six

15.3K 1.2K 214
                                    

Bütün keyifsizliğim ve iştahsızlığımla az önce kurduğum sofraya oturup hızlıca kahvaltı ettim ki ne kahvaltı ama; bir dilim ekmeğe çikolata sürüp yemiş, kahvemi de içerek kalkmıştım masadan. Bu boşanma meselesi kabul etmek istemesem de beni hem fiziken hem de ruhen olumsuz olarak etkilemeye başlamıştı.

Taehyung bugün boş günü olduğu için henüz uyanmamıştı, kalkınca kahvaltı edeceğinden sofrayı toparlamadan bıraktım ve odama çıktım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra üzerime siyah bisiklet yaka düz kazağımı ve dünkü pantolonumu geçirdim, ardından telefonumla anahtarlarımı alarak odadan çıktım.

Tam o esnada sol çaprazımdaki odasından şiş gözleriyle çıkan Taehyung'la bakışlarımız buluştu, onun beni baştan aşağı süzdüğü kısa süreli bir sessizliğin ardından "Nereye gidiyorsun?" diye sorduğunda duymazlıktan gelerek "Kağıtlar yanında mı?" diye sordum.

"Sana bir soru sordum."

"Hava alacağım biraz. Evraklar yanında mı Taehyung?"

"İçeride, evet."

Ee dercesine bir süre yüzüne baktım  ve ondan bir hareket göremeyince ekledim.

"Ver de imzalayayım öyleyse."

Hiçbir şey demeden odasına girdi, az sonra elinde yeşil kapaklı bir dosya ve bir dolma kalem ile yanıma geldi. Dosyayı ve kalemi elime tutuşturup "Aşağıda bekle, şartları konuşacağız." dedi ve tekrar odasına dönüp kapıyı ardından kapattı.

Dosyayı parmaklarımın arasında ezmek ister gibi sıkarak aşağı indim ve salondaki deri koltuğa oturdum. Ben dosyada yazılı olan uzun maddeleri ağır ağır okurken Taehyung siyah bir pantolon ve haki renkte bol bir gömlekle basamakları indi ve gelip yanıma oturdu. Bakışları elimdeki dosyadan bana kaydığında konuşmadan önce dudaklarını ıslattı.

"Tazminat için ne düşünüyorsun? Aslında sayıyı sen belirle istiyorum."

"Tazminat falan yok, boşanıyoruz sadece. İkimizin de bir ödeneğe ihtiyacı yok."

"Saçmalama Jungkook, elbette sana tazminat ödeyeceğim. İstersen biraz düşün, ne dersin?"

"Düşünecek bir şey yok Taehyung, nereyi imzalamam gerektiğini göster yeter."

Taehyung çattığı kaşlarıyla itiraz etmeye yeltendiğinde kendimi tutamayarak "Tanrı aşkına, asla para kabul etmeyeceğim!" diye çıkıştım sinirle. O noktada onun da bana, tepkime öfkelendiğini gözlerinden okudum ama hiçbir şey söylemeden sayfaları hızla çevirerek imzalamam gereken yerleri gösterdi; ben de imzaladım.

Son imzamı da attığımda boğazımda oluşan yumruyla bakışlarımı Taehyung'a çevirdim ve "Bitti." dedim fısıltıdan farksız çıkan sesimle. Taehyung soğuk bir sesle aynı şekilde "Bitti." karşılığını verdi ve dosyayla kalemi alarak ayağa kalktı.

Bakışlarını bana değdirmeden "Bugün avukatıma teslim ederim, muhtemelen pazar gününe kadar işlemler tamamlanır." dediğinde "Tamam, ben de bir ev bulur bulmaz taşınacağım. En fazla bir hafta sürer, anlayışla karşılayacağını umuyorum." diye mırıldandım.

"Sorun değil, görüşürüz." deyip mutfağa doğru yürüdüğünde kendimi o anda içinde bulunduğum evde ilk defa tamamen yabancı biri gibi hissettim. Huzursuzluk hissi beynimi ele geçirmeye başlarken ayaklandım, portmantoda duran siyah spor ayakkabılarımı ve deri ceketimi giyerek evden çıktım.

Küçük kırmızı arabama binip motoru çalıştırdım ve otomatik kapıdan geçerek bahçeden çıktım. Aklıma direkt olarak deniz kenarına gitmek gelince hızımı artırıp direksiyonu daha sıkı kavradım.

Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından iskeleye vardığımda hızımı düşürerek arabamı park ettim ve camı açtım. Soğuk mart havası taşıdığı deniz kokusuyla birlikte burun deliklerimden içeriye sızarken istemsizce gözlerimi yumdum.

Gün batana kadar orada öylece durdum ve düşündüm; ne yapacağımı, ne yapacağını düşündüm. Ev kiralamayı, taşınmayı, dört aydır yaşadığım rutinden ayrılmayı düşündüm. Benden boşanır boşanmaz sevgilisi ile evlenecek olan Taehyung'u, onun Maria'sını düşündüm.

Ailelerimizin yaşayacağı üzüntüyü ve hayal kırıklığını, annemin ve annesinin ısrarlı torun isteğini düşündüm. En çok da benim yaptığım işle bile dalga geçen bu adamdan ayrılacağım için neden bu kadar buruk hissettiğimi, mutsuz olduğumu düşündüm.

Neden sonra sanki bir rüyadan uyanır gibi silkinerek bakışlarımı kucağımdaki ellerime indirdim ve sol elimdeki gümüş alyansı çıkarıp pantolonumun cebine koydum; bunu Taehyung'a iade edecektim. O anda aklıma Taehyung'un evlilik yüzüğünü hiçbir zaman takmadığı geldi, bunu hatırlamak beni iyice gererken derin bir nefes alarak dudaklarımı sertçe ısırdım.

Saat akşam 19.12'yi gösterirken arabamı çalıştırıp evin yolunu tuttum.
Trafiğin etkisiyle uzayan yolculuğun ardından eve vardığımda hava tamamen kararmış, etrafa gölgeler düşmüştü. Bahçeye girip aracımı her zamanki yerine park ettim ve ışıkları yanmayan dubleks eve doğru yavaş adımlarla yürüdüm.

Anahtarlarımla açtım kapıyı, eve girer girmez salonu aydınlatarak üst kata çıktım. Odama girip soyunarak üzerime mor pijamalarımı geçirdim ve banyoda ellerimi yıkadıktan sonra avucumda hapsettiğim yüzükle odadan çıktım. Taehyung'un odasına doğru tereddütlü adımlarla yürüyüp usulca açtım kapıyı ve ışığı yakarak içeriye girdim.

Evlendiğimizden beri bu odaya sadece bir defa girmiştim; o zaman da Taehyung işle ilgili bir dokümanı burada unutmuştu ve acil olduğu için ben alıp ona götürmek durumunda kalmıştım.

Kırmızının farklı tonlarında döşenmiş geniş odasına, yatağına serili olan kirli beyaz saten nevresim takımına şöyle bir bakıp yatağın baş ucundaki komodine doğru yürüdüm ve dolu gözlerimle yüzüğü oraya bıraktım.

Hemen sonra çıktım odadan,  gözyaşlarım akmaya başlarken odama dönüp yatağımın üzerine bıraktım kendimi. Ağlamam şiddetlenirken yatakta kıvrılarak cenin pozisyonu aldım, niye ağladığımı dahi bilmiyordum. En başından beri mutsuz, tatsız bir evlilikti yaşadığımız; ayrılık ikimize de iyi gelecekti. Daha evlenmeden planladığımız şey boşanmak değil miydi zaten?

Yaklaşık beş dakika sonra ağlamam yerini sesli iç çekişlere bırakmışken gelen bildirim sesiyle yatakta arkama dönüp komodinin üzerinde duran telefonuma uzandım.

taehyung:

gelmeyeceğim eve haberin olsun

jungkook:

gelseydin şaşardım zaten

taehyung:

(yazıyor...)

?

jungkook:

evrakları işleme koyabildin mi

taehyung:

maalesef ofise uğramaya fırsat bulamadım nikah alışverişindeydik bütün gün

yarın halledeceğim merak etme

jungkook:

anladım

iyi geceler

taehyung:

sana da
(görüldü) (20.01)








×







< Bölümle, kitapla ilgili görüşlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim. Okuyan herkese teşekkürler :) >

from the rough × taekookDove le storie prendono vita. Scoprilo ora