Odamın duvarların da hapsolmuş gibi hissediyordum, düşüncelerimin arasında. O mesajdan sonra gözüme hiç uyku girmemişti. Neden şimdi geri döndüğünü, hayatıma ne katacağını, yine bana ne vadedeceklerini düşünüp karamsarlığa büründüm. Bir yandan Ozan da gelecekti bugün yanıma.Kötü bir sonuçla karşılaşabişirdim. Kafamı yaslarken gri duvara sigarayla kafa yapmak istiyordum. İçmeyeli bir haftadan fazla olmuştu.
"Hoş geldin olum geç içeri Çağatay odasında"
Annemin sesi koridoru doldururken, ayağa kalkıp üzerimi toparladım. Altımda şort olduğu için tedirgin bir halde giysi dolabına fırladım. El yordamı her hangi bir kotu elime dolayıp çekerken odamın kapısı açıldı. Kolunda bir tomar kitapla içeri giren Ozan'la kotu dolaba fırlatıp geri kapatmak zorunda kaldım.
Geç kalmıştım...
"Naber ufaklık"
Yarım ağız gülerken kitapları çalışma masamın üzerine bıraktı.Bugün çok şık giyinmişti, özensiz değildi dünki gibi. Benim gözler pola yaka koyu mavi dar kazağına takılmıştı. Fermuarı aşağı kadar çekilmişken birkaç dövmesi karizmatik bir hava katıyordu endamına.
"Gelsene başlayalım"
Kollarını sıvadı heyecanlı bir şekilde
"Erken geldin, neden? "
Soruma karşılık cevap alamadığım da şortumu biraz indirdim. Dizlerimin altına gelmesini sağlamıştım. O bunu farketmeden kurulmuştu yerine.
"Yanıma gel!"
Biraz terliyordum sanki. Sonuçta onunla ilk defa kendi odam da bir başıma ve savunmasız bir şekilde kalıyordum.
"Otursana"
Çocuğa nuri alço gibi davranmayı kesmeliydim.Ders çalıştırmak için burdaydı aklımda ki saçma kurmacaları bir kenara bıraksam iyi olacaktı.
Sandalye mi çekerken o da matematik testini karıştırmaya başladı. Ona dönük bir pozisyon da oturmak bile geriyodu beni. Arada dirseği koluma falan sürtütor sanki 300 volt yemiş gibi titriyordum.
"Önce birkaç formülle başlıycam"dedi boş bir kağıdı önüne çekerken
x2 + y2 = (x + y)2 – 2xy
Dikkatimi ona verip ne yaptığını detaylı bir şekilde izliyordum.
" Bak şimdi sana kolay bir şekilde anlatacağım formülleri"
"Tamam" dedim ne çıkacaktı merak ediyordum
"Konu şu Çağataycığım."
"Şöyle seslenme bana" dedim
Biraz sinirle kalemi formülün altına getirdi
"Çağatay şöyle yapıyoruz. Bu x ve y'yi iki pasif erkek gibi düşün. Hep başkalarına veriyolar"
Biraz sakin olmalıydım,nefesimi sinirle koyverdim elinin üzerine doğru
"Ama ne kadar verselerde birbirlerinden ayrılmıyolar. Sonuç olarak yinede beraberler"
Altını çizerken biraz daha sokuldu bana. Başka bir formül daha yazıyordu
x2 + y2 = (x + y)2 - 2xy = (x - y)2 + 2xy
"Burda işler değişiyo işte"
Baş parmağını ısırırken kalemi çevirip önüme koydu
"x ve y istediğini verip istemediğini vermesede sonuç olarak..."
"Ne biçim konu anlatıyorsun"