23

2.9K 248 47
                                    

🎶 WINNER - REALLY REALLY

🎶 WINNER - REALLY REALLY

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Az önce gördüğün kız..." Kaşlarımı kaldırdım. Onları gördüğümü nerden biliyordu ?

"Sen nerden biliyorsun ?" diye sordum şaşırarak.

"Çünkü seni arkanı dönüp giderken gördüm. Bizi yanlış anlamış olabileceğini düşündüm. Bu yüzden yanına gelip açıklamaya karar vermiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse 'neden bana açıklama yapıyorsun?' demenden gerçekten korkuyordum." Güldüm. Bunu asla söylemezdim. Çünkü gerçekten bir açıklamaya ihtiyacım vardı.

"Adı Ye-Rim. Ona sadece yardım etmeye çalışıyordum. Durumu biraz kötüydü. Başını omzuma yasladığında aklımdan geçen tek düşünce sadece ona yardım edebilmekti." Başımı salladım. Anlamaya çalışabilirdim. Kıskanıp durumu kötüleştirmek istemiyordum.

"İnsanların acı çekmesine göz yumamıyorum. Özellikle bu acının sebebi benim üvey kardeşimse." Dudaklarımı şaşkınlıkla aralandı.

"Ye-Rim, Woojin yüzünden mi acı çekiyor ? Ona bu yüzden mi yardım etmeye çalışıyorsun ?" Jungkook sıkıntıyla bir nefes verip başını salladı.

"Woojin gerçekten acımasız biri. Onun için eğlenmenin tek yolu başkalarının acı çekişini seyretmek. İşte bu yüzden ondan uzak durmanı istiyorum. Biliyorum, sırf ben istediğim için bir şey yapma zorunluluğun yok. Sadece iyiliğini istiyorum."

"Jungkook." dedim gözlerimi tam gözlerinin içine çevirip. "Bana hoşlandığın, rahatsız olduğun ya da tamamiyle nefret ettiğin şeylerden bahsedebilirsin. Bunun için seni asla yargılamam. Ve birine değer verip onu seviyorsam, benden yapmamı istemediği şeyleri yapmamak için çaba sarf edebilir ve fedakarlık gösterebilirim."

Evet. Bunu yapabilirdim. Sonuçta ondan hoşlanıyor ve fikirlerine değer veriyordum. Sonuçta beni zorlamıyor sadece uyarıyordu. Son karar yine bana aitti. Yine de onun için bu durumu düşünüp ona göre davranabilirdim. Zaten garip bir şekilde Woojin'den hoşlanmıyordum.

"Bu benden hoşlandığın anlamına mı geliyor ?" diye sordu Jungkook başını yana eğip gülümserken. Yüzümün bir domates gibi kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Yine de gözlerinin içine bakıp başımı salladım.

"Evet." dedim gülümseyerek. Tam o sırada teneffüs zili çalmıştı. Aceleyle sıradan kalktım ve kapıya baktım. Öğrenciler biraz sonra içeri doluşacaktı ve bizi baş başa görmeleri hiç iyi olmazdı.

"Ben kızların yanına gitsem iyi olur." dedim geri giderken. Jungkook şaşkın bir suratla yüzüme bakıyordu ancak daha sonra gülüp başını salladı.

"Tamam, dikkatli ol." Ona el sallayıp sınıftan çıktım.

"Ne oldu az önce ?" diye sordum kendi kendime. "Ben..Jungkook...hoşlanıyor, ben hoşlandığımı söyledim, ne ?" Anlamsız kelimeleri bir araya getirip anlamlı bir cümle kurmaya çalışarak kızların yanına giderken kendi kendime gülümsediğimden bihaberdim elbette.

You Make Me a Sad Girl | RosékookWhere stories live. Discover now