Alkolün etkisiyle sersemlemiş gibi atlamıştım yollara. Birkaç insana çarparken dudaklarından çıkan küfürler bedenime saplanan keskin parçalr gibiydi. Eskiden alınmazdım bu duruma ama şimdi kalbim dağılmış gibi hissediyordum. Neden onu birden kıskandığımı bilmesem de bir başkasının ona dokunması sinirlerimi bozmuştu. İçkili halim içimdeki garip duygularımı dışarı çıkarıyordu.
Avucumda derince sıktığım kutuyu açarken onu da içerek dengesiz bir şekilde evin yolunu bulmaya çalışıyordum.
"Kaltak!!!" hiç utanmasam küçük çocuk gibi ağlayacaktım.
Boşta kalan elimi yüzüme sürterken burnumu çekerek göz yaşlarımı tutmaya çalıştım. İçmeye devam ediyordum başım fena dönüyordu. Bu halde eve girersem annem oklavayla beni dönderirdi. Özgür olamadığım içinde küfür ediyordum. Mız mız bir velet gibi yangın merdivenlerine yürüdüm. Biraz sendelerken gözlerimi açarak ilk adımı zorca attım. Atacağım adımım konusunda kararsız kalıyordum. Her basamağı üç tane görüyordum.
"Kaç tanesiniz siz amına koyayım"
Saydırarak çıkmaya devan ederken balkona ulaştığım da içime derin bir nefes çekerek kapının kolunu arıyordum.
"Ağlıycam şimdi"
Açamadığım için ses yapıyordu. Birazdan annem içeri girse balkondan atlamak zorunda kalırdım.
Pes eder gibi yere çökmüş kollarımı başıma sarmış ağlıyordum.
"Orospu çocuğu... Madem başkalarıyla kırıştırıyorsun neden benle uğraşıp duruyorsun"
Bacaklarımı yere saldığım da açarak kendimi kapıya doğru yasladım.
"Benimle oyun oynuyor"
İçimi çekerek ağlarken adım sesleri duyduğumda başımı kaldırdım. Gözlerimi sildiğim halde göremiyordum.
"Ağlıyor musun? Gerçekten mi?"
Tanıdık sesle eski halime döndüm. Yüzümü hunharca silerken titreyen sesimi sabitledim.
"Ne geldin buraya... Siktir git"
Gülme sesine benzer bir ses çıkıyordu dudaklarından.
"Ben senin gibi kalleş değilim merak etme. Kalbimde biri varken kimseye yavşamam."
Ellerimi soğuk betona bastırarak dengemi kurmayı denedim. Bu sefer alttan bakınca kapı kolunu görmüştüm. Hızla atılırken kapı ağırlığıma dayanamadı. Ben sırt üstü yere yapışmışken Ozan gülüyordu.
" Yardım edeyim"
"İstemez" diye tersledim. İyi kendin kalk der gibi bakıyordu suratıma. Üzerimden atlayarak içeri girdiğinde bende kan ter içinde ayağa doğru kalktım. İyi bok yemiştim ki içmiştim. Onun yanında savunmasız bir bebek gibi duruyordum. İkili gördüğüm halı birden tek kumaş olunca başımın dönmesi hafiften yavaşlamıştı.
"Ne diye geldin yanıma" soğuk havayı dışarda bırakmak istercesine kapadım arkamdan kapıyı. Karşıma geçip yerine kurulmuştu.Biraz kenarına koydum kalçamı. Zaten mesafe her zaman kurtarırdı yanlış gidebilecek olayları.
"Beni kıskanıp çocuk gibi ağlaman hoşuma gitti" kafam öne doğru gidip geliyordu. İki kutu biradan sarhoş olacak kadar zayıftı bünyem.
"Seni falan kıskanmadım"
Polarımın fermuarını aşağı çekerken kolumdan sıyırıp kenara bıraktım. Gömleğim bira olmuştu
"Kesin öyledir" kollarını bağlandığında arkasına yaslandı.Hiç ses etmeden karşısında gömleğimi çıkararak dolaptan geçenlerde aldığım bol kazağı üzerime geçirdim. Beni dikizlese de bir önemi yoktu.
