thirty five

10.4K 772 452
                                    

taehyung'dan devam;

Telefonum ısrarla çalmaya devam ediyordu, bense Jungkook'a bakıyordum onay bekler gibi bir tavırla. Nihayetinde onun hiçbir şey söylemeyeceğini anlayınca battı balık yan gider diye düşünerek masanın üzerindeki telefonumu aldım ve aramayı cevapladım. Ben daha dudaklarımı bile aralayamadan Bayan Jeon hattın diğer ucundan konuşmaya başlamıştı.

"Saem'in söyledikleri doğru mu Taehyung?"

Jungkook'la göz temasımızı bozmadan derin bir nefes aldım ve "Doğru." karşılığını verdim. Cevabım üzerine hatta kısa bir süreli sessizlik oldu, sanırım Bayan Jeon küçük çaplı bir şok geçiriyordu. Hemen sonra "Tanrı aşkına Taehyung, bu nasıl oldu? Hemen görüşelim, yüz yüze." dediğinde şaşırma sırası bendeydi, anlaşılan benim Japonya'da olduğumdan haberi yoktu Bayan Jeon'un. Gerçi bunu sadece annem ve babam biliyordu, buraya gelmeden önce söylemiştim onlara.

Ailemle olan iletişimim halihazırda berbat durumdaydı, onlara ülkeden ayrılacağımı söylediğimde babamla çok şiddetli bir tartışma yaşamıştık. Onunla buraya geldiğimden beri hiç konuşmamıştım, annemle ise nadiren de olsa telefonla görüşüyorduk. İletişimimizi koparacak kadar olmasa da o da tavır almıştı bana karşı, farkındaydım.

Bayan Jeon'un bebekle ilgili sorusunu duymamış gibi yaparak "Ben aylardır Japonya'dayım efendim, görüşemeyiz bu sebeple." karşılığını verdim, ona yılbaşı gecesini anlatacak halim yoktu. Bayan Jeon yüksek sesle küfredince gülmemek için son anda kendimi dizginledim, hanım hanımcık duruşu sebebiyle ettiği küfürler onda çok eğreti durmuştu.

"Jungkook'la mısın?" diye sorduğunda onayladım onu. Bayan Jeon bunun üzerine az önceye nazaran daha sakin bir sesle "Hemen buraya geliyorsunuz Taehyung, oturup konuşacağız her şeyi." dediğinde Jungkook hızla kafasını hayır anlamında salladı; yanımda durduğundan annesinin söylediklerini o da duyabiliyordu.

"Konuşacak bir şey kalmadı Bayan Jeon, biz farklı bir düzen kurduk artık."

"Öyle mi Taehyung? Bizden habersiz apar topar ayrıldınız, sonrasında kayboldunuz ortalıktan. Şimdi de senin oğlumdan hamile olduğunu öğreniyorum bana bunu haber vermesi gereken son kişiden. Madem birbirinizi çocuk sahibi olacak kadar seviyordunuz, neden boşandınız oğlum? Ayrıca ailenin haberi var mı olan bitenlerden?"

Kendimi tutamayarak "Tanrı aşkına, bu bebek planlı değildi!" diye çıkıştım bir anda. Aniden yükselen sesimle kulağını telefonuma yaslamış olan Jungkook irkilerek yerinde sıçradı, hemen sonra gözlerindeki ifadeyi görünce açıklama yapma gereği duydum ve "Yani planlı değildi ama ikimiz de istedik onu dünyaya getirmeyi, bu sebeple hamileliğim devam ediyor. Ailemin hiçbir şeyden haberi yok, ben isteyene kadar da olmayacak." diye ekledim.

Jungkook'un bakışları yumuşarken Bayan Jeon derin bir nefes aldı ve "Bana oğlumu ver Taehyung." dedi. Jungkook hızla benden uzaklaşırken ona doğru yürüdüm ve telefonu eline tutuşturdum, annesiyle arasında kalmak istemiyordum hiç. Jungkook iğrenir gibi bir suratla telefonu hoparlöre aldı ve birden "Ne var?" diye tısladı. Bayan Jeon alaycı bir sesle "Tebrikler oğlum, baba oluyormuşsun. Haber vermeyi unuttun herhalde." karşılığını verdiğinde oflayarak arkamdaki koltuğa bıraktım kendimi.

"Tam aksine, bile isteye söylemedim. Hani sen en son Taehyung'a ümit verme diye ağlıyordun ya, bir de onun hamile kaldığını duyarsan bu sefer kalpten gidersin diye düşündüm."

Jungkook'un söyledikleri üzerine kaşlarım çatıldı, benim hakkımda aralarında böyle bir konuşmanın geçtiğini şimdi tesadüf eseri olarak öğrenmiştim.

Bayan Jeon sinirle "Terbiyesizleşme Jungkook! Benim büyüttüğüm çocuk böyle saygısız bir insan değildi, ne olmuş sana böyle?" dedi ve konuşmayı kesmeden "Şimdi Bayan Kim'i arayıp müjdeyi vereceğim, siz de yarın burada olacaksınız." diye ekledi.

from the rough × taekookWhere stories live. Discover now