Bölüm 6

1.3K 156 58
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Ne düşündüğünüzü bilmek istiyorum.
Sınır +15 vote.

Taehyung, dün Jimin kahve almak için markete gittiğinde odasına gitmiş ve sıcak bir duş aldıktan sonra kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

Gerçeği söylemek gerekirse tamamen çökmüş hissediyordu.

Şu an ki halini en yakın arkadaşına anlatmayı gerçekten istiyordu ama kendisi bile, annesinin onun hakkında söylediği şeyleri kabul edememişken bu; isteğinin önünde bir engeldi. Taehyung'un annesi, ondan nefret ediyordu. Acı ya da gerçek, Taehyung onun nefretinin biraz da olsa dinmiş olması gerektiğini düşünüyordu bu zamana kadar. Kendini hep bu şekilde düşünmeye itmiş ve bir gün annesinin nefretinin biteceğini düşünmüştü. Ne büyük yanılgı ama değil mi?

Tam tersine annesinin nefreti gün geçtikçe büyümüş, ateşi oğluna da sıçramıştı.

Taehyung artık yataktan kalkması gerektiğini düşünürken kapısı tıklatıldı. Jimin'in gelmesi için bağırdı.

Kısa boylu çocuk çekingen adımlarla yanına gelirken, Taehyung ona ne olmuş olabileceğini sorguladı.

Jimin, yüzünü hiç yerden kaldırmamıştı ve bu ikisinin arasında anlaşma şekli gibiydi. Eğer birbirlerinin yanındayken, kafalarını kaldırıp yüzlerine bakamıyorlarsa bu davranış üzgün oldukları anlamına gelirdi.

Jimin, Taehyung'un yanına oturdu ve kafasını yavaşça kaldırdı. Gözleri ağlamanın etkisiyle kıpkırmızıydı. Saçları da hafiften dağınıktı. Taehyung tek çökenin kendisi olmadığı farkederken yatakta Jimin'i kendine çekip sarıldı.

"Ne oldu benim tatlı mandalinam? Kim, ne üzdü seni?"

Taehyung bunu sakin bir şekilde sorarken bir yandan da en yakın arkadaşının saçlarını okşuyordu.

Karşılık olarak  burun çekiş sesi geldiğinde Taehyung kısık bir şekilde güldü.

"Sümüğünü kazağıma akıtırsan seni döverim."

Siyah saçlı, burnunu bir defa daha çekerken güldü. Taehyung onu ne olursa olsun güldürmeyi başarabiliyordu. Jimin, başını Taehyung'un omzundan kaldırıp eliyle koluna vurdu.

"Kes sesini bir ciddi olamıyorsun."

Taehyung gülerken ve onunla dalga geçmeyi sürdürürken kafasını küçük bir çocukmuş gibi okşamaya başladı. "Oy benim mandalinam üzgün müymüş? Kim kırmış benim mandalinamın kalbini?"

Jimin dudaklarını büzüp kollarını göğsünde bağladı. Trip atmaya çalışıyordu ama bu haliyle tombik bir kedi yavrusundan farklı değildi.

Az önceki üzgün ortam birazda olsa dağılmışken Jimin'in gene gözü doldu. Şu sıralar hamile bir kadın gibi hissetmekten kendini alamıyordu ama tutamıyordu gözyaşlarını da işte.

Jimin suçluluk duyuyordu.

Ellerini birbirine kavuşturup suçlu olmadığı halde suçluymuş gibi mırıldandı.

"Taehyung ben bir şey yaptım."

İkisinin de ruh hali durmadan değişirken sarı saçlı olan, dediği şeyle aniden panikleyip gözlerini büyüttü.

"Jimin ne yaptın? Suç işlemiş gibi konuşup beni endişelendirme."

Jimin gözlerini kapatıp, hemen söylerse utanmaktan kurtulacağını düşündü ve hızlı bir şekilde ellerini kendine çekerken "Biz Jeongguk'la ayakta birbirimizi rahatlattık." dedi.

Seirína [Jikook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin