❄️43.Bölüm❄️

7.2K 495 359
                                    

Medya: Aydilge - Haberin Yok

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Aydilge - Haberin Yok

❄️

Bedenimdeki güç sanki bir şırıngayla çekilir gibi azaldığında uvuzlarımın her birinde ayrı bir sızı hissettim. Akın 'ın sinirlendiğini bir bakışından bile anlayabiliyorken Savaş'ın bu kadar sakin olması beni korkutuyordu. Akın son kez "Bak bu böyle olma-" Savaş oturduğu yerden sakinliğini bozarak doğruldu ve elindeki bardağı sert bir şekilde masaya bırakarak "Bu konuyu daha önce konuştuk. Sen onu benim himayem altına verdin. Şimdi bildiğini okuyamazsın!" Dedi. Bahsettikleri kişinin ben olmam beni iyice germeye başladığında eski olayların açılması sırtımda izi kaybolmuş hançerlerin varlığını hatırlatıyordu.

Akın elini öfkeli bir şekilde ensesine götürdüğünde çağresizce elini çekti ve Savaş'a düşmanca bir bakış atıp "Kafamı sikeyim ben!" Diye söylendi. Bana ufak bir bakış atıp ayağa kalktığında onun peşinden gitmek için bende ayaklanacağım sırada Savaş gayet rahat bir tavırla erkeksi bir şekilde bacak bacak üstüne attı ve işaret parmağını bana kaldırarak "Sen oturuyorsun Lobelia.." dedi. Bu kadar kırıcı davranması onun her dediğinin tersini yapma hissimi tetikleyince onun lafını hiçe sayarak ayağa kalktım.

Akın benim peşinden geldiğimi anlamış olacak ki durdu ve bedenini bana döndürdükten sonra kolunu kaldırıp kolunun altına girmem için yer açtı. Ona doğru bir iki adım atacağım sırada Savaş hızlıca ayağa kalkıp karşımda durdu. Ona kötü bakışlarımı yollarken Akın'ın yanımızda durmasıyla bakışlarımı ona çevirdim. Akın'ın Savaşa gönderdiği soğuk bakışlar beni korkutmaya başladığında Savaş başını korkutucu bir sakinlikle Akın'a çevirdi ve aralarında sözsüz bir iletişim geçti.

Kalbimin ritmi her saniye değişirken Akın sakin olmaya çalışarak "O senin esirin değil" dedi. Kaşlarım istemsizce daha çok çatılınca bu sakinliğin ve sessizliğin hayra alamet olmadığını biliyordum. Savaş Akın'a bir kaç adım attığında boy farkından yararlanarak üstten bakışlarını yolladı ve "Karışamazsın" diye keskin bir dille uyardı. Savaşın bu kadar benim hakkımda kat-i kararlar vermesi beni gererken yanlarına doğru bir kaç adım attım ve Akın'ın koluna dokunarak bana bakmasını sağladım.

Gözlerinde gördüğüm öfke bütün tüylerimi diken diken yaparken başımı hafifçe eğdim ve onu ikna edebilmek için yumuşak bir ses tonuyla "Sorun değil.." durdum ve sesimi daha da kısarak "Zaten istemiyordum." Dedim. Gözlerinde gördüğüm öfke benim bu sözlerimle daha da harlanınca bakışlarımı kaçırmak istesem de kaçırmadım.

Ortamdaki yoğun sessizlik Savaş sayesinde bozulduğunda kanımın donduğunu hissettim. "Çek bakışlarını üstünden!" Akın'ın bu sefer sessiz kalmayacağını bildiğimden dolayı konunun kapanması için Akın'a yalvarırcasına baktım. Gözlerindeki çıkmaz sokaklar derinleşirken Savaş'ın sesiyle bakışlarımı ona çevirdim. "Esin yukarı!" Bu kadar kaba davranması işleri daha çok zorlaştırırken Akın "Adımını dahi atarsan çok kötü olur!" Dedi.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Where stories live. Discover now