twenty two

13.9K 1K 1.1K
                                    

8 ay sonra

Elimdeki kahveyi dökmemek için dikkatle tutmuş, yüzümde sahici bir gülümsemeyle az önce park ettiğim beyaz jipime doğru yürüyordum. İş yerimden mesai saatim bitince çıkmış ve her gün yaptığım gibi eve dönüş yolculuğumda bana eşlik etmesi için kahve almaya gelmiştim.

Hemen sonra arabama bindim ve karton bardağı sarsmadan kenara bırakarak motoru çalıştırdım, ben emniyet kemerimi takmakla uğraşırken radyodaki haber kanalı İtalya'da gerçekleşen bir uçak kazasını rapor ediyordu. Uçak kelimesi beni aniden Japonya'ya geldiğim güne yani bundan sekiz ay öncesine götürürken bir anlığına hayal alemine dalarak hareket etmeyi kestim.

Tokyo'ya bulanık bir kafayla, karamsar bir ruh haliyle gelmiştim. Birkaç gün bir otelde kaldıktan sonra gelmeden önce telefonda konuştuğum şirket ile görüşmüş ve işi almıştım. Yeni iş yerim Kore'dekine kıyasla daha büyük ve ferah bir ofisti; burada animeden ziyade dizi ve filmler üzerinde çalışıyor, bildiğim üç dil çerçevesinde çeviriler yapıyordum.

İşe başladığım haftanın sonunda ofise yakın bir sitede bir daire kiralamış, buradaki ikinci ayımda ise önceki arabama kıyasla daha büyük bir araba satın almıştım. Maaşım Kore'dekine göre daha iyi olduğundan yaptığım birikimler kısa sürede artmıştı; para konusunda daha rahat hareket etmeye başlamıştım.

Bu sekiz ay süresince çok şey yaşamıştım, Kore'de kalanlar da çok şey yaşamıştı. Taehyung beni şaşırtarak buraya gelmemden üç ay sonra Maria ile evlenmiş, iki ay evli kaldıktan sonra boşanmıştı. Kim ailesi sahibi oldukları ajans sebebiyle cemiyette tanındıklarından hem bizim boşanmamız hem de Maria ile evlenip kısa bir süre içinde boşanmaları ülkenin magazin gündemine adeta bomba gibi düşmüştü.

İşin üzücü yanı ise ayrılma sebeplerinin Maria'nın Taehyung'u başka bir modelle aldatmasıydı. Taehyung'un benimle evliyken birlikte olduğu güzeller güzeli, kadını, Maria'sı tıpkı onun yaptığı gibi evlilikleri esnasında başka biriyle birliktelik yaşamıştı. Gerçi arada bir fark vardı; ben onların ilişkilerinin en başından beri farkındaydım ama Taehyung gazetelere göre bunu onları kendi evinde basarak çok daha acı bir şekilde öğrenmişti.

Taehyung'la son konuşmamız buraya geldiğim gece havaalanında gerçekleşmişti, nedense bu ihanetin ortaya çıkmasından sonra ona ulaşmak istemiştim ama kısa sürede vazgeçmiştim bu fikrimden. Ortada  beni ilgilendiren bir durum yoktu sonuç olarak.

Buraya geldiğimden beri Saem iki kez ziyaretime gelmişti; ikisinde de yanımda birkaç günlüğüne kaldıktan sonra okulu sebebiyle dönmek durumunda kalmıştı. İkinci gelişinde yani bundan iki ay önce ben de onunla birlikte dönmüştüm Kore'ye ailemle görüşmek için.

Bu sekiz ay boyunca babamla sık sık konuşmuştuk fakat annemle aramız bir daha düzelmemek üzere bozulmuştu sanki; ona defalarca ulaşmaya çalışmama, yanı sıra babamın bütün çabalarına rağmen asla karşılık vermemişti bana. Hem babamı çok özlediğimden, hem de belki bana olan kırgınlığı ve öfkesi yüz yüze görüşünce biter diye düşündüğümden Saem'le birlikte dönmüştüm fakat işler umduğum gibi gitmemişti.

Ana vatanıma vardığımda direkt olarak babamın yanına, eve gitmiştim ama ben gittiğimde annem geleceğimi bildiğinden dışarı çıkmıştı. O gün onu akşama kadar aramış, beklemiştim ama gelmemişti; bu çocuksu tavırları canımı sıktığı için sinirlenerek evden ayrılmış ve birkaç gün Jung ailesinin evinde kaldıktan sonra tekrar Tokyo'ya dönmüştüm. Anneme benimle görüşmesi için yalvaracak halim yoktu, eğer o hayatımda ilk defa kimseye danışmadan bir karar verdim diye beni hayatından sildiyse bu benim problemim değildi.

Her şey bir yana, Japonya bana her anlamda çok iyi gelmişti. Yeni iş yerimde çalışmaya başladıktan sonra zamanla daha güler yüzlü, daha sosyal bir insan olmuş; adeta özüme dönmüştüm. Dış görünüşüme, giyim kuşamıma, kişisel bakımıma daha bir özen gösteriyor; yaptığım seçimlerde daha cüretkar davranıyordum artık.

from the rough × taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin