19(Taktik)

3K 151 10
                                    

"Anne bugün safiye teyzeleri yemeğe çağırsana. 3 tencere yemek yapmışsın hepsi boşa gitmesin"

Normalde misafir seven bir çocuk değildim. Bu yüzden annem gözlerini genişleterek şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Bir yandan yeni tarifi olan balık çorbasını karıştırmaya devam ediyordu.

"Nerden çıktı bu şimdi?"

"Hiç" dedim omuz silkerek. Hele bi Ozan gelsin ona yaptıklarının hesabını sormaz mıydım?

"Tamam, akşam ararım ben gelirler"

"Şimdi gelsinler" bir nefeste söylerken annem tuhaf bir şekilde bakmaya başladı.Sanki altında bir neden arıyormuş gibi. Ona bu konuda yardım edemezdim bu seferlik alttan almak zorundaydı.

"Peki olum muhallebi de yapayım yemekten sonra yerler"

Sanırım bu işide böylelikle halletmiş olacaktım. Her köşede Ozan'ı sıkıştırıp yaptığı şeyden pişmanlık duyana kadar taciz edecektim. O bana yapıyordu sonuçta şimdi kartlar değişse bir şey olmazdı.

"Olur anne... ahaa içli köftemi o??"

Tencerenin kapağını kaldırırken içinde bir tane alıp ağzıma attım. Yarısı yere saçılsada annem buna kızmadı.Benim dağınık ve pasaklı oluşuma alışıktı.

"O zaman ben içerde masaya kurayım sonra çağırırsın"

...

Tüm hazırlıkları yaptığımız da annem safiye teyzeyi aradı. Yemek için buraya çağırdığın da kadın o kadar sevindiki sanki hep bu günü beklermiş gibi bir havası vardı ses tonunda. Tedirgin bir şekilde bacaklarımı çekip otururken kafamda planlar hazırlayıp duruyordum. Ozan çok inatçı biriydi. Söylemesi için elimden geleni yapardım. Madem böyle bir bok yedi aynısını bende ona yapacaktım.

Biraz zaman geçmedi ki kapı zili çalınca annemi arkada bırakarak koşarak açtım. Safiye teyze elindeki ekmek poşetini bana iterken gülümseyerek selam verdi. Ne ara çıkardığını anlamadığım ayakkabıları merdivenin üstüne bırakarak içeri girip annemin yanına doğru kıvrak hareketlerle süzüldü.

Şuan safiye falan görmüyodu gözüm  eğilerek ayakkabılarının bağcıkları çözmeye çalışan çocuğa dikmiştim bakışlarımı. Arada kafasını kaldırıp yüzüme baksada çeviriyodum kafamı.

"Hoşgeldin yok mu?"

Diğer ayakkabıyı da hallederek doğrulup üzerini topladı. Ben cevabını yanımdan geçerken verecektim. Kapı eşiğinden atladığı sırada kalçasına indirdiğim sert bir tokatla

"Hoşgeldin yavrum" dedim.

Affalamış gibi suratıma bakarken arkasını okşayarak içeri geçti ayıp olmasın diye. Bugün onu her köşede elleyecektim kafayı koydum bir kere.

"Hoşgeldin Ozan. Gel olum gel ayakta kalma"

"Ben bir elimi yıkayım lavabo nerdeydi?"

Hemen arkasından içeri geçerek 'ben gösteririm"diye öne atıldım. Bir yandan gülümserken ' senin ağzına sıçacağım' diye sinyaller veriyordu.

"Düş önüme hayde!" sırıtarak sesimi alçatmaya çalışsam da pek faydalı olmamıştı

O önde ben arkada yolu tarif ederken sonunda gideceği yere ulaşınca arkadan kapıyı örtmek istedi ama ben izin vermeyerek peşinden içeri girdim.

"Hayırdır götümün dibinden ayrılmıyorsun  bugün"

Çeşmeyi açarken sıvı sabunla ellerini köpürtmeye başladığında arada yüzünü incelemek için ayanaya bakıyordu.

-ALABORA-|GAY|(texting) Where stories live. Discover now