❄️37.Bölüm❄️

8.5K 680 581
                                    

Dolapla kısa bir bakışma yaşadığımızda gece soğuk olabilme ihtimaline karşı tayt ve sweatshirt alıp üzerime geçirdim. Saçlarımı yukarıdan bir at kuruğu yaptıktan sonra son kez aynada kendime baktım ve hızlıca aşağı indim. Masada ki son eksikleri kontrol ederken havanın artık zifiri bir karanlık olmaya başlamasıyla ışıkları açtım. Selin arkamdan geldiğinde bana elini kaldırdı. Vakit kaybetmeden avucuna çaktığımda bu gecenin heyecanı bedenimi sarmıştı. Bu gece Savaş'a asla yıkılmayacağımı göstermek istiyordum.

Araba sesleri ile bedenim bir an gerilse de adımlarımı içeri doğru yönelttim. Tam kapıya yaklaştığım sırada Selin'in sesi ile durdum. "Esin sen açma kapıyı. Savaş'ın kalbine falan iner." Kaşlarım çatılırken içimden istemsizce 'Allah korusun' diye geçirdim. Şakası dahi bütün hücrelerimi dondururken Selin'in bu kadar rahat söylemesine istemsizce sinirlenmiştim. Yüzümdeki ifadeye karşı pis bir gülüş yolladıktan sonra kapıya doğru ilerleyip ikinci çalışta kapıyı açtı. Bütün herkes içeri girerken Savaş da en arkadan içeri doğru girdi.

Yüzümü ifadesiz ve fazlasıyla keyifliymişim gibi tutmaya çalışırken yüzümde ki sırıtışla "Hoşgeldiniz..!" Dedim. Herkes bu duruma fazla takılmadan aynı şekilde karşılık verdiğinde Savaş sadece sessiz ve sakin adımlarla bana doğru ilerledi. Omuzlarımı her adımında daha da dikleştirirken Savaş'ın gözlerindeki pırıltılar hoşuma gitmemişti. Sanki çözmek ister gibiydi.

Alaz salona doğru geçerken Akın bir kenara çekilmiş ikimizi de göz hapsine almıştı. Sanki her an olabilecek olan kötü bir duruma karşı önlem almak ister gibi.. Savaş'ın gözlerinde gördüğüm ifade kesinlikle kızgınlık, öfke veya başka bir şey değildi. Bakışları boşluktaymış gibiydi. İfadesini bir an topladıktan sonra yüzünü ciddileştirdi ve "Öğrendin mi?" Diye sordu. Kaşlarım çatılırken benimle alay eder gibi konuşması hoşuma gitmemişti. Sakin kalmaya çalışırken aramızdaki bir adımlık mesafeyi de kapattım ve "Öğrendim." Dedim. Biraz bekledikten sonra tekrarladım. "Çok şey öğrendim."

Bana bu gün o kadar çok şey öğretmişti ki ona karşı bütün tavırlarım değişmişti. Yüzünde memnun olduğu bir ifade oluştuktan sonra aramızdaki sıfır mesafeyi umursamadan başını bana doğru yaklaştırdı ve alkol kokan nefesini yüzüme doğru üfleyerek "Güzel.." diye mırıldandı. Kaşlarımın ortasında derin düşünce çukuru oluştuğunda sesimin hırs dolu çıkmasını umursamadan "Bilerek yaptın." Dedim. Gözleri devam etmemi ister gibi kesintisiz bir şekilde bana bakmaya başladığında "Bilerek ortalığa koydun, bilerek beni odaya kilitledin, bilerek flash belleğin içindeki öğeleri aldın. Çünkü ne kadar ileriye gidebileceğimi merak ediyordun. Çünkü artık gözlerimde gördüğün ifade bambaşka bir kızın yansıması. Bu değişikliğe karşı gelip meydan okumak istiyorsun!"

Yüz hatları kasılmaya başladığında boynundaki damarları belirginleşmişti. Onu çözüyor olabilmem hoşuna gitmiyor olmalıydı.
Yüzümde bilmiş bir ifade oluştuğunda "Ve şuan seni çözüyor olabilmem den nefret ediyorsun. Çünkü bana her baktığında çıkmaz bir sokak görüyorsun. Gözlerinde kendi yansımamı görebiliyorum." Dedim. Aldığı nefesler sıklaşırken dudakları samimi bir şekilde kıvrıldı. Bana ilk defa böyle samimi bir tebessüm yolluyordu. Gözlerinin içindeki pırıltılar siyah bir gecede ki en parlak yıldızlar kadar aydınlıkken kısık sesle "İşte benim kızım.." dedi.

Bakışlarımdaki hırs her saniye kendini yumuşaklığı bırakırken midemde oluşan kelebekler kalbime doğru yola çıkmaya başlamıştı. Şuan tek düşünebildiğim şey beynimde yankılanan Savaş'ın sesiydi. Ne demişti o yine? Bu sefer nasıl zihnime girmeyi başarmıştı..?

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Where stories live. Discover now