Bölüm 10

1.1K 132 44
                                    

Sınır 20+ vote. Lütfen bölüm ile ilgili yorumlarınız yazmaktan çekinmeyin.



Jimin tam olarak ileri gitmeseler de bu kadar ileri gideceklerini düşünmemişti. Evet belki pantolonun çıkacağını biliyordu ama baksırın da çıkması beklenmedikti onun için.

Durun baştan alalım.

Dün gece Jeongguk Jimin'i duşta rahatlattıktan sonra yıkamış, kurutmuş ve onu giydirmişti. Tüm gece Jimin'e bir bebek gibi davranmaktan kendini alamadığı için de şu an şımarık bir Jimin'le karşı karşıyaydı.

Sabah da ilk Jeongguk uyanmış, bir saate yakın bir süre Jimin'i izledikten sonra da yataktan kalkarak Jimin'i uyandırmıştı.

Bundan sonra ise Jimin ilk başta sızlanıp yatakta döndüğünde Jeongguk kalçasına şaplak atmaktan geri durmadığı için Jimin'in biraz çemkirmiş olmasına sebep olmuş olabilirdi. Ama Tanrı aşkına onun suçu değildi. Jimin bu kadar güzel bir kalçaya sahip olduğu için suçluydu.

Jeongguk Jimin'in yataktan kalkmayacağını anladığında kahvaltı hazırlayacağını ve o zamana kadar Jimin'e hazır olması gerektiğini söylemişti.

İşte tam da bu andaydık. Jimin uykudan yeni uyandığı için boş boş etrafa bakarken aklını bu düşünceler doldurmuştu.

Kafasını sağa sola sallayıp kendine gelmeye çalıştığında hala aklında dün gece yaptıkları şeyler vardı.

Yüzü düşünceleri yüzünden kızardığında buna bir son verip yataktan kalktı.
Karşısındaki doğa manzarası çok güzeldi.

Tamam güzel olması umrunda falan değildi şuan.

Sadece kafasını dağıtması gerekiyordu.

Eliyle yüzünü sıvadıktan sonra lavabo olarak tahmin ettiği yere gitti. Yüzünü yıkasa iyi olacaktı.

***

Jeongguk elindeki domatesi keserken hem kendi kendine sırıtıyor hem de ıslık çalıyordu.

Jimin dün gerçekten büyüleyiciydi ve hala aklından onun görüntülerini ve sesini çıkaramıyordu Jeongguk.

Biraz daha onun güzelliği ile ilgili düşündüğünde gözü aşağısındaki şişliğe takıldı. Ağzından küfür mırıldanırken kestiği domatesi masaya koyup lavaboya gitti.

Nereden çıkmıştı bu halleri? Resmen kendini tanıyamaz hâle gelmişti.
Daha önce kimse için bu duruma geleceğini düşünmemişti ve şimdi düştüğü durum resmen ona kapak atıyordu.

"Sikeyim." diye kendi kendine küfür ettikten sonra lavabonun kapısını açtı.

Ve açmasıyla kapatması bir oldu.
Az önce gördüğü şey sanırım Jimin'in poposuydu.

"Kapı çalma huyun yok mu senin hödük!?"

Bu Jeongguk için hiç iyi olmamıştı işte. Elleri ile yüzünü kapatıp birkaç saniye sabır dilendi. Jeongguk acilen az önce gördüğü görüntüyü unutmalıydı. Bu yüzden Jimin'e cevap vermeyip arkasını döndü ve koşar adım mutfağa gitti.

Şu an önündeki şişlik gram umrunda değildi.

Jimin ise o sırada utançtan kızarmakla meşguldü. Kapıyı kilitlemediği için kendi kendine söylenip elini yıkadı. Daha ne kadar rezil olabilirdi bilmiyordu.

Ellerini lavabonun kenarlarına koyup yüzünü izlemeye başladı. Gözleri ve dudakları şişmişti ve dudaklarının hırpalanmış bir görüntüsü vardı. Dün gece sözde film izleyeceklerdi fakat iki azgın gibi-öyleydiler çünkü- birbirlerini yemekten başka hiçbir şey yapamamıştılar.

Seirína [Jikook]Where stories live. Discover now