^^---•••---FİNAL---•••---^^

Start from the beginning
                                        

Yazar'dan

Victoria kendisine hızla çarpan aracı görmemişti. Araç tam 140 km hızla çarpmıştı Victoria'ya.. O kuvvetle Victoria yerden 1 metre kadar yükselerek yolun yanındaki alana düşmüştü.. Fakat bu alan demirlerle doluydu.. Victoria bu demirlerin üzerine düşmüştü ve bir demire saplanmıştı.. Demir karnından giriyor belinden çıkıyordu.. Bir demir ise başını kesiyordu, git gide saplanıyordu.. Victoria'nın o an düşündüğü tek şey hasret kaldığı oğlu ve Neymar'dı.. Sonrası ise onun için karanlıktı.

Neymar'dan

Victoria'yı saatlerdir arıyorduk ama aklıma hiçbir yer gelmiyordu. Nerelere bakabilirdim? Nerde olabilirdi.. Biz aramaya devam ederken telefonum titremeye başladı. Arayan annemdi. Hemen açtım:

"Efendim anne?"

"Oğlum Davi Lucca saatlerdir ağlıyor susturamıyoruz. Senin bildiğin birşey varmı? Çocuk resmen iki göz iki çeşme ağlıyor.."

"Oyuncaklarını verdiniz mi?"

"Verdik . Yinede susmuyor.. Masanın üzerinde annesinin fotoğrafını görünce daha çok ağlıyor.." çocuk işte mağlum oluyor annesinin yokluğu. Ya Victoria'nın başına geldiyse?

"Anne ona Victoria'nın videolarını izletin, bizim videolarımızı izletin eminim susacaktır . Şimdi kapatmam gerek."

"Tamam oğlum.." telefonu kapatıp cebime koydum..Yanımdaki polis memurunda döndüm ve:

"Hala bir iz yok mu?"

"Hala yok efendim.." dediği sırada kalbime şiddetli bir sancı çaktı ve olduğum yere çöktüm.. Herkes "İyi misiniz?" diye soruyordu ama cevap veremiyordum.. Durup dururken olmuştu bu.. İlk defa oluyordu.. Sanki kötü birşey olmuştu.. Ve bu benim çok canımı yakıyordu..


Peter'dan

Eve döndüğümde Victoria yoktu. Bütün odalara bakmıştım ama yoktu. Mutfağa girdiğimde yerdeki külleri ve ip parçalarını gördüğümde kaçtığını anladım.. Nereye giderdi ki? Ayrıca yerlerde kan izleri vardı. Yara mı almıştı? Tanrım sen onu koru! 

Hızla evden çıktım ve onu aramaya başladım.. Fazla uzağa gidemezdi. Ana yola doğru ilerlediğimde yol boştu. Hızla yola doğru ilerledim.. Yola geldiğimde etrafıma bakındım, kimse yoktu. Yerlere baktığımda kan izleri vardı hemde fazlasıyla. İzleri takip edip kanın kaynağını bulmaya çalıştım. İzleri takip ettiğimde gördüğüm görüntü karşısında ağzım açık kalmıştı.. Adeta şok geçiriyordum. Olduğum yere çöktüm ama saniyede kalktım ve ksn içinde kalmış karnına demirler saplanmış olan Victoria'nın yanına gittim. Ağlıyordum hemde deli gibi.. Direk Victoria'nın saçlarını geri attım ve öpmeye başladım:

"Tanrım lütfen ölme! Hep benim yüzümden!!" diye bağırdım.. Sonra hemen Victoria'nın nabzını tuttum . Çok yavaş atıyordu.. Fazlasıyla yavaş..

"Kim yaptı lan bunu! Kimsemi yardım etmezz!!" diye bağırdım ve cebimden telefonu çıkarıp ambulansı aradım .. Arkadan ise Neymar'ı .. Bu ne kadar doğru bilmiyorum.

"Alo Neymar."

"Alo? Kimsin?"

"Ben Peter. Havaalanında gördüğün çocuk."

"Efendim Peter ne var?"

"Victoria.. Onu aradığını biliyorum. Ben.. Ben onu buldum.. Ama ölmek üzere .. Karnına bir demir saplanmış ve belinden dışarı çıkmış.. Çok ağır bir yarası var. Nabzı çok yavaş atıyor.. Hemen gel o ölüyor!!"

İmkansızdan VazgeçmeWhere stories live. Discover now