Bölüm 11

1.3K 132 36
                                    

Sınır +20 vote. İyi okumalar.

Park Jimin oturduğu yerden Taehyung'un azarlamalarını dinlerken bir kez daha -kaç olduğunu sayamamıştı- gözlerini devirdi.

"Taehyung biraz fazla abartmadın mı?"

Taehyung sinirli bir şekilde Jimin'e sırtını döndü. Jimin gözlerini devirdikçe daha çok kızası geliyordu.

Tamam belki abartmış olabilirdi. Ama azıcıktı değil mi? Ona kalırsa verdiği tepki oldukça normaldi. Tek yaptığı salak arkadaşını merak etmekti.

O sırada Jimin kafasını kaşıyıp Taehyung'un sırtına bakmaya başladı. Eve geldiği andan itibaren onda bir gariplik olduğunu fark etmişti.

Jimin sormak için ona zaman tanısam mı tanımasam mı diye düşünürken Taehyung yavaşça Jimin'e döndü.

Daha fazla saklamak istemiyordu.

"Babam geldi."

Jimin'in gözleri şaşkınlıkla açıldı. Taehyung'un babası neden onu aramış olabilirdi ki? Bildiği kadarıyla babası Taehyung'u en son geçen sene aramıştı. Tabi Taehyung arama nedenini de söylememişti ama Jimin de bir bildiği vardır diyerek onu zorlamamıştı. Belki de onu zorlamayarak hata yapmıştı.

Jimin elini arkaya atıp geriye yaslanırken düşünceli bir sesle "Hmm... Neden gelmiş peki?" diye sordu.

Taehyung derin bir nefes aldı. İşin aslı ne döndüğünü o da bilmiyordu. Bildiği tek şey babasının gereksiz bir şey için onu aramayacağıydı.

Belki de annesiyle alakalıydı. Taehyung bu ihtimali aklına bile getirmek istemiyordu ama kendine hakim de olamıyordu. Ya annesi daha kötü bir şey yapmışsa, o zaman ne yapardı? Jimin'e ne açıklama yapardı?

Ya da Jimin bunu ondan sakladığı için kendisinden nefret eder miydi?

Taehyung hızla arkasına dönüp Jimin'in üstüne atladı. Onu kaybetmek istemiyordu. Sıkıca sarılırken Jimin çığlık attı.

"Bıraksana beni salak." derken debelenmeye başladı. Taehyung'un bacaklarıyla Jimin'i iyice kıstırırken ve "Beni hiç bırakmazsın değil mi?"diye sorarken yanakları sıkışmış ve dudakları büzülmüştü.

Jimin bir daha debelenip Taehyung'a baktı. Gözlerini köpek yavrusu gibi dikmiş ona bakıyordu. Jimin tam yumuşayıp sarılışına karşılık verecekken kaşlarını çattı.

"Neyin var senin? Çabuk dökül."derken sorgulamasını ses tonuna yansıttı.

Taehyung birden geri çekilip ayağa kalktı. Gülümseyip "Ehehe...Ne saklayacağım senden ya." derken kapıya doğru ilerleyip bir anda odadan fırladı.

Jimin ne ara odadan fırladığını anlayamazken arkasından saf saf bakmakla yetindi. Ne de olsa bunun da kokusu çıkardı yakında.

O zaman geldiğinde Jimin elbette hesap soracaktı.

*****

Jeongguk kapıyı açıp evine girdiğinde derin bir nefes aldı. Muhtemelen Yoongi şu an evindeydi. Ve onu azıcık tanıyorsa misafir odalarından birinde kış uykusuna yatmıştı. Jeongguk odasına gitmek için merdivenlerden çıkarken Jimin'in aklına girmesine engel olamadı.

Onu gerçekten seviyordu değil mi?

Ne ara bu hale geldiği hakkında keşke bir fikri olsaydı. Güzel çocuğu onun kalbine sızmayı hiçbir şey yapmadan başarmıştı ve Jeongguk içten içe onu takdir ediyordu.

Jeongguk bu düşüncelerini bir süreliğine rafa kaldırdıktan sonra eliyle saçlarını dağıttı. Ardından kafasını yere eğdiğinde birkaç kırmızı leke gördü.

Seirína [Jikook]Where stories live. Discover now