"Ben Jeon Jungkook. Ve bu da küçük kızım Rosie." Dudaklarımdan küçük bir kıkırtı kaçmıştı. Jungkook gözlerini kısıp anlamak ister gibi yüzümü inceledi. Tuttuğu elimi geri çekip gülümsememi yüzümden silmeye çalıştım.
"Ah, özür dilerim. Köpeğinle adaş...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
567 kişi bunu beğendi, 56 kişi yorum yaptı. lalisa_m: in your arms🤍
Gördüğüm fotoğraf büyük bir kahkaha atmama sebep olduğunda ağzımdaki mısır gevrekleri her yere saçmıştı.
"Iyyy !" Alice çığlık atıp önündeki gevrekleri bana doğru iterken annem telaşla yüzüme bakmış ve iyi olup olmadığımı kontrol etmişti. Başımı bir şey yok der gibi salladım.
Fotoğrafın altına 'gerçekten gerçek' yazmamak için kendimi zor yutuyordum ancak bunu yapsaydım Lisa büyük ihtimalle beni öldürüdü.
Masanın kenarındaki peçetelikten bir peçete alıp ağzımı sildim ve çantamı sırtıma alarak kalktım.
"Doğru düzgün yesene Rosie. Hiçbir şey yemedin." Annemin gözleri beni bulduğunda dudaklarımı büzüp şirin olmaya çalışmıştım.
"Evet anneciğim, o yemedi ama masa ve ben gevrekten nasibimizi aldık." Alice iğreniyormuş gibi konuştuğunda ona dilimi çıkarttım ve mutfak kapısına yürüdüm.
"Lisa zaten zorla yedirecek anne, okulda yerim. Merak etme."
Ayakkabılarımı giyip hızla evden çıktığımda telefonumu elime almış ve 'Star Girls' sohbet grubunu açmıştım.
roseaarerosie: Evden şimdi çıktım. Siz nerelerdesiniz ?
lalisa_m: Ben okul bahçesindeyim.
soyajisooya: Ben varmak üzereyim.
rosesarerosie: Jen ?
jenniejane: Ben yeni uayndım ilk derse yetişebişeveğimi sanmıyoeubm
soyajisooya: Yani demek istiyor ki; ben yeni uyandım, ilk derse yetişebileceğimi sanmıyorum.
lalisa_m: Okulun ilk günü bari geç kalmasaydın.
Başımı iki yana sallayıp telefonu cebime koydum ve hızlı adımlarla okula yürümeye devam ettim. Okul neyseki evime yakındı. Yürümeyi sevdiğim için okula her zaman yürüyerek giderdim. Geç uyandığımda ise koşarak gidip ilk derse yetişebiliyordum.
Jennie ise okula bir saatlik uzaklıkta olmasına rağmen her zaman ilk ders saatinde uyanır ve hep geç kalırdı. Sanırım sınıf tekrarı yapması muhtemeldi.
Bu sene son senemizdi. Üniversite sınavına girecektik. Bu yüzden sadece kendime odaklanmalı ve iyi notlar almalıydım. Bir bakıma Chanyeol'un başka bir okula transfer olması iyi olmuştu. Ne de olsa gözden ırak olan gönülden de ırak olurdu.
Okula vardığımda Lisa'yı tek başına bahçede otururken görüp koşarak yanına girmiştim.
"Hoşgeldin Rosie!" Selam faslını bir kenara atıp yanına oturdum.
"Barışmışsınız." dedim göz kırparak. Lisa sırıttı.
"Dün gece elinde çiçeklerle kapıma geldi." beni kıskandırmak ister gibi saçlarını geri ittiğinde gülümsedim. Onun adına gerçekten mutluydum. Her ne kadar Taehyung ile ayda üç kere ayrılsalar bile onunla mutluydu. Bu yüzden ona kızamıyordum.
"Sen bırak şimdi bizi. Bu sene futbol turnuvasını erkene almışlar." Anlamayarak suratına baktım.
"Bundan bize ne ki?" diye safça sorduğumda Lisa alnıma bir şaplak attı. Acıyla bağırıp alnımı tuttum.
"Yani Rosie, senin şu yakışıklıyı izlemeye gideceğiz. Baktın ondan hayır yok, takım arkadaşlarına bakarız."
"Sanki pazara gidip elma alacağız, şundaki rahatlığa bak." diye söylendim hala acıyan alnımı sıvazlarken.
Lisa aniden telefonunu çıkarıp yüzüme tuttuğunda şaşkın gözlerle ona baktım.
"Poz versene." dedi gözlerini devirerek. Ona karşılık bende gözlerimi devirdim. Değişen ruh haline gerçekten ayak uyduramıyordum.
"Okulun ilk günü selcası gelsin." Dedi Lisa cıvıl cıvıl bir sesle. Başımı inanamayarak iki yana salladım ve ardından gülümsedim. Bir kaç fotoğraf çekindikten sonra beğendiğim bir tanesini bana atmasını istemiştim. Güzel çıkmıştık. Bunu atacaktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
rosesarerose: Lalalalisa🤍
Lisa attığım gönderiyi görmüş olmalı ki kızgın gözlerini üzerime çevirmişti. Gülümseyerek yanağını sıktım. Elime vurup gözlerini telefonuna çevirdiğinde kötü bir şey yapacağını biliyordum.
lalisa_m
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Lisa'nın attığı hikayeyi gördüğümde ağzım bir karış açık kalmış bir şekilde telefonuma bakıyordum.
"Sen!" dedim sakince, ancak bu fırtına öncesi sakinlikti. Lisa ayağı kalkıp okula doğru koşarken hızla onu takip ettim.
"Ya! Ölmek mi istiyorsun ?" Hem koşup hem sırt çantası taşımak ve aynı zamanda bağırmak gerçekten zordu.
Lisa'nın uzun bacaklarından gerçekten nefret ediyordum. Ben daha merdivenlerden çıkarken o çoktan sınıfa varmıştı bile. Onun ardından neredeyse çığlık atarak sınıfa girdim.
"Senin için güzel fikirlerimi açıklamadan önce o hikayeyi silsen iyi ol..." Aniden konuşmayı kestiğimde Lisa'nın da aynı benim gibi şaşkınlıktan kaçmayı unuttuğunu görmüştüm. Şaşkınlığımızın sebebi mi neydi ? Çünkü arka sıramızda okulumuzun yakışıklı altın çocuğu, futbol kaptanı Jeon Jungkook oturuyordu.
