AŞKIN MANSUR HALİ / Bölüm: 10

19.4K 720 99
                                    

Rüzgar sarı saçlarını yalayıp geçiyordu adamın. Her bir teline dokunarak gönlünü eğlendiriyordu. Adam rüzgarın onunla konuştuğundan habersiz, yeşil gözlerini ufka dikmiş sırım gibi dikiliyordu ayakta. Yıllardır yaptığı gibi. Artık gelmemeliydi buraya. Bu sahilde her dikilişinde, bir ilmek şaşırıyordu içindeki nakkaş, gönlünün gergefinde.




Aklı, çok kolay konuşuyordu konu aşk olunca. Matematiksel işlemleri yapıyor, sonuç sıfıra ulaşınca, boş ver sen bu duyguyu at gitsin diyordu. Ama gönlü ? O ne diyordu bu ısıran duygu hakkında?



Gönlü, aldığı her bir darbeden sonra daha sıkı sarıyordu ellerindeki telleri. Kanadıkça daha bir yaslanıyordu sırtındaki çivili tahtalara. Gönlü, sevdiğinin adıyla başlayan her bıçak yarasını öpüp kokluyordu bıkmadan usanmadan.



O nedenle yıllardır, haftanın aynı günü buraya gelip dikilmesine rağmen, yeterli gelmiyordu yararı kalbine. Bir saat kalsa iki saat istiyordu. Aklı feryat figan etse de, gönlü bayram ediyordu her seferinde.



Kadın gittiğinden beri bir garipti adam. Sanki kalbinin üzerinde tonluk bir ağırlık taşıyordu o günden beri. Sanki kader çizgisi olmadık bir yerde kırılmıştı da, bütün kelimeleri dökülüyordu aşağıya. Yıkılmıştı kalesi şehrinin. Surlarından düşman askerleri doluşuyordu oluk oluk.



Derin bir iç çekip parmaklarını gözlerine bastırdı Mansur. Elinden gelse çıkarıp atacaktı ikisini de. Ne vardı yani? Neden bu kadar çok görmek istiyorlardı onu? Neden unutmuyorlardı saçlarının rengini, yumuşacık dalgalarını, kirpiklerinin sıralanışını? Neden?!


Neden?!



"Aşk''tan..."  diye fısıldadı benliği.

"Bunların hepsi aşktan..."



Hızlı adımlarla arabasına yöneldi. Artık içine sorduğu sorulara bile kalbini mutmain edecek cevaplar alamıyordu artık...



~~~~ <*>~~~~



Kısa bir yolculuktan sonra arabasını durdurdu. Kardeşi onu bekliyordu her zamanki yerlerinde. Bir haftadır bir haller vardı Esved'de.  Geçen hafta kendi başına bir işler karıştırmıştı ama kokusu çıkardı yakında. Şimdi de

"Elimden bir kaza çıkmadan yetiş Hekimoğlu!" diye aramıştı. Eh geliyordu Esved'in fırtınası.Yetiş demişti ama yine de sahile uğramdan edememişti Mansur. Alışmıştı bu deli hallerine kardeşinin. Esved, bir deli mayındı, tedbirsiz dolaşan yer yüzünde...



Arabadan inip acelesiz adımlarla yaklaştı kardeşinin yanına. Esved, koltuğa oturmuş gözlerini denize sabitlemiş öylece duruyordu. Dışarıdan çok sakin gibi gözükse de elindeki bardağı kavrayışından belliydi içinde kopan fırtınalar. Hadi hayırlısı dedi içinden, bakalım bu sefer neler bekliyordu onları.  

ESVEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin