❄️19.Bölüm❄️

11.4K 830 227
                                    

❄️

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

❄️

Her adımda biraz daha kasılan bedenim Savaş'ın bizi varendaya sokmasıyla kaskatı kesildi. Bir yanım etrafa gözlerimi kırpmadan bakmak isterken diğer yanım gözlerimi kapatmak ve bir daha hiç açmamak istiyordu. Birazdan o manzara ile karşılaşacağımı bilmek yüz kaslarımın hiçbir ifade vermemesine sebep oluyordu. Savaş kapıdan içeri girecekken omuzundaki parmaklarım savaş'ın omzunu daha sıkı kavrayınca Savaş ani bir şekilde bakışlarını bana çevirdi ve bir kaç adım daha attıktan sonra durdu. Bana sakin olmam gerektiğini söyler gibi baktı. Ona başımı salladım ve kapıdan içeri girmesini bekledim.

Bakışlarımı Savaş'ın yeni çıkmaya başlayan sakallarından ayırmıyordum. Ciddi anlamda kasılan bedenim Savaş'ın kucağında emanet dururken Savaş'a biraz daha sokuldum. Etrafa bakmamak için sadece Savaş'ın tepkilerini izlerken bakışlarının fırıldak gibi etrafta dönmeye başladığını farkettim. Adımları yavaşladı ve bu çekilmez yolculuk daha da ısdırap vermeye başladı. Oda hala karanlıkken televizyonun ışığı odada ki tek ışık kaynağımızdı. Savaş'ın bakışları önce televizyona, sonra oturduğum koltuğa ardından adamın başımı çarptığı yere doğru kaydı. Siyah gözleri her saniye öfkeyle kararırken kollarında emanet duran bedenimi kendine doğru çekti ve sanki beni kollarından alacaklarmış gibi sarmaladı.

Gözlerim hala inatla Savaş'a bakarken kararan bakışlarını bana çevirdi ardından adımlarını salonun ortasında durdurdu. Ona ürkekçe bakarken gözlerinde daha önce de gördüğüm, fakat tam olarak adını koyamadığım duygu kırıntılarını gördüm. Bakışlarımı kaçırmak için başımı başka bir tarafa çevirdiğim sırada kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Her şeyi tekrardan yaşıyormuş gibi hissedince omzundaki elimi t-shirt'ünün açık bıraktığı tarafa götürdüm ve parmaklarımı tenine batırdım. Ona baktığımda simsiyah gözlerinin içinde yanan alevleri gördüm. Bu beni daha çok korkutmaya başladığında gözlerimin dolmasına mani olamadım.

Savaş gözlerimin dolduğunu görmüş olacak ki sakinleştirici bir ses tonuyla "Şşş, geçti" dedi. Ardından sanki oraları görmemi istemiyormuş gibi beni kucağında doğrulttu ve bacaklarımı beline sarmamı sağladı. Bir elini saçlarımın arasından geçirdi ve başıma ufak bir baskı uygulayarak başımı boynuna gömdü. Gözlerimi sıkıca kapattım ve kollarımı Savaş'ın boynuna doladım. Adım atmaya başladığında belimdeki elini sıklaştırdı ve hızlıca merdivenlerden çıkmaya başladı.

Bir an için gözlerimi açma dürtüsü gelse de kendime güvenemedim. Belki bu olay sabah olsaydı bu kadar etkilenmeyebilirdim. Bacaklarımı daha sıkı beline doladım ve Savaştan destek alarak gözlerimi açtım. Etrafın eski halini koruması beni rahatlamıştı. Yukarı çıktığımız her bir basamak gözümde büyüyordu. Karanlık burada daha da hakimken bir kaç çıtırtı duymamla Kollarımı Savaş'ın boynundan çözdüm ve ne olduğunu korkuyla anlamaya çalıştım. Saçlarımdaki elini çözdü. Kucağından düşmemem için elini belime sabitledi. Savaş karanlık olduğu için yavaş ve temkinli adımlarla yürürken titreyen sesimle "Neydi o?" Diye sordum. Bakışları bana döndüğünde her şeyin yolunda olduğunun garantisini verir gibi baktı.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora