Elma Ağacı (bxb)

By queenhurrem

1.3M 86K 37.4K

Bir homofobikle aynı evdeyken hayatta kalma sürem ne kadar olabilirdi? Not: Yazdığım ilk kurgu olduğu için cr... More

bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
yirmi sekiz
yirmi dokuz
otuz
otuz bir
otuz iki
otuz üç
otuz dört
otuz beş
otuz altı
otuz yedi
otuz sekiz
otuz dokuz
kırk
kırk bir
kırk iki
kırk üç
kırk dört
kırk beş
kırk altı
kırk yedi
kırk sekiz
kırk dokuz
elli
elli iki
final

elli bir

15K 904 504
By queenhurrem

bu bölüm cinsellik içermektedir, rahatsız olacakların okumaması tavsiye edilir.

+18

————

"Yavrum nerede kaldın? Ağaç old-" Onur'un sitemi beni görür görmez kesildiğinde heyecanım anbean artarken yutkundum.

"Hoş geldin." diye mırıldandım zar zor.

Kapıya elini koyup ittirdi ve tamamen içeriye girdi. Baştan aşağı vücudumu süzmeye başladı. Gözleri her bir nüansımda dolaştı. Dudaklarımda, bacaklarımda, gözlerimde, karnımda...

Kalbim artık ağzımda atıyor heyecandan dizlerim titriyordu. Bakışlarındaki ifadeyi çözememiş olmak bile beni daha çok geriyordu.

Beni beğenmemiş olmasından değil de iğrenmesinden korkuyordum. Öyle bir şey yapmayacağını biliyordum ama girdiğim kılığın ne kadar tuhaf olduğunu düşünmesini istemiyordum. İlk defa ben bir şeylerden fazlasıyla eminken bu olmamalıydı.

Hiçbir şey söylememesi aramızdaki sessizliği arttırdığında omuzlarımı düşürdüm. Heyecandan yerimde sallanmayı kestim.

Beğenmemişti.

Beğenseydi bir şeyler söylerdi değil mi?

Neden beğenmemişti ki?

Aramızdaki sessizlik biraz daha sürdüğünde daha fazla dayanamayıp arkamı döneceğim esnada kolumdan tuttu. Çok fazla afallamış gibi duruyordu.

"Yemin ederim nefes almayı unuttum. Öyle çok- Öyle çok güzelsin ki Bulut... Aklımı kaçıracağım. Sen..."

Kalbim yeniden heyecanla çarpmaya başladığında gülümsedim. Yüzündeki garip ifade derin bir hayranlığa bürünmüştü.

Vakit kaybetmeden dudaklarıma doğru eğildiğinde arkasını dönmeden kapıyı kapatıp bana yaslandı. Parmak uçlarımda yükselip boyuna yetişmeye çalışarak dudaklarına izin verdim.

Birkaç dakika kapının önünde oyalandığımızda elini kalçama koyup kendine bastırdığında kollarımı boynuna doladım. Hemen beni kucağına alıp bir elini kalçama koydu. Dili ağzımın içinde geziniyordu.

Nefes nefese geri çekilip burnumun ucundan öptü.

"Sana yemin ederim... Öl desen ölürüm." diye mırıldandığında yanağımı omzuna yasladım.

Ben kucağındayken yukarıya, odamıza, çıkmaya başladı.

Odaya girdiğimizde kapıyı diziyle açıp hemen arkasından kapattı. Sırtım yatağın üzerine gelecek şekilde bıraktıktan sonra üzerime eğildi ve dudaklarımı öpmeye devam etti.

Dilini dudaklarımın üzerinde gezdirip zor durumdaymış gibi konuştu.
"Siktir, dudakların..." Bacak içlerimde dolaşan elleriyle beraber dudağımı sertçe ısırdığında ensesindeki saçları çekiştirip inledim.

Dili çenemden boynuma ıslak bir hat çizip ulaştığında başımı geriye atıp ona daha çok alan sundum. Hareketlerimiz fazlasıyla hızlıydı ve ben heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum. Hâlâ içimde çok hafif bir korku vardı ama bu sefer arzularım daha baskındı.

Kulağımın hemen altını, ezbere bildiği hassas noktamı ısırdığında kıvranıyordum. Belimdeki ellerinden birini indirip kalçama getirdi ve sanki bu kadar kıvranmam az geliyormuş gibi sertçe sıktı.

"Ah!" İnleyip başını biraz daha boynuma bastırdım.

"Bu istekli hallerin beni mahvediyor, kendimi kaybedeceğim." dedi dişlerinin arasından.

Gözlerinin içine bakarak gülümsedim ve kendimden beklenmeyecek bir şekilde kalçamı yükseltip penisine sürttüm.

"Kaybet. Bu gece kendini benim için kaybet Onur."

Gözleri mümkünmüş gibi daha da karardı ve öncekinden de sert bir şekilde boynuma eğildi. Hareketlerindeki hız, sertlik öylesine artmıştı ki yarına boynumun mosmor olacağından emindim.

Boynumla işini bitirdikten sonra dudağıma eğilip alt dudağımı emdi.

"Şeftali..."

Başımı belli belirsiz salladım. Bu gece tamamen onun için hazırlanmıştım. Sürdüğüm parlatıcının aromasını bile onun en sevdiği meyveye göre seçmiştim. Onu istediğimi daha ne kadar belli edebilirdim bilmiyordum. Bu söylediklerim çok mu bayağılıktı onu da bilmiyordum ama yapmak istediğim her şeyi yapmak istiyordum.

Üzerimden kalkıp elini gömleğine attı ve hafif titreyen elleriyle gömleğinin düğmelerini çabucak çözdü. Ben de boş durmayıp üzerimdeki tişörtü çıkardım. Omuzlarından sıyrılan gömleği yerle buluştuğunda benim elimdeki tişörtü de odanın bir köşesine fırlattı. Tekrar üzerime eğilmeden önce kemerinin tokasını da çözdü.

Saydamlaşmış gözlerim ve yarı açık ağzımla onu izledim. O, hızlı hareketlerimiz yüzünden belime kadar çıkmış etek uçlarımın açıkta bıraktığı bacaklarıma bakıyordu. Yüzüne şefkatli bir ifade oturdu. Ellerini bacaklarıma koyup okşadı. Tek dizini bacak arama getirdiğinde nefesimi tuttum.

"Benim için giyindin, benim için hazırlandın, benim için bu kadar isteklisin..." dedi. Hülyalı sesi, zaten bildiği bir şeyi sesli bir şekilde hatırlamak istemekten halliceydi.

Yine başımı sallayıp hafifçe kıpırdandım.

"Öyle güzelsin ki Bulut... Lafta değil, kalbimde tüm duygularıma hüküm sürüyorsun." Bacağımı okşamaya devam ederken hafifçe gülümsedim ama ardından kıpırdanmaya devam ettim.

"Hadi Onur, devam edelim."

Sırıtıp tek dizini penisime sürttüğünde sesli bir şekilde inledim. Baskısı arttıkça sesim de artıyordu ancak yeterli değil. Şu an tamamiyle onu istiyordum.

"Çok şanssızsın, keşke kendini benim sana aşkla bakan gözlerimden görebilsen. Aynadan gördüğün güzelliğinin yarısı bile değil."

Her bir kelimesi kalbimi mümkünmüş gibi daha da zorluyor, karnımın fokurdamasına sebebiyet veriyordu. Hiç olmadığım kadar garip hissediyordum.

Hızlı olması için kendimi ona sürttüğümde dişlerini sıkıp kemerini tamamen çözdü. Pantolonunu indirip yine bir köşeye fırlattı.

Ellerini belime çıkarıp işaret parmağını eteğimin içinden geçirdi ve usul usul sıyırmaya başladı. Üzerime iyice eğilip ortaya çıkan karnıma öpücükler kondurmaya başladı. Dudakları açılan her bir bölgemde dolaşmaya yeminliymiş gibi kasıklarımın üzerine dokundu. Tenim yanıyordu. Her yakınlaşmamızda alev alıyordu.

Eteğimi yavaşça çıkardıktan sonra onu biraz daha usulca fırlattı kenara. Bir elini belimden geçirip kendine yakınlaştırdığında baskısından dolayı çok hafif yana dönmüştüm. Dudakları göğüs kafesimin üzerindeydi bu sefer. Kalbim yine ağzında atıyormuş gibi hissediyordum.

Sağ göğüs ucumda dilini hissettiğim anda belim altında yay gibi gerildi. Ellerim tutunmak için kollarını buldu. Heyecandan ağlayacaktım sanırım. Alt bölgemin çok feci sızladığını hissediyordum.

"Onur..." İnlememle beraber göğsümdeki dilinin yerini dişleri aldığında ucuna ve etrafına ısırıklar bırakmaya başladı. Tırnaklarımı kollarına sertçe geçiriyor inleyip kucağında kıvranıyordum.

"Y-yeter Onur dayanamıyorum." Nihayet inlemelerim arasında sesimi bulabildiğimde adeta durması için yalvardım. Sanki devam etse ölecekmişim gibi geliyordu.

"Doyamıyorum sana, tenine, kokuna... Benim hep sana ihtiyacım var." Mırıldanarak belimi bıraktı ve eski pozisyonumuza dönüp bacak arama girdi.

Bir süre birbirimize sürtünüp öpüştükten sonra sabırsızlıkla geriye çekildi. Elini iç çamaşırıma getirdi ve tam penisimi kavradı. Dudaklarımdan çok yüksek bir inleme döküldüğünde elimi eline uzatmak istedim. Diğer eliyle ellerimi ittirip iç çamaşırım üzerinden biraz baskı uyguladı. Kendimden geçmiş bir şekilde inlerken doğrulmaya çalıştığımda göğsümden yatağa bastırdı. Öyle zordaydım ki şu an içime girmeden boşalma raddesine gelmiştim.

Yüz ifademden durumumu anlayıp penisimi bıraktı ve aynı eteğime yaptığı gibi usulca baksırımı bacaklarımdan sıyırmaya başladı.

Çok fazla utanıyordum ama aynı zamanda çok fazla arzu duyuyordum. Vücudumun dengesi öylesine şaşmıştı ki kendimi gizlesem mi yoksa iyice ona sunsam mı bilemiyordum.

Tamamen çıkarıp odanın bir köşesine fırlattığında gözlerimi açamıyordum.

"Gözlerini aç." Baskın sesi istediğini yapmaya ittiğinde çok hafif aralayıp işaret parmağımı dudağıma götürdüm.

Tamamen çıplaktım, tamamen gözlerinin önündeydim. Beni ilk kez böyle görüyordu ve son parçası da teninden sıyrıldıktan sonra ben de onu ilk kez görecektim. Bunlar bana nasıl hissettirmeliydi bilmiyordum ama şu an heyecandan bayılabilirdim.

"Bu evrenden olamayacak kadar güzelsin. Sikeyim Bulut, nasıl seni daha önce keşfetmem?! Nasıl böyle mükemmel bir şeyden mahrum kalabildim bunca zaman."

Önünde çırılçıplak durmamdan çok sözleri beni utandırdığında dizlerinin üzerinde yükselmesinden faydalanıp elimi kasıklarına koydum. Avuç içlerimle karın kaslarını okşadıktan sonra elimi baksırına soktum.

Derin bir nefes alıp onun bana yaptığının aksine çabucak indirdim. Ben indirir indirmez benim için kalkmış penisi karnına çarpmıştı. Dudaklarım şaşkınlıktan aralandığında titreyen ellerimden birini yatağa koydum ve onu süzdüm. Yüzündeki sırıtışla onu süzmemi ve verdiğim tepkileri izledi. Penisi fazlasıyla büyüktü ve onu içime almak... Şu an pek de iyi bir fikir gibi gelmemeye başlamıştı. Uzunluğu ve kalınlığı beni korkutmaya yetmişti.

"Ç-çok fazla..." Utancımdan devamını getiremediğimde hafifçe güldü. Yutkunup gerisin geri yatağa uzandım.

"Korkma bebeğim, acıtmamaya çalışacağım."

Alışmamı mı istiyordu bilmiyorum ama elimi tutup penisinin üzerine koyduğunda ikimiz de seslice inledik. Dokununca daha da iyi anlamıştım, gerçekten çok büyüktü. Ve damarlı...

Daha fazla utanmak istemediğim için elimi indirip yatağın iki yanından tutundum. Üzerime uzanmadan hemen önce çekmeceden prezervatif ve kayganlaştırıcı çıkardı.

Kayganlaştırıcıyı alıp alnıma uzun bir öpücük kondurdu ve tam gözlerimin içine baktı.

"Acımasın diye yapacağım. Sen eminsin öyle değil mi?"

Hızlı hızlı başımı salladım.
"Lütfen çabuk ol." Bacak aramdaki sızı gittikçe artmaya başlamıştı ve penisim zonkluyordu. Bir elini belime sarıp göğüs ucumu emerken yaptığı gibi beni hafifçe yan döndürdü. Yine kollarına tutundum.

Elini kalçama koyduğunda utanıp başımı boynuna gömdüm. Ondan utanıp yine ona sığınıyordum.

Şakaklarımdan öpüp kalçamı hafifçe okşadı ve kayganlaştırıcıyı eline sıktı. İşaret parmağını deliğimin üzerine dokundurduğu an derin bir nefes alıp yutkundum. Parmağını hızlıca içime doğru ittiğinde derince inleyip dişlerimi omzuna geçirdim. İleri geri yaptığı parmağına orta parmağını da ekledikten sonra hızlıca parmaklamaya başladı. Acı, yerini zevke bıraktığında ve tenim onun parmaklarına alıştığında yeterince genişlettiğine kanaat getirip parmaklarını çekti.

Yine işaret parmağımı dudağıma götürüp onu izlerken yüzüme baktı ve sevgiyle yanağımdan öptü.

"Kurban olduğum..." Boynuma birkaç öpücük bırakıp sırtımı yatağa bastırdı ve beni tamamen yatırdı. Kayganlaştırıcıyı eline alıp penisine yaymaya başladığında bacaklarımı birbirine bastırdım.

"Onur çok acıyor..."

Üzerime doğru eğilip göğsüme bir öpücük kondurdu.

"Sabret biraz bebeğim, ben ilgileneceğim seninle."

Prezervatif paketini dişiyle söküp penisine geçirdiğinde gözlerimi tavana diktim çünkü bundan sonraki adımı biliyordum. Hemen altımda hissettiğim penisi heyecandan başımı döndürmeye yetmişti. Dudaklarımı birbirine bastırıp elimi kendi penisime attığımda ellerimi tuttu ve iki yanıma doğru uzattı. Tamamen kendini üzerime bıraktığında içimdeki heyecandan ağırlığını bile hissedemiyordum.

Tam deliğime konumlandırdığı aletini içime doğru ittiğinde gözlerim anında acıdan dolarken dudaklarımdan çok yüksek bir çığlık odanın duvarlarına çarptı. Ellerimi ellerinden kurtarmaya çalıştım ama o ellerimizi kenetleyip boynumdan öptü.

"O-Onur ço-çok acıyor! Çı-çıkar!"

Geriye çekilmek istediğimde elimi okşayıp boynumu öpmeye devam etti.

"Şhh geçecek bir tanem, dayan biraz."

Kendini biraz daha içime ittiğinde başımı iyice geriye atıp ellerini sıktım. Çığlıklarım odada yankılanıyordu.

Bir anda içime köklediğinde nefesim kesilirken gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Çok zorlandığımı fark ettiğimde hareket etmeden bekledi. Kulağıma beni sakinleştirecek şeyler söylüyor, sakince beni öpüyordu.

Hafifçe kıpırdanıp kendini çok az geriye çekti ve tekrar içime girdi. Aldığım zevk biraz daha artmaya başladığında adıyla inleyip alt dudağımı ısırdım.

Kendini geriye çekip tekrar içime girdiğinde inlemelerim devam ederken ellerimi ellerinden kurtarıp sırtına doladım. Onun inlemeleri de kulağıma dolduruyor daha da arzuyla dolmama neden oluyordu.

"O kadar sıkısın ki Bulut, içinde zar zor hareket ediyorum resmen! Aklımı kaybedeceğim!" İnlemelerinin arasında konuştuğunda bir şey söylemeden tekrar içime girmesini bekledim.

Geriye çekilip tekrar içime girdiğinde vurduğu noktayla aldığım zevkin koynunda öleceğimi sandım.

"O-orası!" diyip kalçamı ona ittirdim.

Daha öncekinden sert bir şekilde o noktama vurduğunda tırnaklarımı omzuna geçirdim. Penisimin sızdırdığını hissediyordum. Elini penisime atıp vuruşlarıyla eş zamanlı olarak beni de çekmeye başladığında iki yanımdan gelen zevkten gözlerim kaydı. İnleyişlerim gittikçe hız kazanırken hangisi için inlediğimi bilmeden kıvranıyordum.

"Ge-geleceğim Onur!" Nefes nefese konuştuğumda penisimi bırakıp bir anda tek bacağımı omzuna aldı. Şimdi, bu pozisyonda o kadar derinimdeydi ki o da ben de seslice inledik.

Elimi aletime atıp onu bekleyemeden kendimi çekmeye başladım. Kalbim duracaktı. Çok fazla zevk alıyordum ve bu kadar aşırısı beni korkutuyordu.

Çok geçmeden göğsüme doğru boşaldığımda gözlerim titreşerek kapanırken titreyen bedenimi öylece bıraktım. Tüm gücüm çekilmiş gibi hissediyordum.

Omzundaki bacağımı okşayıp başını geriye atarak daha da sertçe işine devam ettiğinde birkaç vuruşta o da peşimden geldi. Haykırarak inleyip kendini üzerime bıraktığında ikimiz de nefeslerimizi düzene sokmaya çalıştık. İçimden çıkmadığı için sıcaklığını hissedebiliyordum.

Çenesini göğsüme yaslayıp yüzüme baktı. Sırıtıp kalçamı okşadı.
"Teninin tadına bir kere baktım Bulut, elimden kurtulamazsın artık..."

————

yazıp paylaştığım ilk smut, umarım elime yüzüme bulaştırmamışımdır ben kötü olduğunu düşünmüyorum şahsen.

neyse utandım gidiyorum...

Continue Reading

You'll Also Like

657K 40.2K 46
Aren: seni seviyorum.. Ömer: eyvallahta sen kimsin? Mahallesinde ki en tanıdık ve ağırbaşlı abisine gönlünü kaptıran Arenin hikayesi.. Eşcinsellik i...
2M 75.8K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
813K 63.6K 51
Burslu bir çocuk, kolejin kötü çocuğuyla tanışırsa ortaya çıkacak hikaye diğerlerinden pek de farklı olmazdı. Yani, sanırım olmazdı.
859K 49.9K 56
Hiç ummazdım Senden önce Işıksızdım, bahtsızdım, yalnızdım *Kişiler gerçek kişiler olmakla birlikte olaylar çoğunlukla kurgudur.*