20. BÖLÜM

23.8K 960 117
                                    

Derin yeni güne gözlerini yavaş yavaş açarken kollarının arasında olduğu bedene biraz daha sokuldu. Beline sarılan kolların üstüne ellerini koyup öylece durdu. Bundan iki ay önce bu kolların arasında olmak ona dünyanın en güzel şeyinin olacağını söyleselerdi güler geçerdi. Ama şimdi bu kolların arasında olmak onu hem güvende hissetiriyordu hemde huzur veriyordu. 

Dayanamayarak arkasını dönüp Yiğiti incelemeye başladı. Elleri ondan bağımsız yüzünde gezintiye çıkmışken bir anda parmakları dudaklarının üstünde durdu. Dün olanlar aklına gelince kızardı. Zeynep odaya biraz daha geç girmiş olsaydı bu dudaklar kendisini öpecekti. Ama asıl tuhaf olan ise şu an bile yanında yatan bu adamı deli gibi öpmek istemesiydi. Duygularının gittiği yönü hemen toparlayarak Yiğitin yanağına masum bir öpücük kondurup yerinden kalktı.

Zaten dün gece beraber uyumuşlardı. Bide güne Yiğitin kollarında uyanıp daha fazla utanmak istemediği için banyoya gidip işlerini hallettikten sonra kahvaltı hazırlamak için aşağı inmişti. Hızla ne yapacağını düşünürken Yiğit ve onun menemene olan sevdası aklına gelince onu yapmaya başladı. Yaklaşık yarım saat  sonra her şey hazır olunca herkes gelip  sofraya otururken bir tek Yiğit kalmıştı o da birazdan gelirdi.

"Allahım menemen kokusu mu o? Hemde sucuklu ve Kaşarlı ."

"Sana da Günaydın oğlum."

"Günaydın canım ailem ama biliyorsunuz ki menemen görünce dayanamıyorum. Hem kim yaptı bu güzel menemeni? "

"Derin ."

Yiğit annesinden duyduğu şey ile masaya oturmadan önce Derinin yanağına öpücük kondurup yerine geçmişti. Bu harekete Derin gibi evdekileri de şaşırtırken herkes bu gün Yiğitte olan mutluluğu fark etmişti.

"Hayırdır oğlum pek bir mutlusun?"

"Aşk olsun Anne menemen var nasıl mutlu olmam. "

"Eh hadi bakalım. "

Yiğit daha fazla konuşmayıp ekmeğinden bir parça kesip menemeni yedi. Sanki bu gün daha bir güzel olmuştu. Onun iştahla yemesi üzerine menemeni pek sevmeyen diğer aile üyeleride bir lokma aldı. Ancak ağızlarına gelen tatla zar zor yutkunup konuşmuştu Selda Hanım.

"Allahım bu ne kadar tuzlu olmuş böyle. Derin sen sanki bu gün biraz fazla tuz atmışsın. "

"Yok anne gayet güzel ."

"Oğlum belli ki sen daha uyanmamışsın. Hem yemesene valla bütün gün su iç iç ölürsün. "

"Aaa anne senin bunu daha iyi bilmen gerekir. Ne demişler kocasını çok seven yemeği tuzlu yaparmış. "

Zeynebin söyledikleri ile Derin kızarırken Yiğit gülüyordu. Artık ikisi de aralarında bir şeyler olduğunu biliyordu da bakalım ilk kim itiraf edecekti.

"Kız sen sus bakayım. Hem hadi çabuk yiyin ben dün söylemeyi unuttum pazarda Lemanı gördüm yarın birkaç komşu ile bize gelecekler. O yüzden temizlik yapılacak. "

"Anne valla bu gün pazar ben bir yere gitmem bütün gün evdeyim."

"Öyle mi Yiğit efendi belli ki sen benim terliklerimin tadını unutmuşsun istersen hemen hatırlatayım. "

"Yok annecim ne gereği var biz zaten babamla birazdan çıkacağız değil mi Babacım. "

"Tabi oğlum tabi. Hatta hemen çıkalım biz. "

Onlar sofradan kalkıp çıkarken Derin ve Zeynep de Selda Hanım dan korktukları için onlarda hemen sofradan kalkıp işe koyulmuşlardı. Yorucu geçen temizlik sonrası Selda Hanım yorgunlukla bir şeyler atıştırıp odasına gitmişti.

Kalbim Senin (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin