29. BÖLÜM

16.3K 729 113
                                    

Derin yeni güne gözlerini midesinin bulanması ile açtığında hızla Yiğit'in kollarının arasından çıktı. Hemen banyoya gidip klozete eğilerek dün akşam yediklerini çıkardı. Midesini boşaltıp doğrulduğu zaman Yiğit yanına gelerek onun kalkmasına yardım etti. Lavaboda elini yüzünü yıkamasına yardım edip onu kucağına alarak yatağın üstüne bırakmıştı.

"İyi misin?"

"İyiyim. Dün gece uyumadan önce yediğim dondurma bozdu midemi galiba."

"Olabilir ben sana dedim ama ikinci topu yeme diye."

"Ama Yiğit çok güzel bir tadı vardı. "

"Belli oluyor halinden."

"Yiğit lütfen uzatmayalım. Söz bir daha akşamları o kadar dondurma yemeyeceğim. Şimdi sadece dinlenmek istiyorum. "

"Dersin yok mu bu gün."

"Var ama öğleden sonra."

"Tamam o zaman sen dinlen ben çıkarım birazdan."

"Tamam."

Derin kendini çok yorgun hissettiği için gözlerini kapatmış uykuya dalmıştı. Yiğit onun uyuduğunu anlayınca çok fazla ses çıkarmamaya çalışarak üstünü değişip hazırlandı. Hazır olunca Derin'in yanına yaklaşıp anlına bir öpücük kondurdu.

Evden çıktığında aklı Derinde kalmıştı. Zaten son zamanlarda Derin hem çok durgun olmuş hem de çok halsiz olmuştu. Sürekli uyumak istiyordu. Yiğit her ne kadar düşünmek istemese de kötü bir şey olmasından korkuyordu.

******

Derin telefonunu çalması ile huzursuzca gözlerini açıp telefonunu eline aldı. Arayanın Yiğit olduğunu görünce gülümseyip açtı telefonu.

"Uyandın mı uykucu?"

"Evet senin telefonun ile uyandım."

"Tahmin etmiştim kendi kendine uyanamayacağını bu yüzden aradım zaten. Saat bire geliyor derse geç kalma."

"Ne bire mi geliyor? Benim dersim saat bir buçukta kapat telefonu Yiğit yetişmem lazım."

Derin Yiğit'in kapatmasına fırsat vermeden telefonu kapattı. Hızla yataktan çıkarak banyoya gitti. İşlerini halledip üstünü giydikten sonra evden çıktığında saat biri on geçiyordu. Otobüsle yetişmesi imkansız olduğundan hemen taksi durağına gidip bir taksiye binerek okula geldiğinde doğruca dersin olacağı amfiye girmişti. Neyse ki yetişmişti. Hoca beş dakika sonra derse girdiğinde çantasından kağıtlarının çıkarıp not almaya başladı.

45 dakikalık ders nihayet bitince Derin hemen yerinden kalkarak kantine gitti. Bu sabah hiç bir şey yememişti. ve karnı acayip derecede acıkmıştı. Bi ara derste guruldayacak diye korkmuş neyse ki korktuğu başına gelmemişti. Kantine geldiğinde hemen karışık bir yarım tost söyleyerek boş bir masaya oturdu. On dakika sonra tostu gelince hızla onu yemeye başladığında gözü hiçbir şey görmüyordu.

Nihayet karnı doyduğunda son dersine girmek için tekrar sınıfa gittiğinde hocanın bu gün gelmediğini ve dersin boş olduğunu öğrendi. O an yaşadığı mutluluk tarif edilemezdi. Çünkü eve gidip dinlenecekti. Hemen eşyalarını toplayıp okuldan çıktığında hızlı adımlarla durağa ilerleledi. Durağa geldiğinde bir anda önünde duran siyah bir araba ile şaşırıp bir kaç adım ileri gitti. Bu sırada arabadan inen kişiyi karşısında görünce şok olmuştu.

"Senin ne işin var burada?"

"Buradan geçiyordum seni görünce bir selam vermek istedim."

"Ben senin selam verebileceğin kadar yakın olduğun biri değilim şimdi git buradan."

Kalbim Senin (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin