videocall | chanlix

nuevomes tarafından

262K 20.4K 5.2K

3RACHA pandemi dolayısıyla buluşamadığı hayranlarıyla online fan meeting yapmaya karar verir -soft -tek bölüm... Daha Fazla

0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
özel bölüm
özel bölüm 2

40

3.6K 286 146
nuevomes tarafından

Oasis - Wonderwall medyadaki şarkımız, kendisini sevelim 🤭

🦋

Genç, kendinden büyük arkadaşına seslendi ayakkabılarını giyerken, "Bekleyecek misin dönmemi gerçekten?"

Minho ilgilendiği bilgisayardan kafasını kaldırdı çocuğu göremeyecek olmasına rağmen. "Evet, hızlı dönmeye çalışma, bak keyfine."

Bu gece olabilecek herhangi bir ters durumda kardeşi gibi gördüğü gencin yanında olmak istiyordu Minho. Kapı sesini duyduğunda çıktığına emin oldu çocuğun, mutfağa kendine kahve demlemeye girdi.

Genç çocuk çıktığı binanın önünde beklemeye başladı, erken indiğini biliyordu. Ancak içeride turlamaktansa bu daha cazip gelmişti.

Birkaç dakika geçmemişti ki sokağın başından gelen siyah araç ile derin bir nefes aldı, gelmişti. Araba önünde durduğunda ön koltuğun dolu olması Felix'i şaşırttı. Ancak açılan kapı ve inen kişiyle gözleri yuvasından fırlayacak gibi hissediyordu. Jisung gülerek ona doğru yaklaşıyordu.

"Selam Felix." dedi elini uzatan genç.

"Ah- Selam Jisung." dedi Felix havadaki eli kavrarken şaşkınca.

Jisung Felix'in arkasındaki binaya göz gezdirdi, Minho burada olduğunu söylemişti ve o da işi yokken yanına gelmek istemişti. Aynı zamanda sürekli evden tek çıkmaları da dikkat çekmeye başlamıştı, birbirlerini paravan olarak kullanmışlardı lideriyle.

"Minho sende diye duyum aldım ama." dedi Jisung karşısındaki şaşkın gence.

Felix hızla kafasını salladı, "Asansöre bindiğinde 4. kata basarsın, daire 17."

Jisung kocaman gülümsedi, "Teşekkürler Felix." Adımlarken durdu ve yaşıtı gence döndü, "İyi eğlenceler bu arada."

Felix kapıdan içeri giren çocuğun şokunu atlattığı gibi kendini arabaya attı, "Hey."

Chan arabaya binen gencin şaşkınlığına güldü, "İyisin değil mi? Şaşırtıcı olmuş olmalı."

Felix kafasını salladı, "Hem de nasıl."

"Tam çıkarken geleceğini ve Minho'ya sürpriz yapacağını söyledi. Onu bekledim biraz, geç kalmadım değil mi?"

Felix ellerini sarı saçlarından geçirirken cevapladı, "Yok, zamanlama gayet güzel."

Chan kontağı çevirirken gülümsedi, "Gidelim o zaman."

Felix üstündekilere bakarken gidecekleri yerde abes durmayacağını biliyordu, çünkü yanındaki adam asla lüksü seven ya da aşırı yerlerde takılan biri değildi.

-

Kapısından girdikleri restoran resmen kendi doğasını barındırıyordu içinde, ahşap ağırlıklı tavan Felix'in hoşuna gitmişti. Chan bir adım öne geçerek yol gösterdiğinde merdivenlere yöneldiler birlikte. Merdivenleri çıkarken konuştu Chan,"Üst katlar kişiye özel rezerveymiş, daha rahat olacağımızı düşündüm ben de."

Felix onu kafasıyla onayladı, "İyi olmuş."

İki kat yukarı çıktıklarında alt katları görebilecekleri gibi kenara oturdular, Felix gözlerini çevrede gezdirirken Chan onu izliyordu. Parlayan gözlerle büyük olana döndü genç, izlendiğini fark ettiğinde kızardı ancak yine de konuştu, "Gerçekten çok güzelmiş. Daha önce hiç duymamıştım burayı."

Chan gözlerini çocuktan ayırmadı, "Evet, ben de ilk defa geliyorum."

"Garsonu çağıralım mı?" Sordu küçük olan, masanın üstündeki butona hareketlendiler aynı anda. Butonun yakınında kalan eller aynı anda geri çekti kendini, "Oh, sen bas o zaman."

Bunun üzerine Chan ellerini butona uzatıp bastı. Masanın üzerindeki karekod ile menüyü telefonlarına açarken ikisi de sessizdi. Birkaç dakika sonra garson geldi yanlarına. Siparişlerini aldıktan sonra selamlayıp yalnız bıraktı ikiliyi.

"Nasıl geçti haftan?"

"Aslında çizim yapmak ve derslere katılmaktan kaçmaktan başka pek bir şey yapmadım." Gülerek devam etti, "Senin? Yoğundun sanırım."

"Stüdyodaydım, geçen konuştuğumuz gibi. Uğraşıyorum bir şeylerle."

Felix meraklanmıştı, "Yeni bir şaheser yaratıyorsun demek."

Chan Felix'in dediği ile utangaç bir gülümsemeye ev sahipliği yaptı yüzünde. "Öyle görmek istiyorsan eğer."

"Tanrım! Bunu sadece ben öyle görmüyorum, bu kazandığınız başarılar ile nesnelleştirilebilir bile. Lütfen mütevazi olmayı bırak artık."

Gelen garson ile ikisi de gülümseyerek baktı birbirine sadece. Önlerine konulan yemek ve içeceklerin ardından garsona teşekkür ettiler, yanlarından ayrılmadan hemen önce. Felix alışkanlığın getirdiği bir hareketle fark etmeden tabağındaki etten Chan'in tabağına bıraktı.

Chan gence bakarken gülümsemesine engel olamadı, aynısını Felix için yaptı o da. Hoşuna gitmişti. Sessiz birkaç lokmadan sonra ikili birçok şeyden konuşmaya başlamıştı.

Yemeğin bitişiyle kalkmaya hazırlanan ikili şimdiden hesap tartışmasına girmişti bile, merdivenler bitip kasanın önüne geldiklerinde Chan Felix'e söz verdi, bir daha yemeğe çıktıklarında onun ödemesine izin verecekti.

Chan bunun bir buluşma daha olacağı anlamına geldiğini fark ettiğinde rahatladığını hissetti. Bahane bulmasına gerek olmadan borcunu ödemek için Felix'in teklif edeceğini biliyordu. Birlikte restorandan çıkıp otoparka yürüdüler, arabaya binerken Chan bir yere uğrayıp kahve almayı teklif ettiğinde Felix onayladı, yol üzerinde arabaya servis yapan bir yer gördüklerinde sıraya girdi.

Chan ödemeyi yaparken genç olan radyoda kanalları geziyordu. Chan bunu fark ettiğinde Felix'e telefonunu bağlayabileceğini söyledi. Felix telefonunu bağlarken Chan aldığı içecekleri tutacağın içine bıraktı ve camı kapattı, yola çıktıklarında birini alırken Felix'in cebelleşmesine göz atarak tebessüm ediyordu. "Ne oldu? Bağlanmadı mı?"

"Ah yok şey, o tamam da aradığım şarkıyı bulamad- ah işte burada buldum."

Eşzamanlı olarak arabanın içini dolduran gitar melodisiyle şarkıyı tanımaya çalıştı Chan. Felix ise dikkatle onu izliyor, mimiklerinden hissettiklerini anlamaya çalışıyordu ikinci kısım kendini ona açtığı part olacaktı çünkü.

