-62-

409 35 160
                                    

Fotoğrafta İris bebek var.

İyi okumalar! 💓

"Bunu yapmamalıydın."

Kınayan bakışlarımı Sezgin'e çevirdiğimde umursamazca omuz silkti. "Sorun yok."

Seslice ofladım, bu adamın donukluğu beni bitiriyordu. Resmen ben zarar görmeyeyim diye Melisa'yla yatmayı kabul etmişti. İnanılır gibi değildi.

"Başka bir yol bulsak? İlla ki istediği başka bir şey vardır."

"Yok." diye cevapladı Sezgin Fırtına'yı, sesi oldukça netti. "Başından beri bana ulaşmaya çalışıyor. Zorun peşinde."

Elimi saçlarımın içinden geçirip derin nefes aldım. Melisa'nın karşısında ahkam kesmek kolaydı ama konu sevdiğim insanlara gelince sinirlerime hakim olamıyordum. Melisa, Sezgin'e onu istediğini belirttikten sonra polisler onu ifade vermesi için karakola götürmüşlerdi. Yaptığı suçtu, başkasının canını bilinçli bir şekilde tehlikeye atmıştı. Tahminimce karakoldan sonra da hastaneye sevk edilirdi çünkü akıl sağlığının yerinde olduğunu sanmıyordum.

"Lan!"

Kapı açıldığında Berkay bağırmıştı, diğerleri de arkasındaydı. Melisa götürüldükten sonra bahçedeki kalabalığın dağılması zaman almıştı, biz de bu yüzden soluğu boş bir sınıfta almıştık. "On saattir sizi arıyoruz köpekler, insan haber verir."

Hayal koşturarak boynuma atladığında korkmuş olduğunu bana sıkı sıkı sarılmasından anlayabiliyordum. Sarılışına karşılık verirken rahatlayarak verdiği nefes beni biraz üzmüştü. Bu kadar korkacağını düşünmemiştim.

"İyisin, değil mi İris?" Hayal geri çekilerek yüzüme baktığında onu başımla onaylamam üzerine kollarını tekrar boynuma sarmıştı.

"Hayal, nefes..."

Melisa'nın baskı yaptığı boynuma Hayal'inki de eklenince zorlanmıştım. Hayal anlayarak hemen geri çekildi ve bana mahcupça baktı.

"Geçmiş olsun, ödümüz koptu cidden." Seray kolumu içtenlikle sıvazladığında ona kısaca teşekkür ettim. Berkay bir anda önüme geldi ve elleriyle yüzümü tutup sırayla iki gözümün de içine baktı. Ne yaptığını anlayamadığım için hareketsiz kaldığımda Fırtına Berkay'ın eline vurmuştu.

"Berkay, ne yapıyorsun?"

"Kanka doktorum ben, muayene ediyorum."

"Pabucumun doktoru." Sezgin Berkay'a küçümser bir bakış attığında Berkay ona dil çıkarıp gerilemişti.

"Melisa sana ne söyledi yukarıda?" Cenk merakla sorduğunda ben kafamı Fırtına'nın koluna yaslarken Sezgin boğazını temizlemişti. Duymak bile sinirimi bozuyordu, Melisa cadının tekiydi.

"Hiç, boş ver."

"Lan ne demek boş ver?" Berkay sitemle konuştuğunda Fırtına saçımla oynamaya başlamıştı. O da benim gibi sessizdi ve pür dikkat konuşulanları dinliyordu. "Kahpe, bizim İrisgil'i atacaktı aşağıya ve sen onunla konuşunca vazgeçti. Ne dedin kıza?"

"Uzatma. Boş ver dedim."

Kafamı kaldırıp hafif ciddileşen Berkay'a diktim bakışlarımı. "Melisa'ya beni bırakırsa ne isterse yapacağını söyledi." Berkay, konuşmamla bana dönerken Sezgin'in gözlerini de yüzümde hissediyordum. Bilinmesini istemiyor olabilirdi ama yaptığı yanlıştı ve bunu bizimkilerden saklayacak halimiz yoktu.

"Melisa da Sezgin'i istedi." Kısık sesle mırıldandığım cümle, ortam sessiz olduğundan anında duyulurken herkes dehşet içinde sesler çıkarmıştı. Bakışlarımı Sezgin'e çevirdiğimde sinirle sınıftan çıktı.

GÖKKUŞAĞI | TextingWhere stories live. Discover now