30. Menekşe~

25.7K 1.3K 166
                                    

Genç adam hayranı olduğu gözlere bakıyordu yeniden. Bu kız hayatının hatırlayabildiği her anında baş rol oyuncusuydu. Onu nazlı bir menekşe gibi kendi gölgesinde büyütmüş yeşertmiş ve bir gün ansızın başka birisinin gönül toprağına teslim etmek zorunda kalmıştı.

Hem de böyle değerli bir varlığın ona değdiğinden habersiz bir toprağa…

“Ne zaman çağırsam hep geliyorsun ya Mehmet, ben çok mahcup oluyorum sana karşı..”

“Umut… eğer bir gün beni çağırmazsan işte o an mahcup ol Maviş. Tamam mı? Ben sana ne dedim? Hani beş tane şımarık enik senin etrafını sarıp tartaklamışlardı arka mahallede…”

“Ben de korkup sessizce yemiştim bir dolu sopayı. Sonra sen böyle Süpermen gibi gelip kurtarmıştın beni.” Neşeyle kırkırdadı sonra “Bütün çocukluğum boyunca sen benim için yarı tanrısal bir  varlıktın Mehmet…”

Cümlenin sonuna doğru kızın sesinden kırılıp dökülenleri fark etti Mehmet. “Ama seni en büyük derdinden kurtaramıyorum değil mi Maviş.” Acılı gözlerle baktı bu sefer kadın : “Ben o acıdan kurtulmak istemiyorum ki Mehmet, nasıl bir mazoşistsem artık o acıyı kalbime sokmaya çalışıyorum.”

Ah bu kız… Bütün gençlik hayallerini kırdığından habersiz ne kadar da rahat konuşuyordu. Kendisi başkasının gözlerine mühürlerken kaderini adamın gözlerinden ona koşarak kollarını uzatan o bal gözlü çocuğu göremediğinin farkında bile değildi.

“Alayım merkeze seninkini Maviş, ne dersin. Sorgu odasında bir gece geçirsin bak sabahına ayaklarına kapanmazsa bana da Mehmet komiser demesinler”

“Yok istemem ben çok duydum senin o sorgu odanın methini. Giren yedi sülalesinin günahına tövbe ediyormuş diyorlar.”

“Az diyorlar güzelim, emin olabilirsin.” Birden ciddileşti genç adam. Kartal kaşları çatıldı bal gözlerinin üzerinde. “Umut bence acele ediyorsun. Neden bu telaşın? Senelerce sen beklemedin mi bu adamdan habersiz. Şimdi neden bu hararet.”

“Mehmet… Ben onu tanımadan önce aslında hiç özlem çekmemişim biliyor musun? Şimdi onun elleri o kadar yakınken ona uzanamamak, boynu burnumun uçundayken sokulamamak bedenimi tüketen bir ur gibi yakıyor canımı…”

“Ah be Maviş… Ben yıllardır o derdin her anını yaşıyorum senden habersiz. Senin çektiğin ne ki..” demek isterdi genç adam ama demedi elbette.

“Hadi kalk uyuşuk! Acı çekiyormuş! Hah! Ne yapayım ben senin kıytırık aşk acını be! Gidelim de Mahsun abi bize iki acılı atsın mangala acının dibine vuralım.”

Genç kız karşı koyamadığı bal gözlere bakıp neşeyle gülümsedi. Bir dua yolladı içine Mehmet’i ona yolladığı için…

<~~~~~ >

ESVEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin