"Arkadaşın neden ben gelince gitti"
Göğsüme uzanmış kızın saçıyla oynarken sıkıca sarıldım
"Fazla durmayacaktı zaten"
Boynumun altına bir öpücük bıraktığı ara kokusunu içime çektim.
"Seni özledim çağatay. Bir daha uzak kalmayalım birbirimizden olur mu?"
Kollarımın arasında sarmalıyordum.Bu kıza deli gibi aşıktım.
"Benim yüzümden oldu biraz. Köpeği satınca annen beni evden kovdu."
Sessizce kıkırdarken boynuma sardı ellerini. Üstüme doğru çıkarken karnıma oturup avuçlarını bastırdı üzerime.Yüzüne özlemle baktım. Minik şekilli burnu, ince dudaklarıyla bütünleşmiş. Yanaklarının pembe tonu, gözlerinin yeşili ortaya çıkarmıştı.Belinden yapışarak doğrulurken saçlarımın arasına girdi incecik parmakları.
"Çok fena bir şeysin sen"
Sıcak bir gülümse, hoş bir bakış aklımı alıyordu.
"Sende çok yakışıklısın"
Burnumu boynuna kafamı sallayarak sürtmeye başladığım da huylandığı için gülmeye başladı.
"Seni yerim ben" dedim yeşillerini izlerken.
"Ben de seni yerim"
"Ben daha çok yerim. Bitiririm böyle seni"
Pes etmiş gibi bakıyordu gözlerimin içine. Ensemde ki kısa saçlarıma dokunduğu ara boynuma sürtünüyordu parmak uçları.
"Seni seviyorum"
Nefesimi tazelerken şekilli dudaklarına uzanmaya çalıştım. O da beni özlemiş oldığundan daha fazla dayanamadı. Dudakları benimkilerin arasında kaybolur gibi olurken birden yavaşça ısırıp alt dudağını alıyordum.Kucağıma kendini çekiyor daha fazlasını istiyormuş gibi daha istekli öpüyordu dudaklarımı.
"Burcu kızım"
Annemin seiyle yarıda kesmiştik isteklerimizi. Kucağımdan inerken üzerini toparlayıp kapıya doğru yürüdü. Arkasını dönerek işaret parmağını bastıyordu cilveli dudaklarına
"Hşşş!!!"
Annem içeri girmeden o dışarı çıkmıştı. Dudaklarımı büyük bir zevkle yalıyordum.Özlemiştim... Fazlasıyla...
Heyecanıma yenik düşmüştü kalbim deli gibi çırpınıyordu sanki. Ben bu hayallerin içine düşerken telefonum yavaşça çalışma masamın üzerinde titredi. Yataktan kalkarak dudaklarıma dokunuyordum. Az önce ne yaşamıştım öyle. Telefonu elime aldığımda arsızca gülüyordum.
Ozan:
Bilekliğimi bulamıyorum orada mı?
Mesajı görünce kaşlarım gereksiz bir şekilde çatılmıştı.Etrafa şöyle bir baktığım da çalışma masamın altına düşmüş kuru kafalı bronz bilekliğe uzandım.Avcumda dolandırıp dururken diğer elimle mesaj yazıyordum Ozan'a
"Buldum"
Ozan:
Yazıyor...
Bana getir onu
Şuan gelemem
Ozan:
Neden?
Yazıyor....
Sevgilin salmıyor mu seni
"Uzatma artık!"
Ozan:
Yangın merdiveninden geliyorum balkona çıkarsın.
"Yarın veririm ne üsteledin"
Ozan:
Hiç bir sikim olmamış gibi davranmayı ne zaman bırakacaksın
Yazıyor...
Seni o halde görünce kendime gelemedim ulan!
"Gel ve şu bilekliği al daha fazla üstelemeye gerek yok. Çıkıyorum balkona acele et"
Ozan:
Geliyorum
