunu getir."

Telefonum gelince, hemen Uraz abinin numarasanı buldum ve gösterdim. "Abimiz oluyor."

Kafasını salladı. Numarayı alıp odadan çıktı. "O herife muhtaç olduğumuza inanamıyorum."

Güldüm ve kalktığımız yere geri oturdum. O da yanıma oturdu. Kafamı omzuna koydum. O da beni kendine çekti. "Sence Uraz abinin, bunları bizimkilere anlatmama ihtimali var mı?"

"Sanmıyorum, uyuz birine benziyor."

"Deme öyle ya."

Omuz silkti. Tabi benim kafamda hopladı.

Yarım saat geçti. Başka bir polis memuru geldi. "Velileriniz geldi."

Kazamız mübarek olsun.


*

Bölüm nasıldıı?

Merak ettiğiniz soruları buraya yazabilirsiniz 😋

Sizi çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok seviyorum.

💜

Continue Reading

You'll Also Like

293K 23.4K 38
"Uyan, kavga et, sigara iç, dolandır, uyu. Hayır, ben bundan ibaret değilmişim.." K.T. Bir dolandırıcı çetesinin üyesi olan Karmen, çeteyle birlikte...
411K 18.5K 14
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
399K 32K 45
Yıllardır beni kardeşi yerine koymuş bir adamda takılı kalacak kadar aşıktım. NOT: Hikaye eşcinsel evliliklerin gerçekleşebildiği bir zaman diliminde...
575K 33.9K 33
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...