Bölüm 8

1.3K 155 49
                                    

Lütfen, lütfen beğendiyseniz oy verin. Sınır +20 vote. Görüşlerinizi merak ediyorumm.

Jimin gece yarısına doğru odasına çıkarken kendisini kırgın ve sinirli hissediyordu.

Gerçekten ama gerçekten kırgındı. Gözleri tüm gün olduğu gibi yine dolarken dudaklarını büzüştürdü.

Jeongguk'un onu kullanabileceğini biliyordu ama sadece umut etmişti işte.
Şu anki durumuna bakılırsa da umut ederek büyük bir hata yapmıştı.

Odasına girip yatağına yatarken uykusu yoktu ve tek yapmak istediği şey sabaha kadar ağlamaktı.

Birkaç dakika sonra boş boş tavana bakarken bu saate kadar Taehyung yüzünden tuttuğu gözyaşları şimdi özgürdü.

Aklında ise onu kırmasına rağmen hala Jeongguk vardı.

***

Jeongguk evin adresini bulduğunda saat sabah ikiyi gösteriyordu. Arabadan inerken güzel çocuğunun uyuyor olabileceğini düşünmesine rağmen yine de eve girmekte kararlıydı. İlk başta dış kapıya doğru yürüdü. Kapıyı çalıp Jimin'i uyandıracaktı fakat tam zile basacakken Jimin'in evde tek olmayabileceği aklına geldi. Muhtemelen her zaman yanında gördüğü çocukla yaşıyordu.

İşini riske atmak istemedi. Evin arkasından dolanırken gözüne takılan cam kapıya doğru ilerledi. Kapının açılıp açılmayacağını bilmiyordu. En olmadı kırarım diye düşünerek sürgüyü yana çektiğinde kapı açıldı.

Gözlerini şaşkınlıkla açıp içeri girdi ve ardından kapıyı kapattı. Bu kadar kolay girebileceğini hiç düşünmemişti. Derin bir nefes verdi. Şimdi ise evde olan hiç kimseyi uyandırmadan Jimin'i bulmalıydı. Telefonunun ışığını açıp evin içinde ilerledi. Bulunduğu yer mutfak iken salona geçiş yaptı. Ardından ise sessiz olmaya özen göstererek yukarı çıktı. Koridordaki ilk kapıyı yavaşça açıp göz gezdirdi. Başta, yataktaki her kimse yüzünü görmeyi düşündü ama odanın Jimin gibi kokmadığını anlayınca açtığı kapıyı geri kapattı. İkinci odayı açtığında Jeongguk'u boş bir yatak, komidin ve dolap karşıladı. Muhtemelen burası misafir odasıydı. Bu odayı da kapatıp koridorun sonundaki odaya doğru yürüdü. Kapının üstündeki mandalina etiketlerini görünce gülümsedi. Burası kesinlikle Jimin'indi.

İçeriye girdiğinde ilk dikkatini çeken toz pembe yorganın üstünde gözüken, ay ışığı vuran siyah saçlar oldu.
Jimin, yatağın içinde küçük bir top haline gelmiş şekilde uyuyordu. Jeongguk'un yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.

Güzel çocuğu gerçekten çok şirindi.

İlerleyip Jimin'in yanına oturduğunda
yatağın çöküşü Jimin'i çok da derin olmayan uykusundan uyandırdı.

Gözlerini açtığında önünde duran silüet korkuyla yutkunmasına sebep oldu. Bir süre donup kaldıktan sonra tam çığlık atmak için ağzını açmışken Jeongguk elini Jimin'in dolgun dudaklarına bastırdı.

"Sakin ol. Benim, Jeongguk."

Jimin'in gözleri duyduklarıyla büyüdü. Bu sefer de heyecanla yutkunduktan sonra fısıldadı. Taehyung'un uyanmasını kimse istemezdi.

" Tanrım."

Jeongguk kıkırdadı. Jimin bu sesi aklına kazımak istedi. Ama Jeonggukla ilgili son görüntüler aklına geldiğinde kaşlarını çattı.

"Tanrım, burada ne işin var? Nasıl buldun evimi? Ayrıca git buradan. Eminim o kadın seni evinden ko-"

Dudaklarına bastırılan yumuşak dudaklarla Jimin'in sesi kesildi.

Seirína [Jikook]Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang