❄️59. Bölüm❄️

7K 511 595
                                    

Medya: Bölümden Kesit 💫

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Bölümden Kesit 💫

❄️

Yatağın üzerinde öylece yatıp saatlerce tavana gülücükler yollamıştım ardından ise Selin'in ona yalan söylediğimi anlamaması için kısa bir duş alıp askılı bir t-shirt - şort takımını üzerime geçirmiştim. Aynanın önünde saçlarımı tararken üzerimde ki t-shirt 'ün askıları iki de bir düşüyordu. Köprücük kemiklerim dahil bütün kemiklerim net bir şekilde sayılıyordu. Selin çok haklıydı gerçekten de.

Zayıflığım çirkinlik boyutu kazanmaya başlamıştı neredeyse. Gözlerimin altında ki morluklar bile içimde ki harabeyi anlatamıyordu. Bakışlarımı çevirdiğim her yerde o varken onun yokluğu kalbime milyonlarca hançerin saplanmasına neden oluyordu.

Elimde ki tarağı masanın üzerine bırakıp büyük bir enerji ile ayağa kalktığımda dağıttığım odaya kötü bir bakış attım ve yerlere firlattığım kıyafetler dahil bütün çarşafları kirli sepetine attım. Eğer bu odaya Savaş girerseydi muhtemelen kafayı sıyırırdı. Onun odası gözlerimin önüne gelirken yerine dizdiğim her şeye ekstra bir özen gösterip dizmeye başladım.

Odada ki işim bitip aşağı indiğimde salonu toparlamakla meşgul olan Selin 'e doğru adımladım ve mutlulukla yanağına koca bir öpücük bıraktım. Ağzının içinden sahte bir sinirle "Savaş sen nelere kadirsin!" Dediğinde çaktırmadan dirseğimi karnına geçirip ona yardım etmeye başladım.

Bütün ev düzenli bir hal aldığında kendimi koltuğun üzerine attım ve ayaklarımı uzattım. Selin'in mutfaktan tıkırtı sesleri gelirken kısa bir süre sonra mutfaktan ismimi seslenmişti. "Esin!" Derin bir nefes alıp mutfağa doğru ilerlerken mutfaktan gelen güzel kokularla acıktığımı hissetmiştim. Selin'in bir şeyler söylemesine izin vermeden kurduğu masaya oturup bütün iştahımla yemeye başladığımda gözünde olumlu pırıltılar yakalamıştım.

❄️

Bütün gün boyunca saçma programlar ile vakit geçirip bir çok saçmalığa tanıklık etmiştik. Şimdi ise vakit gece yarısını epeyce geçmişti ve ben hala uyumaya çalışıyordum. Yatakta binbir şekle girerken sıkıntıyla yatakta doğruldum ve ayın üzerine vurduğu tekli koltuğa geçip yayvanca oturdum.

Şehrin ışıklarından ayın güzelliği pek görünmese de zifiri bir karanlığa mahkum ettiğim oda da ışıl ışıl parlıyordu. Bakışlarımı tek bir noktada sabitleyip düşüncelerimle başa çıkmaya çalışırken aklıma gelen soru ile huzursuzca kıpırdandım. 'Savaş geldiğinde yine o eve mi gidecektik..?' Eğer Savaş eve geldiği gün dağ evine geçmek isterse ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Where stories live. Discover now