BENİM YAZGI'M

By snowqueen1331

4.2K 512 831

Hiç aşık oldunuz mu? Ya da aşkınızdan kaçtınız mı? Peki acı çekmekten, kaybetmekten korktunuz mu? Bu benim... More

Karakter Tanıtımı
~01~
~03~
~04~
~05~
~06~
~07~
~08~
~09~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~ ~FİNAL~
~DUYURUYU~

~02~

210 17 3
By snowqueen1331


Bu nasıl Bi cüret yaa kim oluyor bu Rüzgar Karahan. Tam herşey yoluna giriyor derken nerden çıktı bu adam. İşte güzel bir günün daha, mahvoluş senaryosu yazılmaya başlandı. Bakalım günün geri kalanını hangi felaket senaryoları tamamlayacak.

Eve kadar koşabildiğim kadar hızlı koştum. Arya'nın söyledikleri sinirimin kat sayısını artırmaya yetti. Eve geldiğimde nefesim kesiliyordu neredeyse. Kapının önünde nefesimin düzelmesini bekledikten sonra içeri girdim.
Duş almak için odamda ki  banyoya girdim. İşim bitince odama dönüp dolabıma yöneldim. İçinden siyah geniş paça pontolanumu, siyah ince askılı kısa buluzumu ve yine siyah olan kumaş yeleğimi çıkarıp, giyindim.

(Yazgının giydikleri)

Hafif Bi makyaj yaptıktan sonra saçlarımı da tarayıp elimle şekillendirdikten sonra hazırım. Telefonumu çantama koyup gerekli dosyalarıda aldıktan sonra güzel Bi kahve molası verebilirim. Mutfağa inip kahvemi hazırlamaya başladım. Kahvem olana kadar şu meşhur Aerezon mimarlığı araştırmaya başladım.

Arya'nın dedidiği kadar iyi bir şirket bu zamana kadar bir çok işe imzalarını atmışlar. Ama daha MAY'S mimarlığın neler yapabileceğinden bir haberler.

Yeni ve küçük bir şirket olmamızdan ötürü rehavete kapılıp hata yapıcaklarından zerre şüphem yok. Kahvemden bir kaç yudum almıştım ki. Telefonuma gelen bildirimi görünce kahvemi bırakıp mutfaktan çıktım. Beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı alıp evden çıktım. Arabama binip Arya'nın attığı konuma ilerledim. Daha doğrusu ilerleyemedim. Bu nasıl bir trafik böyle sanki herkes bu günü beklemişcesine
sokakağa dökülmüş.

Neyse ki toplantı 13:00'de. Yaklaşık 1,30 saattir yoldayım. Ama hala bir sonuç elde edemedim. 30 dk sonra toplantı başlayacak bu trafik böyle devam ederse geç kalıcam. Şu an geç kalmak istediğim en son şey. Birşey yapmam lazım. İlerde gözüme çarpan bisikletler işimi kolaylaştıracak. Arabamı güç bela ara sokaklardan birine çekip park ettikten sonra, gördüğüm bisikletlerin olduğu yere ilerledim. Bir bisiklet satın alıp hemen yola koyuldum. Hayat işte zor zamanların zor çözümleri vardır. Aslında benim için pek zor sayılmaz. Mis gibi havayı soluyarak sakin sakin ilerliyorum. Zamanında yaptığım türlü sporların etkisiyle kondisyonum iyi durumda. Hiç yorulmadan mekana gelebildim.

Burayı kim seçti acaba. Toplantıya mı geliyoruz. Baloya mı? bu ne lüks düşkünlüğü acaba. Her neyse içeri girer girmez boynuma atlayan bir Arya canavarı görmek içimi rahatlattı. Bu kadar sahte bir mekanda ışıl ışıl parlayan bir arkadaşa sahip olmak mükemmel birşey. Ciddiyetimi takınıp sahte bir öksürükle aryayı kendimden uzaklaştırdım.

"Dur bir dk kızım yaa şu halimizi gören bizi ciddiye alıp iş vermez valla."

"Aman be kardeşim vermesinler. Sen her zaman ne dersin." aynı anda söze atladık.

"HER ZAMAN BİR YOLU DAHA VAR." devamını ben tamamladım.

"Yeteri ki bakmakla yetinme doğruyu gör"

"Aynen öyle kardeşim. Biz doğruyu gördüğümüz sürece kimse bizi batıramaz."

" Neyse hadi toplantı başlayacak girelim artık."

Restoranın bizler için ayarlanmış odasına yani en üst kata çıktık. İçeri girdiğimizde Hasan bey ve ortağı bizleri bekliyordu. Selamlaştıktan sonra yerlerimize oturduk. Ne yazık ki Rüzgar beyler teşrif edemedi bir türlü. Saat 13:05'ti tam 5 dk geç kaldılar büyük sorumsuzluk. Ben geç kalmamak için neler yaptım.

Ahhh sonunda gelebildiler. İçeri girer girmez içimde garip bir ürperti oldu. Sanki bana birini anımsattı. Arya'nın kolumu dürtmesiyle kendime geldim. Karşımda bana elini uzatan Karahanı gördüm. Bir eline bir de yüzüne baktım. En alaycı ifademi takınıp elini sıktım.

"Meraba Rüzgar bey tam 6 dk geç kaldınız. Ama önemi yok sonuç itibariyle herkes dakik olacak diye bir kural yok."

Aynı alaycı ifade onda da vardı.

"Meraba Yazgı hanım. Sonuç itibariyle bizlerin batmakta olan bir şirketi yok. Bu yüzden dakikaların bizim için önemi de yok."

Güldüm.

"Dakik olmanız için şirketiniz batıyor olmasına gerek yok. Biraz sorumluluk sahibi olsanız yeterli."

Tam ağzını açmışken Hasan bey araya girdi. İkimizi de susturup yerlerimize oturmamızı söyledi. Tam da tahmin ettiğim gibi ukalanın teki. Toplantı boyunca öldürücü bakışlarımı Rüzgar ın üstünden çekmedim. Bakışlarım karşılıksız da kalmadı. Nihayet taplamtı bitti.

Vakit kaybetmeden aşağıya inip kahve aldım. Hasan bey ve ortağı Mustafa bey kararlarını birazdan açıklayacaklarını söylediler. Beklerken Aryayala sohbet etmeye başladık. Güzel giden sohbetimize bir adet Aerezon çalışanı salça oldu. Neydi bunun adı. Ben ismini hatırlamaya çalışırken sanki hissetmiş gibi kendini yeniden tanıttı.

"Burak ben Aerezon'un avukatı." ve Arya hemen atladı.

"Arya. Bende MAY'S ın avukatıyım."

bu bilgiyi paylaşmasan bişey kaybetmezdin Arya. dememek için kendimi çok zor tuttum. Sanırım adımı söyleme sırası bende.

"Yazgı Boran. Toplantı da tanışmıştık aslında ama, neyse."

"Evet tanışmıştık ama sadece ismini biliyorum. Biraz daha bilgi fena olmaz."

"Pardon! Öğrendiğin biraz daha bilgiyle napmayı planlıyosun? "

"Hayır. Yanlış anladın bişey planlamıyorum sadece seni daha yakından tanımak istedim."

Güldüm. Ama tebessüm gibi değil bildiğin kahkaha attım. Hatta etraftakilerin bile dikkati benim üzerimde toplandı.

"Rakip şirketin çalışanına, ayrıca bu kadar ukala birene yakın olmak istediğim en son şey bile değil. O yüzden siz kendi çapınızdakilere yakın olun en iyisi."

Aryaya en kötü bakışımı attıktan sonra, sahte gülümsememle yanlarından ayrıldım. Patronu ne ki avukatı ne olsun. Mimarlık şirketi değil ukalalık okulu resmen. Kendine biraz özgüven aşılayan kendini kaf dağında görmeye başlıyor. Umarım bir daha karşılaşmam bu insanlarla. Telefonumdan saate bakıyordum ki.
O irite edici ses kulağıma ilşti. İnsanın istemediği ot misali.

"Tekrar merhaba Yazgı hanım."

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Yine en sahtesinden bir tebessümle karşılık verdim.

"Merhaba Rüzgar bey. Sizden kurtuluş yok galiba."

"Anlamadım."

"Şaşırmadım."

Hala yüzüme baktınğını fark etmemle ani bir gülme istediği geldi. Kendimi tutup.

"Yani diyorum ki Az önce avukatınız şimdide siz. Ne çok sevdiniz sizler bizi. Bir rahat vermediniz de."

"Bu kadar rahatınıza düşkün olduğunuzu giyim tarzınızdan anlamalıydım kusura bakmayın."

"Bende sizin bazı şeyleri neden hala anlamadığnız konusunda meraktayım. Size kibarca beni rahat bırakın diyorum ama siz anlamamakta ısrarcısınız."

"Peki. Son birşey daha. Toplantıda sorumsuz olduğumu söylediniz. Sizce sorumsuz biri koca bir şirketi yönetebilir mi?"

"Demek ki siz şirket dışında gerçekleşen durumlarda sorumsuzsunuz. Sizin sorumluluğunuz şirket sınırlarına kadardır  belki."

"Peki sizinki. Batıyor olduğunuza göre şirket içinde de sorumlu olmanız yetmemiş."

Yeter ama bu 2 oldu. kim bu adam ya. ne hakla beni aşağılayacığını sanıyor.

"Kusura bakma Rüzgar Karahan ben senin  kadar şanslı doğmadım. Hayat bana altın tepside sunulmadı. Senin gibi de babamın kalktığı koltuğa oturmadım. Bu zamana kadar ne yaptıysam kendim başardım. Evet senden daha sorumluyum çünkü benim kaybedecek çok şeyim var senin aksine. O yüzden şimdi karşıma geçip yaptığın şey marifetmiş gibi anlatmaya kalkma. Senin yaptığın yöneticiliği ben daha 16 yaşımdayken yapıyordum. Ama benim yönettiğim şirket değildi. Kendi hayatımı kendi aileme karşı yönetiyordum. Şimdi lütfen git kendi kum havuzunda oyna. Benim senin gibilerle kaybedicek vaktim yok. Umarım bir daha asla karşılaşmayız "

Gıcık, ukala şey kendini ne sanıyor ya bu adam. Yaa lütfen artık benim istediğim olsun ve bu tek hücreliyi bir daha asla görmiyim. Arya'nın yanına gittiğimde hasan beylerin kararını verdiklerini açıklamak için bizleri beklediğini söyledi. Yine aynı toplantı odasına çıktık. Yerlerimize oturduk. Hasan bey vardı ama Mustafa bey yoktu. Çok geçmeden Mustafa beyde gelince Hasan bey söze başladı.

Continue Reading

You'll Also Like

109K 522 5
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...
22.2M 893K 115
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
3.6M 131K 72
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
2M 86.9K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...