-63-

422 37 272
                                    

ARKADAŞLAR MEDYA BOMBOŞ BİR ŞEY KDŞDFMĞSLD

Bizim ülkeye neden kar yağmıyor ya of🥺

Neyse iyi okumalar 💝

"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."

Tırnaklarımı boşta olan elimin avucuna batırırken İzel'i kaç defa arayıp ulaşamadığımı hesap edememiştim. Ayağımla ritim tutarken buraya doğru gelen Sezgin'i görmemle telefonumu kapatıp aniden ona sarıldım. İzel'i bulamayınca gelmesi için haber vermiştim.

"Sokakları ve parkları kontrol ettim ama hiçbir yerde yok."

Fırtına telaşla yanımıza vardığında geri çekilip ona baktım. Koşturarak aramış olmalıydı etrafı çünkü oldukça terlemişti, hem de bu soğukta. "Polisi mi arasak?"

Soruma karşılık ikisi de olumsuz tepkiler verdi. "Polis belli bir saate kadar ulaşılamayınca arama başlatıyor. Şu an aramayalım, zaten daha sayılı yere baktık."

Kafamı salladım, haklıydı. İşin kötüsü İzel'in gidebileceği yerleri bilmiyor olmamdı. Henüz benimle birlikte yaşamaya başlayalı fazla olmamıştı ve buraları o kadar da bildiğini sanmıyordum. Kafamda kurduğum senaryolar beni ürkütüyordu.

"Hey!" Sezgin yumuşak bir ses tonuyla seslenip koluma dokunduğunda bakışlarımı ona çevirdim. "Sakin ol. İzel'i bulacağız, tamam mı? Gerekirse bütün ülkeyi ararım."

Gülümsedim. "Sağ ol Sezgin."

Sezgin bana güven verircesine bakıp biraz uzaklaşarak Fırtına'yı yanına çağırdığında boş durmamak adına İzel'i yeniden aradım. Fakat sonuç aynıydı. Derin nefesler alsam da içimdeki huzursuzluk dakikalar geçtikçe bedenime daha da gömülüyordu.

Fırtına yanıma gelip bana el işareti vererek yürümeye başladığında onu takip ettim. Sezgin'le ne konuştukları hakkında bir fikrim yoktu. "Nereye?"

"Çınar'a."

Kaşlarımı çattım ve olduğum yerde durdum. "Çınar ne alaka? İzel'in oraya gidecek hali yok."

Fırtına onunla beraber yürümediğimi fark edince yanıma geldi. "Şu anda bunları düşünerek vakit kaybedemeyiz, aklımıza gelen her yere bakmamız lazım. Sezgin de bir yerlere bakacak."

"Nereye bakacak?"

Fırtına dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kaçırdığında tek kaşım havalandı. "Nereye bakacak Utku?"

"Ben düşündüm de sabahki konuşmalarınızdan sonra belki İzel annesine gitmiş olabilir. Sezgin'e durumu anlattığımda o da aynısını düşündü."

"Çınar'dan bahsetmedim de bana." Fırtına, ona gözlerimi kırpmadan baktığımı görünce kafasını iki yana salladı.

"Elbette bahsetmedim. Üstünkörü anlattım. Zaten ona takılacak kafada değildi, tek derdi tıpkı bizim gibi İzel'i bir an önce bulmak. O yüzden lütfen artık gidebilir miyiz?"

Fırtına telaşlı bir biçimde konuşunca öylece dikilmeyi kesip yürümeye başladım. "Çınar'ı arayabilirdin."

"Aradım ama açmadı."

Bir şey demedim, o da demedi. Gerçekten hepimiz sadece İzel'i bulmak istiyorduk. Kötü düşünmemem gerektiğini bilsem de 'acaba başına bir şey gelmiş midir?' diye aklımdan geçirmeden edemiyordum. Ablalık iç güdüsü yüzünden olabilirdi bu endişem.

Çınar'ın evinin önüne geldiğimizde Fırtına zili çaldı. Ellerimi şişme montumun cebine yerleştirip gökyüzünü izlemeye başladım ama kapı açıldığında mecburen gözlerimi Çınar'a çevirmek zorunda kalmıştım.

GÖKKUŞAĞI | TextingWhere stories live. Discover now