BÖLÜM 63

7.2K 689 278
                                    

*KEYİFLİ OKUMALAR🖤*





" Beni öylece bırakıp gitmeniz hiç hoş değildi Prenses. Arkanızdan gelmeye çalıştım ama oldukça kalabalıktı."

Helios, Brian ve Eliot ne olduğunu anlamaya çalışır şekilde ikimizi izliyordu. Ama ben de ne olduğunu anlamamıştım.

" İzninizle size kendimi - bu sefer tamamen - tanıtayım. Ben Prens Lysander Forbes Alexander Riccordo Molgrae . Sen istediğini diyebilirsin tabi ama benim tercihim ilk tanıştığımızda kullandığım isim.
Sen de Carla 'sın değil mi ? "

Bilerek Carla 'ya bastırmıştı. Söylediğim yalan yüzünden yüzüm kızarmaya başlamıştı.
" O halde benim de size kendimi - bu sefer tamamen - tanıtmama izin verin. Ben Prenses Carmen Aerenia Mirillia Solaris Sanguis Arachnos. Yalan söylediğim için üzgünüm ama kendimi açığa çıkaramazdım. "

Gülümserken elini sorun olmadığını belirtircesine sallamıştı. Gözleri diğerlerine kayarken önce Brian 'a elini uzattı. " Brian değil misin sen ? "

Brian onu tanımış olmasına şaşırmış gibi gözüküyordu. " Evet Prens Lysander, " dedikten sonra uzattığı elini sıkmıştı.

Sonra da Helios 'a elini uzatmıştı. Helios kısaca 
" Helios, " dedikten sonra uzattığı elini sıkmıştı. Alexander 'ı dikkatli bakışlarıyla incelediğini görebiliyordum.

Alexander gülümseyerek " Memnun oldum Helios ," dedikten sonra bana dönmüştü. Bir Prens 'e göre özellikle de Molgrae Prensi 'ne göre oldukça alçakgönüllüydü. Prens Eliot 'a kısa bir bakış atıp
" Bundan sonrasını ben hallederim," dedi.

Eliot bir şey söyleyecek gibi olsa da vazgeçip bana bakarak " Yemekte görüşmek üzere Prenses " deyip arkasını dönerek uzaklaştı.

Ben ise koluma girmiş beni yönlendiren Alexander 'a bakıyordum. Başındaki yeşil taşları olan taca Eliot 'ınkine benzeyen kıyafetine baktıktan sonra tekrar yüzüne baktım.

" Yüzümde bir şey var da ben mi göremiyorum ? "
Bakışlarımı çekmek yerine daha dikkatli bir şekilde baktım. Gerçekten de oydu.

" Nasıl oldu da insanlar seni farketmedi ?"Sonuçta ülkenin Prensi 'ydi .

" Çünkü Prenses,  yaklaşık dört yıldır dış ülkelerle olan görüşmeler için yurtdışındaydım. Doğal olarak değiştim ve insanlar geldiğimi bilmedikleri için rahat bir şekilde gezebildim. Bilselerdi belki şüphelenebilirlerdi ama hala ülkeye döndüğümü bilmiyorlar. "

Merdivenleri çıkarken " Dört yıl uzun bir süre değil mi ? "diye sordum.

" Aslında uzun bir süre ama annemi ve babamı kaybettikten sonra burada kalmak bana iyi gelmedi. Ben de Kraliçe' nin izniyle gittim ve biraz uzaklaştım. Hem de bu arada dış ülkelerle olan bağları güçlendirip sorunlarımızın çoğunu çözdüm. "

" Üzgünüm bilmiyordum. "

Bana dönüp gülümseyerek " Önemli değil," dedi.
Yine de gözlerinin arkasındaki acıyı görebiliyordum.
Üstelik tanıyordum da çünkü ben de aynı şeyi hissediyordum. Annemi ve babamı kaybetmenin acısı hiçbir zaman geçmiyordu.

O zaman dikkatimi çekmeyen detayları şimdi farkediyordum. Yürüyüşündeki ve hareketlerindeki zariflik, saklamayadığı aksanı ve o kadar bilgili olması ... Gerçekten de bana o binayı gezdiren Molgrae Prensi' ydi.

" Prenses önünde durduğumuz oda sizin. Karşı taraftaki iki oda  Helios ve Brian için. Ben sizi yalnız bırakayım biraz dinlenin. Akşam yemeğine yakın bir saatte gelip sizi alırım. "

KARMAWhere stories live. Discover now