"Fırından isteyelim eve getirsinler sen gitme."

Yiğit Derin'in bu isteğinin korkusundan olduğunu biliyordu. Bu yüzden eline telefonunu alıp fırından iki tane ekmek istedi. Telefonu kapattıktan sonra Derin'in yanına gitti. Ellerini tutup sandalyeye oturttu. Kendisi de karşısına oturduğunda söze nasıl başlayacağını düşünüyordu.

Bir yerden başlaması gerekiyordu. Çünkü bu konuyu halletmeleri önemliydi. Yiğit işe gidecekti. Derin gün boyu evde tek kalacaktı. Bu duruma alışması gerekiyordu. 

"Derin biliyorum yaşadığın şeyler kolay değil ama buna alışman lazım. Ben sürekli evde olamam. Biliyorsun işe gitmem gerek."

"Biliyorum. Bu gün yeni evimizdeki ilk gün. Ben henüz alışamadım o yüzden böyle oldu."

"Biliyorum canım. O yüzden bu gün tüm gün evdeyim. Yeni evimize birlikte alışırız. "

"Yiğit seni çok seviyorum."

"Ben de çok seviyorum seni."

Yiğit Derin'in alnına öpücüğünü kondurdu. Derin onun hayatıydı. Onun için yapmayacağı şey yoktu. O iyi olsun da Yiğit gerekirse bir ömür kalırdı evde sorun değildi.

Birbirlerine sarılmış öylece kalırken kapının çalmasıyla Yiğit kalktı yerinden. Ekmeği getiren çocuktan ekmeği aldıktan sonra tekrar mutfağa geldi.

"Ekmeklerimiz geldi. Menemen hazır mı?"

"Hazır. Hadi başlayalım."

Beraber sofraya oturduklarında kahvaltılarını etmeye başladılar. Yiğit her zaman olduğu gibi menemeni iştahla yerken Derin iştahı olmadığı için bir kaç lokma yemiş durmuştu.

Yiğit bu durumu fark edince memenemene batırdığı ekmeği Derine uzattı.

"Aç bakalım ağzını."

"Yiğit hayır."

"Hadi canım aç bakalım ağzını. Kızıyorum bak."

Derin Yiğit in yalandan çatılmış kaşlarına bakarken gülümsedi. Bu adama kızmak bile çok yakışıyordu. Onun bu haline dayanamayıp açtı ağzını. Derin ağzındaki lokmayı çiğnerken Yiğit yeni bir lokma hazırladı.

"Hadi aç bakalım ağzını. Bir tane daha geliyor."

"Ya Yiğit çocuk muyum ben? Kendim yerim."

"Yemiyorsun ki hayatım. Ben menemeni yarıladım. Sen bir dilim ekmek bile yemedin."

"Ama iştahım yok."

"Olmaz öyle. Zaten kilo vermişsin. Bundan sonra yemeğini yiyeceksin. Gerekirse ben ellerimle yedireceğim sana. Tamam mı?"

"Tamam."

Yiğit elindeki ekmeği Derine uzattı. Derin lokmayı ağzına atıp yediğinde Yiğit ile evlendiği için bir kez daha şükretti içinden. O olmazsa yaşadıklarıyla baş edemezdi. İyi ki vardı. Onu içine düştüğü karanlıktan çıkarmıştı. 

Eğer o olmazsa belki şu an hayatta bile olmayacaktı. O gece oradan atlayıp ölmüş olacaktı. Ailesi onu sevenler herkes onun acısıyla yaşayacaktı. Derin o an bunların hiç birini düşünmemişti. Çünkü aklında sadece kaybettiği bebeği vardı. 

O an onun yanına gitmek bu hayattaki en mantıklı şey gibi geliyordu.  O anlara tekrar gittiğinde gözlerinin dolmasına engel olamadı. Tamam kendisi çok acı çekmişti. Ancak bu acıları Yiğitte onunla beraber çeken kişiydi. 

Derin bütün bunlara rağmen onu kendisinden uzak tutmuş on gün boyunca acı çekmesine neden olmuştu. Hoş kendisi de çekmişti aynı acıyı ama Yiğite bunu yapmak onu çok üzmüştü. 

Kalbim Senin (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin