Bölüm 41 : Evet. Seni Kaçırdım.

436 19 20
                                    

MEDYA: Peter

MEDYA'daki şarkı ile dinleyin güzel oluyor.. :))


Victoria 'dan

Kafamı başka yöne çevirdim ve Neymar'a bakmayı kestim.. Şuan kafamı kurcalayan tek soru buydu.. Gerçekten öyle birşey olabilir mi? Tanrım ne yaptım ben..


• 4 Gün Sonra •

Paris'ten Brezilya'ya dönmüştük.. Ama ben hala düşünüyordum.. Neymar'a birşey belli etmemeye çalışıyordum.. Sonunda iyileşmiştim.. Ama Neymar iyileştiğimi bilmiyor çünkü günden güne bulantılarım ve baş dönmlerim artıyordu.. Başımın dönmesi yüzünden yataktan çıkamaz hale gelmişti.. Ama hamile miyim değil miyim hala emin değildim..

Yatakta kolumu sağ tarafa attım ama Neymar yanımda yoktu. Gözlerimi biraz ovaladım ve yatakta doğruldum.. Neymar çoktan evden çıkmıştı.. Bu hafta maçı olduğu için erkenden antremana gidiyor.. Onun maçlarına inşallah gidebilirim diye ümit ediyorum ama baş dönmelerim hiç kesilmiyor ki.. Zaten Neymar'ın maçları bitince İspanya'ya geri dönücez.. Ama Peter.. O benim için çok değerli.. Onu nasıl bırakıcam.. Peki daha yeni alıştığım bu okulu.. Gerçekten bilmiyorum.. Ne zamandır Nicolas'ta ortalarda yok.. Off gerçekten işler sarpa sarmaya başladı..

Neymar'ın yokluğunu fırsat bildim,  yatakta doğruldum ve yaklarımı yere uzatıp ev botlarımı giydim.. Baş dönmem biraz hafiflemişti.. Kenarları arkasına göre daha uzun olan siyah beyaz yün hırkamı üzerime geçirdim.. Üstümde siyah tayt ve beyaz atlet vardı.. Ev botlarıdma siyahlı beyazlı olduğundan tam bir uyum içindeydi.. Brezilya gibi sıcak bir yerdeydik ama nedense ben üşüyordum. Üzerimi giç değiştirmeden aşağı indim ve mutfaktan kendime küçük bir sandiviç hazırladım.. Yerken etrafıma biraz bakındım ama hizmetçiler ortada yoktu.. Kupama biraz portakal suyu doldurup onuda içtim.. Sonra aynanın karşısına geçip saçımı güzel bir topuz yapıp dağınık görüntüsü verdim. Siyah Ugg'larımı giydim ve evden çıktım.. Başım hafif dönsede yürüyebiliyordum.. Bugün bu işin aslını öğrenecektim. Hastaneye gidip kan testi yaptırıcaktım.. Hastaneye varmama çok az kalmıştı ama başımın dönmesi artıyordu. Bu kadar dönmesi iyi değil başka birşey mi var acaba.? Yada hastalandığım içinde olabilir. 

Hastaneye adımımı zar zor atıp hastane görevlisinin masasına kendimi zar zor attım.. 

"Doktorumu görmek istiyorum. Randevum vardı.."

"Peki. İsim, Soyisim?"

"Victoria Beckham." Zar zor konuşuyordum.. Nefesim kesiliyordu..

"Üst katta sağdan ikinci oda efendim.. Doktorunuz sizi bekliyor."

"Teşekkürler.." deyip masadan ayrıldım.. Biraz kendime gelir gibi oluyordum.. Görevli kızın  tarif ettiği kapının önüne gidip kapıyı çaldım..

"Girebilirmiyim?

"Tabiki Victoria. Hangi rüzgar attı seni?"

"Ya doktor bey ben çok kötüyüm.. Paris'te kötü bir hastalığa yakalndım ve iyileştim.. Fakat başım dönüyor ve sürekli kusuyorum.. Buraya kadar bile zar zor geldim .. Başım sürekli dönüyor ve günden güne artıyor.. Arada bir kesiliyor fakat fazla sürmeden tekrar başlıyor.. "

"Yakın zamanda hiç ilişkiye girdin mi?" doktorun sorusu karşısında kıpkırmızı olduğuma emindim.. Ben gözlerimi kaçırırken doktor konuşmasına devam etti.

"Hadi ama Vitroria tıpta ayıp yoktur.."

"Evet." dedim ve Peter geldi aklıma.. Ağlıyacak gibi olsamda gözyaşlarımı geri gönderdim..

İmkansızdan VazgeçmeOnde as histórias ganham vida. Descobre agora