BÖLÜM 45

8.7K 873 152
                                    

*Keyifli okumalar🖤*



Asansöre bindikten sonra üç kat aşağı indik.  Dün kapalı olan alan şimdi sonuna kadar açılmıştı ve sürekli olarak askerler girip çıkıyordu. Bu gibi durumlar için çoğu kez tatbikat uygulamıştık ve herkesin alacağı görevler ve pozisyonlar önceden belirlenmişti. Lily ve Loran 'la son kez bakıştıktan sonra farklı yönlere dağıldık .

Çoğumuz cephaneliğin içini ilk kez görsek de neyin nerde olduğu yazdığı ve bizi yönlendiren görevliler olduğu için işimiz daha kolaydı.

Önceliğim tabi ki oklar olmuştu. Gözüme çarpan simsiyah yay ve okları aldım. Ok sayısı az olduğu için biraz da yedek olarak almıştım. Bu kısımda neredeyse kimsenin olmaması işime yaramıştı.

Silahların olduğu yere koşarak girip birkaç silah ve mermi almıştım. Gözüme çarpan bıçaklardan biraz alıp kıyafetime ve botlarıma yerleştirdim En son da üniformamın üstüne herkese verilen çelik yeleklerden giyip özel olarak üretilmiş kasklardan birini kafama geçirdim.

İnsanların arasından olabildiğince hızlı bir şekilde çıkmaya çalışıp asansöre bindim. İçerisi tamamen doluydu ve herkes korku ve endişe içinde birbirine bakıyordu.

Kapılar açıldığında hepimiz  bize öğretildiği gibi korkumuzu bir kenara bıraktık ve görev yerlerine dağıldık.

Kapıdan koşarak çıkıp önceden belirtilen alana gittim. Birliğim burada bekliyordu ve anlaşılan en son gelen bendim.Aaron herkese tek tek görev yerlerine yönlendirdikten sonra bana döndü.

" Carmen sen benimle geliyorsun . Ana kapıyı koruyacağız ."

Tam o anda çok yakınımıza bir bomba atılmıştı. Yer şiddetle sarsılırken ben de yere düşmüş ellerimle kulaklarımı kapatmıştım.  Aaron kolumdan sarsıp bir şeyler söylüyordu ama duyamıyordum.Beni tutup kaldırdıktan sonra ses de yavaş yavaş gelmeye başlamıştı .

" Acele et Carmen  ! "

Onun arkasından koşmaya başlarken bir yandan da sırtımdan bir ok çekip atmaya hazır hale getirmiştim.
Tüm elementlerime odaklanıp hepsinin gücünü hissettim.

Biz daha ön taraftaki kontrol kulelerine çıkamadan kapılar gürültüyle açılmıştı. Bembeyaz giyinmiş askerler içeri doğru hızlı bir şekilde giriş yaptı.

Tamamen açıkta olduğumuz ve saklanacak bir yerimiz olmadığı için direkt olarak saldırıya geçmiştik. Üzerlerine hızlı bir şekilde ok atıp önlerine taştan bir duvar ördüm. "  Ön kapıdan giriş yaptılar. Duvar bir kaç saniyede daha oyalayacak onları ama acil destek talep ediyoruz. "

Bir yandan Aaron 'la beraber en yakın tanka doğru koşuyor bir yandan da kaskımdaki mikrofona doğru konuşuyordum." Anlaşıldı asker. Kaç kişisiniz isim belirt ."

" Byose ve Sanders efendim . Görebildiğim düşman sayısı on. Ama fazlası geliyor olabilir  ."

" Destek yolda !"

İkimiz de tankı kendimize siper aldığımız anda duvarı yıkmayı başarmışlardı . Ona bakıp " Ne yapacağız Aaron ? "diye sordum.

"Tüm gücümüzle saldıracağız ."

Başımla onayladıktan sonra hızlıca tankın üzerine tırmanıp hızlı bir şekilde ok fırlatmaya başladım.Bu arada vurulmamak  için yerden çıkardığım birbirine yakın yerlerdeki toprak sütunları kullanıyordum.

Sürekli yerimi değiştirip hedeflediğim askerleri kollarından ya da bacaklarından vuruyordum. Sütunlar inip çıkarken asla aynı yerde durmayıp atışlarıma devam ediyordum . Okların az kaldığını farkedince şimdilik onları bırakıp kendi oluşturduğum oklardan fırlatmaya başlamıştım. Ama bu hem yorucuydu hem de biraz daha uzun sürüyordu. Hem sütun hem de okları oluşturup sürekli hareketlerini kontrol etmek kolay değildi.

KARMAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt