Onu dinleyip birkaç yudum daha almıştım. Gerçekten de bir süre sonra tadı oldukça güzelleşmişti. Kadehi bitirdikten sonra yere bırakmıştım. Başım şimdiden dönmeye başlamıştı bile.

Arkasına uzanıp aldığı şişeyle bardağımı bir kez daha doldurmuştu. " Ben artık içmeyeceğim yetti bu kadarı bana. " Uzanıp hızlıca öpmüş sonra da " Hadi ama beni yalnız mı bırakacaksın ? " demişti.

Bana uzattığı bardağı tereddütle aldıktan sonra bir kaç yudum daha içtim.  O bir şeyler anlatıp güldükçe ben de gülüyor ona eşlik ediyordum. Artık bardağı saymayı bırakmıştım. Bana uzattığı her
kadehi alıyor kahkahalar eşliğinde içiyordum.

Bir süre sonra kendimi iyice kaybetmiştim. Sürekli gülüyor saçma sapan şeyler söylüyordum. Beni kucağına doğru çekip sıkıca sarılınca bir kez daha gülmüştüm. " Carmen ? "

" Evet ? "

" Neden her gün aynı kolyeyi takıyorsun ?" Sorusu üzerine gülüp biraz geri çekilmiş ve yüzüne bakmıştım. " Çünkü benim için - benim için değerli çok değerli bir kolye." Bir yandan gülüyor bir yandan da konuşmaya çalışıyordum. O da benim gibi gülümseyip gözlerini boynumda olan kolyeye çevirmişti. " Bakmam için bana verebilir misin ? "

Sendeleyerek ayağa kalkıp biraz geri çekildim. Başımı hızlıca iki yana sallıyordum. " Olmaz Mel veremem. Vermem çünkü değerli benim, benim için çok değerli."

O da benim gibi ayağa kalkmış ve elini koluma koyarak okşamaya başlamıştı. " Yoksa bana güvenmiyor musun sevgilim ? "

Başımı yine iki yana salladım."Güveniyorum Mel gerçekten." Gülümseyip bana doğru bir adım daha attığında ben de gülümsemiştim.

" O zaman bana kısa süreliğine neden vermiyorsun ? Bakıp hızlıca vereceğim merak etme. Tabi eğer bana güvenmiyorsan vermek zorunda değilsin."Yüzündeki kırgınlığa sebep olduğum için kendime çok kızmıştım.

" Hayır hayır ! Güveniyorum Mel şimdi sana kanıtlayacağım. "

Elimi hızlıca boynuma götürmüş ve kolyeyi çıkarıp ona uzatarak " Al işte sana gü-güveniyorum," dedim.

O kolyeye doğru uzandığı anda arka taraftaki saksılardan çıkan iğne yapraklı uzun ve dikenli bitki tüm vücudunu hızlıca sarıp oraya doğru çekmişti.

Gözleri şaşkınlık ve öfkeyle irileşirken etrafında hızlıca bir hava bariyeri oluşturmuştum. Bitki onu daha da sıkı sararken acıyla inledi.

Kolyeyi titreyen ellerimle tekrar boynuma taktıktan sonra gözlerimi ona çevirmiştim. Artık eskisi gibi bakmıyordu. Gözlerindeki ışıltı kaybolmuş geriye öfke kalmıştı.

" Bana ne yaptın ?! "

Omuz silkip gülünce şaşırmıştım. Kesinlikle normal değildi. " Büyümün bu kadar çabuk bozulmasını beklemiyordum. Gerçi her o çocukla göz göze gelişinde biraz daha zayıflıyordu da bir şekilde hep güçlendirdim. Bahçede dizlerinin üstüne çöktüğün an bozulmaya en yakın andı. Ama tüm gücümle büyüyü sağlam tutmayı başardım.Gerçekten büyük ve güçlü bir aşkınız var bitecek olması çok üzücü."

O konuşurken nefes alamamaya başlamıştım. " Bu iğrenç bitkilerin neslinin tükendiğini sanıyordum. lendas dikenlisi  büyücülerin güçlerini engelleyen nadir bitkilerden biridir.
Kendinde olmamana rağmen farketmen ve saniyeler içinde oluşturabilmen hayret uyandırıcı karma. Gerçekten de söylenildiği kadar güçlüymüşsün. Gerçi dudaklarıma yapışırken pek de öyle görünmüyordun."

Gözlerim öfkeyle parlasa da daha önemli problemlerim vardı. Nefesim gitgide kesiliyordu ve burnumdan akmaya başlayan kan da pek yardımcı olmuyordu.

KARMAजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें