55. Bölüm | Çürüme Aşamaları| Kısım 4 | +18

975 63 225
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Yap o zaman!" dedim. Kaşları çatıldı ve tavanda asılı duran bedeni ağırca üzerimize doğru süzüldü.

"Neyi?"

"Beni Zebani'den kurtar."


Bedeni sarmal bir duman yığınına dönüşüp yok olurken, ardında bıraktığı kara dumanlar aniden üzerime çöreklenip, vücut boşluklarımdan içeriye akıverdi. Sanki sonu yokmuş gibi görünen onca kara duman, incecik kıvrılıp içime doluştu. Bir şişle deşiliyormuşum gibi derimin altında kızgın alevler hissettim. İçine patlayana dek hava doldurulmuş bir balon gibi şiştim. Bir bedene iki ruhu sığdırdım. Gözlerim o anda karardı, iradem yok oldu ve geriye sadece yaşanacak filmi izleyebilecek kadar küçücük bir bilinçle kalakaldım. Tüm vücudumdan sinirlerim çekilmiş, dokunduğum her yerden ruhum toparlanmış ve katlanıp kenara koyulmuş gibiydi. Artık ne yaptığımı hissetmiyordum ve bundan sonra yapacaklarımı da kontrol edemiyordum.

Artık sadece izleyiciydim, bedenimi Kalika ele geçirmişti.


Zebani bıçağı hışımla kaldırdı. Sağ yüzümü de delik deşik etmek üzere bıçağı yeniden indirdiği anda, daha önce satıra uzanmış olan elim aniden yüzümün önüne siper oldu. Bıçak avuç içimi delip geçti ve sağ gözüme saplanmadan önce oraya takılıp kaldı. Ben olsam bağırırdım ama sesim çıkmadı. Zebani'nin gözlerinde şaşkınlık kırıntıları gördüm. Hemen sonra ise kaşlarını çatıp bıçağı bana doğru ittirmeye devam etti ama elimi bir milim dahi kıpırdatamadı.

Ben... Onun gücüne karşı koyabilecek kadar güçlüydüm. Hayır, ondan çok daha güçlüydüm.

Avucumun içindeki bıçağı ittirmeye başladım. Zebani'nin yakutları kocaman oluverirken bıçağı kavradım ve büktüm. Sersem çığlıklarımın arasında Zebani'nin bükülen sağ eline, ardından da bıçağı bırakmakta ısrar ettiğinden dolayı çatırdayıp kırılan el bileğine bakakaldım.

Onun bana yaptığı gibi bende onun bileğini kırmıştım.


Dudaklarından dökülen vahşi hırıltıların arasında geriye doğru çekildi. Üzerimdeki ağırlığını tamamen çekmeden bana tepeden, göğsüne yasladığı eliyle birlikte baktığında bende elime saplanıp kalmış bıçağın sapını ağzıma alıp, bıçağı elimden söküp attım.

Sonra takip edemeyeceğim hızda bir darbe gerçekleşti. Bana değil, tepemde yükselen Zebani'ye çarpan darbe onu bir hızla üzerimden savurdu. Yerden bir milim kıpırdayamam sanmıştım ama Zebani'nin ağırlığı gidince olağanüstü bir hızla ayağa sıçrayıverdim. Sanki tüm yorgunluğu sadece ruhum hissediyormuş da, onu kenara ittiklerinde bedenim dinçleşivermiş gibiydi. Ben acıyı hissediyordum ama Kalika hissetmiyor olmalıydı. Önce dizlerim üstünde yükseldim, sonra iki adım uzağımdaki satırı avuçladım.

Lanetli Kan | I-II ve IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin