❄️2.Bölüm❄️

25.4K 1.6K 207
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler..💫

❄️

On - on beş dakika sonra bir orman yoluna girdiğimizde araba daha da yavaşlamaya başlamıştı. Yol boyu her an kaçacak delik aramış ve her bir saniyeyi kendime zehir etmiştim. Kalbimde koca bir çıkmaz vardı. Eziyordu ruhumu ince ince..

Yanımda ki adamın nasıl biri olduğu bir yana kim olduğu daha çok dikkatimi çekiyordu. Tanıdığım kişi sayısı o kadar az ve güvenilirdi ki.. Başıma nereden bir belanın bulaştığını kestiremiyordum bile.. Ki- başımda ki beladan beni korumak adına yanımda duran birinin olma düşüncesi beni en çok tereddüt eden kısımdı.

Hayır, hayır.. Yalnız yaşamıyordum. Ailemin vefatından sonra amcamlarda kalmaya başlamıştım. Huzurlu bir yaşantım olmasa da evde hep bir ses ve düzgün bir konuşma olmasa da beni yalnız hissettirmeyecek kadar bir kaos vardı.

"Aile" Adı altında varlıklarını sürdüren insanlar vardı çevremde.. Bana ben olmayı, kendime yetebilmeyi en iyi öğreten insanlar vardı çevremde.. 'Kendine yetebilme' kavramı kurmuştu bütün hayatımı. Kendin yap Esin, başının çaresine bak Esin, kendini mutlu et Esin.. Yalnızlık kavramının kötü yanından bakmayalı çok olmuştu. Genelde kendimi yalnızlığın olumlu yönleri ile avuturdum. Avuttukça da daha yalnız hissetmeyi becermiştim. Yalnız olmayı öğrenmiştim.

Bir dost ve daimi bir abi olarak yanımda olduğunu gölgeleri ile bile olsa hissettiren iki kişi vardı. Bu adamın dediklerinin doğru çıkma ihtimali doğrultusunda ve her şeyin mantıklı bir açıklamasının olması doğrultusunda ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim olmasa da en azından Çisil ve Akın'ı bir kere olsun görmek istiyordum.

Bu düşüncelerim ile kendime gözlerimi devirmek isterken içimde ki aptal düşüncelere karşı ellerimi tırnaklarım ile sakince yırtmaya başladım. "Kendine zarar verme!" Sessizliği bıçak misali kesen sert ses ile refleksen ellerimi serbest bırakırken nedensizce kendime engel olamayıp ne dediğini anlasam da anlam veremediğim için konuştum. "Ne?"

Bakışları yoldayken dikkatinin bende olduğunu konuşması ile anlamıştım. "Ellerine zarar verme." Konuştuğu an kaşlarım iyice çatılırken elimin birini enseme gönderdim ve kapıya hafifçe yaslanırken sakinliğimi o adamı tereddüt edecek kadar ortaya serdim.

Bağırıp çağırıp değil.. Daha doğru bir şekilde sıyrılmalıydım bu olanlardan. Adamın niyetinin en azından bana zarar vermek olmadığını anladığım için az da olsa rahatlarken yanağımın içini kemirmeye ve sakinliğe sığınmaya devam ettim.

Araba büyük bir villanın önünde dururken etrafta ki ağaçlar ve karanlık çökmüş orman ile nedensizce ürkek bakışlarımı etrafa yolladım. Kendimi hissettiğim çaresizlik ile olduğum yere sabitlerken içimde ki durdurulmaz kız elini eteğini bedenimden çekmişti. Nedensizce gece olduğundan olsa gerek daha da korkuyordum. Ormandan duyulan çeşitli kuş böcek ve köpek sesleri tüylerimi diken diken yaparken adam bana doğru döndü ve oldukça ifadesiz bir şekilde konuştu. "Hiç bir zarar görmeyeceksin. Şimdi bağırıp çağırıp kafa ütüleme."

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin