❄️63.Bölüm❄️

6.6K 538 467
                                    

❄️

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❄️

Medya: Bölümden bir kesit💫

Bütün yemek boyunca boş boş tabağımla oynamış ve stresten kasılıp durmuştum. Şimdi ise herkes içeriye geçmiş ve Selinle beraber bulaşıkları makineye diziyorduk. Aramızda tatsız meselelerden bahsederken en sonunda rahatsız olmaya basladığım için "Bu konuları konuşmasak?" Diye sordum. Oda aynen benim gibi bir ifade ile "Esin dün ne oldu anlatmıyorsun ki.." dedi.

Ona kaçamak bir bakış attığımda gayet doğal bir şekilde "Hiç bir şey olmadı" diye mırıldandım. Savaş'ın aşağıda ki halinden sonra bizi yukarıda kavga etmiş zannediyordu. Bana sinirli bir şekilde bakarken öfkesini gizlemeden "Kötü bir şey dediyse ve sen söylemi-" tam konuşacakken mutfakta adım sesleri ile beraber sustu. Bakışlarımı gelen kişiye çevirmeden bulaşıklarla uğraşırken sırtımda hissettiğim bedenle elimde ki bardak gürültü yaparak tezgaha düştü.

Korku ile arkama dönerken Savaş beni umursamadan bardaklığı açtı ve içinden su bardağı alıp dolabı kapattı. Bakışları beni bulduğunda soğuk bir bakış attıktan sonra sürahinin yanına gidip bardağına su doldurdu. Yüzünde gördüğüm ifade soğuktu ama her zamanki haliydi. Ya da ben öyle düşünmek istiyordum.

Savaş elinde ki bardakla verandaya doğru çıkarken soğukkanlı davranarak önüme dönüp durgun bir şekilde bulaşıklarla uğraşmaya devam ettim. Selin çirkef bir tavırla "Bu mu olmamış hali!?" Diye sordu. Umursamazca omuz silkerken ellerimin titrediğini hissettim. Kendimi iyi hissetmiyordum.

Selin dakikalar sonra üzerimde ki halsizliği hissetmiş olacak ki bana yandan bir bakış atıp "Esin içeri geç sen" diye mırıldandı. Onu başımla onaylamazken ısrarlarına karşı geri kalanları da hallettim. Dolaptan ağrıyan başım için ilaç alırken bir bardağa su doldum ve ilacı içtim.

Adımlarımı uyuşuk bir şekilde salona doğru ilerletirken içeride oturan Savaş ve Barış'ı görmemle omuzlarımı dikleştirip koltuğa oturdum. Selin de yanıma geldiğinde sessizliği Savaş bozdu. "Yarın eski eve geçiyoruz." Gözlerim şaşkınca açılırken direk bakışlarımız Selinle kesişti.

Yüzümüzde ki ifade nasıldı bilmiyorum ama hissettiğim tek şey huzursuzluktu. Bakışlarımız aynı anda Savaş'ı bulduğunda ikimizde "Olmaz" diye sert bir dille itiraz ettik. Savaş'ın yüz ifadesi gittikçe gerilirken "Ne demek olmaz?" Diye sordu. Barış konuyu bildiğinden dolayı susma hakkını kullanırken ılımlı bir ses tonuyla "Yani..Biraz daha kalamaz mıyız?" Dedim.

Yüzünde ki ifade keskinleşirken olabildiğim en sakin halimle kalmaya çalışıyordum. Gözlerini kısarak bakmaya başladığında yumuşak bir ses tonuyla "Bir iki gün daha kalamaz mıyız?" Diye sordum. Gözleri birden bire terddüte bulunırken sanki ters
giden bir şeylerin olduğunu anlamış gibi "Bir şey gizliyorsanız dökülün" dedi.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Where stories live. Discover now