Bölüm 14

290 36 24
                                    

Bölüm Şarkısı, Taylor Swift-Cardigan

And when I felt like I was an old cardigan

Under someone's bed

You put me on and said I was your favorite

"Birisinin  yatağının altındaki eski bir hırka gibi hissettiğimde,

Beni sen giydin ve favorin olduğumu söyledin."

Sınır +30 oy,+10 yorum. Sınırlar geçildiğinde bölüm yazıp atacağım. Oy sınırı koymadığım sürece emeğimin karşılığını alamıyorum çünkü. Bu yüzden lütfen kızmayın bana. Özür niyetine 2klık bölüm yazdım. Umarım seversiniz. İyi okumalarr. En sondaki açıklamayı da okuyun lütfen önemli.

Jimin, küçük ve turuncu renkteki valizini yere koyduğunda Jeongguk dikkatini tekrardan toparlayıp karşısındaki siyah saçlı çocuğa baktı. Saçları bavulu zar zor getirdiğini belli edercesine bir o yana bir bu yana dağılmıştı ve bu haliyle bile çok tatlı gözüküyordu.

Jeongguk kendi içinden düşüncelerine göz devirdi. Durmadan onun ne kadar tatlı olduğunu düşünüyordu. Bu çocuk kendisine ne yapmıştı en ufak bir fikri yoktu. Keşke olsaydı. O zaman en başından ondan uzak dururdu. Ama bilirsiniz kaderde ne varsa o çekilirdi o yüzden keşke demeninde bir anlamı yoktu.

"Bana neden öyle bakıyorsun?" Jimin garipser şekilde kaşlarını kaldırıp ellerini beline koyduğunda Jeongguk kendine geldi. Sahiden kafası yerinde değildi. Saçlarını karıştırırken derin bir nefes verip "Bilmiyorum." diye mırıldandı. Jimin'in bu evde daha fazla kalmasını sağlamalıydı. Üç-beş gün kalması Jeongguk'a yetmeyecekti ve o bunu kesinlikle biliyordu.

Jimin ise o sırada Jeongguk'u inceliyordu. Üstündeki transparan gömlekten her şeyi görebiliyordu ve bu onun azıcıkta olsa utanmasını sağlıyordu. Kış ayındaydılar ve Jeongguk'u bu şekilde görmek onu hem üşütüyor hem de sıcaklatıyordu. Ayrıca Jeongguk nasıl üşümüyordu bu soğukta? Jimin'in üstünde onu sıcacık tutan bebek mavisi bir kazak vardı altında ise onunla aynı renkte bir eşofman. Jeongguk ise onun tam tersi gibi görünüyordu. Gene de Jimin, o transparan gömlekten ve giydikleri şeyleri karşılatırmaktan bir anda vazgeçti Jeongguk'un yüzüne ve tepkilerine odaklandı. Biraz sıkıntılı gibi duruyordu ve verdiği cevaptan da kafasının karışık olduğunu anlayabiliyordu. Siyah saçlı çocuk ellerini belinden indirdikten sonra Jeongguk'a soru sordu.

"Burda saatlerce beklemeyeceğiz değil mi?" Jeongguk Jimin'in gözlerine bakarken yanına yaklaşıp ellerinden valizini aldı.

"Haydi gel de senin valizini dolabıma yerleştirelim." derken merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Jimin ise arkasından bağırdı. "Dolabına mı yerleştireceğiz eşyalarımı? Ne gerek var yerleştirmeye zaten uzun süre kalmayacağım."

Jeongguk odasına doğru giderken Jimin'in duymayacağını düşünerek mırıldandı. "Sen öyle san." Halbuki Jimin duymuştu ama sessiz kalmayı tercih etmişti.

*********

Yoongi sabah uyandığında her şeyin normal gideceği bir gün istiyordu. Dün Hoseok'un o saatte onu araması Yoongi'yi tüm gece boyunca düşünmeye itmişti ve bu yüzden uykusuz kalmıştı. Şimdi ise bunun ceremesini çekiyordu ama elinden bir şey de gelmezdi. Yataktan kalkıp lavaboya girdikten sonra karşısındaki aynada göz gezdirdi. Mor göz altları ona selam vermek istercesine bakıyordu. Yoongi aynaya karşı göz devirdikten hemen sonra yüzünü yıkamak için soğuk suyu açtı. Yüzüne suyu sertçe çarparken kafasında hala Hoseok'un sesi vardı ve lanet adamın sesi gitmek bilmiyordu asla. Yoongi kafasını kaldırıp tekrar aynaya baktığında arkasında Hoseok'u gördü ya da görmemiş miydi? Çünkü hızlıca arkasını döndüğünde gördüğü kişiden eser yoktu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 06, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Seirína [Jikook]Where stories live. Discover now