I don't believe that anybody feels the way I do about you now
Şu anda kimsenin senin hakkında benim gibi düşündüğüne inanmıyorum

And all the roads we have to walk along are winding
Ve yürümek zorunda olduğumuz tüm yollar dolambaçlı

And all the lights that lead us there are blinding
Ve bizi oraya götüren tüm ışıklar kör edici

There are many things that I would like to say to you
Sana söylemek istediğim birçok şey var

But I don't know how
Ama nasıl söylesem bilemiyorum

Chan tanıdığı sözler ile emin olmak adına gözlerini kısa süreliğine yoldan Felix'e çevirdi, genç onu izliyordu. Birkaç metre ilerideki ışıklar kırmızıya dönerken Chan frene basıp yavaşlayarak durdu. Chan genç olanın istediği gibi sözleri üstüne alınmıştı. Felix, gamzeliyle göz göze geldiğinde dudaklarını ezdi dişleriyle.

Because maybe
Çünkü belki

You're gonna be the one that saves me

Beni kurtaracak kişi sen olacaksın

And after all

Ve sonuçta

You're my wonderwall

Sen benim tek varlığımsın(dayanağımsın)

'Felix,' diye mırıldandı büyük olan farkında olmaksızın. Bunun bir itiraf olduğunu biliyorsun değil mi, içinden devam etti. Küçük olan kafasını camdan dışarı çevirdi, çillerinin çevresinin kızardığını biliyordu.

Arkada çalmaya devam eden şarkıları duymuyordu iki genç de, düşüncelerinde boğuluyorlardı. Binanın önüne geldiklerinde Felix kemerini çözerken, veda etmek adına söyleyeceklerini toparlıyordu. Chan ise telefonunu çıkarmış, hala yukarıda olduğuna emin olduğu üyesini arıyordu.

Felix kapıyı açarken Chan tuttu kolundan, aynı anda açılan telefona konuştu, "Aşağıdayım, seni bekliyorum." Onaylandığını duyduğunda aramayı sonlandırdı. Felix vücudunu ona döndürmüş bekliyordu, "Gitmeden konuşmamız gerekmiyor mu?" Felix gergince dudaklarını ıslattı, Chan'in gözleri bu hareketle dudaklarına kaydı, aynı işlemi kendi de tekrarladı.

"Konuşmalı mıyız?"

"Kaçacak mıyız?"

Gözleri buluştu tekrardan. Genç olanın yanaklarının kırmızılığa bulandığını fark etti Chan. Gencin kolundaki elini yanağına çıkardı. Başparmağı ile yavaşça okşadığında titredi küçük olan, göz kapakları ona ihanet ederek örtüldü. Chan elinin altındaki tenin yumuşaklığı ile derin bir nefes aldı, örtülü göz kapaklarına baktı bir süre küçüğün. Binanın kapısından yansıyan ışık zamanın daraldığını gösteriyordu, Jisung asansörden inmiş olmalıydı.

Küçüğüne doğru yaklaştı Chan, çocuğun çenesinden kendine çekti nazikçe. Dudağının hemen yanına bir öpücük bıraktı. Bu ikisini de titretmişti. Titreyerek gözleri açıldı çilli olanın, hemen birkaç santim yanındaki yüze baktı, birbirlerinin nefeslerini soluyorlardı artık. İstemsizce tekrar ıslattı dudağını Felix, bu Chan'ın bakışlarını tekrar kaydırdı aşağı, erken diye düşündü, bunun için erken.

Fısıldadı küçüğün duyabileceğinden emin bir şekilde, "En kısa zamanda konuşalım bunu."

Felix hala yanağını çevrelemekte olan elin üstüne koydu elini, kafasıyla onaylarken.



--

TAMAM SAKİNİM HAYIR DEĞİLİM NASIL SAKİN OLAYIM OLUYOR ÇOCUKLARIM ARTIK SANIRIM ŞLSDGKJSDKLG

Diğer bölüm evde kalan Minsung cephesinden olacak! Bölümü yazmaya koşuyor ve sizi seviyorum 💘💘

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

888K 71.1K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
7.3K 684 17
wattpadda ki ilk chansung mpreg fici Jisung'un hamile olduğunu öğrenmesiyle işler karışır. Tamamlandı.
406K 37.2K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
215K 22.3K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️