4. Bölüm | Anımsamalar

2.3K 191 50
                                    

4.Bölüm | Anımsamalar


Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


"Yani, sence bunu Kalika mı yaptı?"
Mercan tısladı, kaşları ağırca yukarıya kalktı. Gözleri yine bir an için doktorun arkasındaki boş duvara kaydı. "Buna eminim," dedi usulca. Öne doğru eğildi, gittikçe kısılan sesi ile fısıldadı. "Beni üzdüğü için onun canını yaktı."
"Eğer gerçekten buna inanıyorduysan, neden hala onun varlığından uzaklaşmadın?"

Doktorun sorusu Mercan'ı tereddütte bıraktı. Kadının özgüvenli görüntüsünün aksine Mercan zihnine hiç güvenemiyordu. Anıları bir an için karmaşıklaştı; yeşil bir kaplumbağanın havada süzüldüğünü gördü, sonra biranda aynı kaplumbağanın ayaklarına çarptığını gördü. Isırmış mıydı? Hayır, o bir oyuncaktı. Öyleyse canı neden bu kadar yanmıştı?

"Çünkü," dedi başını ağırca yana eğip. Gözleri ferini kaybetmiş gibi sağa sola çarptı.

"Onun arkadaşım olduğuna inanmıştım."


"Sana zarar veren birinin arkadaşın olduğunu mu düşünüyordun?" Doktor kısa saçlarını gözlüğünün arkasına sıkıştırıp yanı başındaki cihazın yeni bir dakikada ötüşünü izledi.

"Öyle söyledi, bende inandım," dedi Mercan, sanki aksi düşünülemezmiş ya da oldukça aşikâr bir şeyden bahsedermişçesine mırıldandı. Elleri iki yana açılmak için titredi ancak zincirler bunu engelledi. "Bana zarar verdiğini anlayamıyordum ama çevremi yıkıp geçtiğini görebiliyordum."


"Bunu neden yapıyordu Mercan?"
Mercan bir an için durdu, yutkundu. "Adımı onun gibi söyleme," dedi. Gözleri yine doktorun arkasındaki noktaya kaydı.

"Kimin gibi?" dedi doktor.

"Onun gibi... Bunu yapma."

"Adını nasıl söylüyorum Mercan?"


Mercan'ın gözleri doktora değmemek için çabaladı, aslında gözlerini doktorun arkasındaki karanlıktan alamadığı için bunu yapıyordu. Oda fazlasıyla aydınlık ve beyazken, karanlığı görebilen tek kişi kendisiydi; bu biraz acıtıyordu.

"Benden daha güçlüymüş gibi," dedi titrekçe. "Adımı beni aşağılarmış gibi söyleme. Benden daha güçlü değilsin."

Doktor, biran için gözlüklerinin üzerinden Mercan'a uzunca baktı ancak Mercan'ın gözleri hala arkasında takılıydı. "Adını bu şekilde söylemiyorum Mercan."
"Senden bahsetmiyorum doktor!" diye atıldı biranda Mercan. "Hayır, senden bahsediyorum. Adımı onun gibi söylememelisin doktor."


Genç kızın karışık kafası sözlerine yansıdığı her an birkaç dakika daha geçti. Saat öttü.

Doktor, sessizleşen kızın ilgisini yeniden çekmek için kaldığı yerden devam etti.

"Kalika diğer insanlara nasıl zarar veriyordu Mercan?"

"Kime?" dedi biranda genç kız. "Kalika'nın o çocuğa zarar verdiğini söyledin, sana göre bunu Kalika yaptı öyle değil mi?"


"Evet," dedi basitçe. "Kimsenin görmediği bir varlık bunu nasıl yaptı?"

"Bunu yapması onun için çocuk oyuncağıydı."

"Ya da belki de o kadar çok sinirlenmiştin ki onun düşmesini istedin. Seni rezil ettiği için, onun rezil olmasını istedin."


Cevap gelmedi. " Belki de o kadar çok sinirlenmiştin ki ve merdivenlerin altına girip onun takılmasına neden oldun. Öyle mi Mercan?"

"Merdivenlerin altında değildim, salıncakların yanındaydım. Kadın beni salıncakların yanındayken sürükleyip götürdü."

"Aslında..." dedi doktor. "Az önce merdivenlerin yanına gittiğini söyledin."

"Oraya gitmedim."


"Hayır, gittiğini söyledin. Hatta annenin uzaklaşmanı söylediği halde dinlemediğini, bu yüzden de kadının seni sürüklediğini söyledin."

"Öyle olmadı, kadın beni salıncakların yanındayken sürükledi. Merdivenlere hiç gitmedim. Ben salıncakta sallanıyordum, Kalika beni sallıyordu. Sonra zincirlere asıldım, kadın beni tutup çekerken zincirleri bırakmamak için direndim. Ellerim yara oldu doktor. Zincirleri bırakmadığım ve sallanmaya devam etmek istediğim için ellerim yara oldu. Ben salıncaktaydım."

"Mercan," dedi doktor soluklanarak. Öne doğru eğildi, gözlüğünü aşağı indirip hafifçe boğazını temizledi. "Kaydı yeniden dinlemek ister misin?"

"Hayır,"

"Öyleyse ne söylediğinden emin misin?"

"Eminim, onu Kalika yaraladı."


Doktorun bakışları yere düştü, ellerini masanın üstünde birleştirip yeniden arkasına yaslandı. "Pekâlâ," diye mırıldandı. "Öyleyse Kalika bunu nasıl yapıyor."

"Bunu yapması onun için çocuk oyuncağı..."

"Demek istediğim... Kalika bunu gerçekten nasıl yapabilir Mercan?"


Doktorun sorusuna yanıt oldukça basit; bu Kalika için çocuk oyuncağı ama nasıl? Kalika tüm bunları nasıl yapabiliyor? Sizce küçük Mercan hayal mi görüyordu yoksa Kalika'nın varlığı yanı başında mıydı?

Lanetli Kan | I-II ve IIIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt