0. Bölüm | Taze Başlangıç

7.7K 407 188
                                    


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


0. BÖLÜM 'TAZE BAŞLANGIÇ'

''Mercan,'' dedi kadın. Genç kızın dikkatini çekebilmek için sesi yüksek ve otoriter çıkmıştı. Mercan ağırca başını kaldırdı, önüne düşen kısacık saçlarının arasından karşısındaki kadına güçsüzce baktı. Gözlerinin canlılığı, bedeninin en derin yerlerinden gelen acı ile sarsılmışçasına güçsüzleşmiş, ifadesi yorgun bir vahşi kadar silikti. Dudakları kurumuş, çatlamış ve teni beyazlaşmıştı. Günlerdir aynaya bakmamıştı ama eğer baksaydı, yıllarını heba eden o varlığın kendisini ne denli ele geçirdiğini görebilirdi. Ona benzediğini fark edebilirdi.

''Daha sıcak karşılaşmalar yaşamıştım ancak bu seferki bir hayli soğuk olacak, öyle değil mi?'' dedi kadın, oval çerçevelerin ardından orantısız görünen gözleri kızın üzerinde dikkatle geziniyordu. Kızın ıslak saçlarının soluk tenine yapıştığı noktalarda gördüğü yara izlerinin onun canını yakıp yakmadığını düşündü. ''Ben Uzman Doktor Fidan Bayrak... Senin yeni doktorunum.'' Gözlüğünü düzeltti, elindeki dosyayı masaya çarptı.
''Bir önceki doktorunun başına gelenleri hatırlıyor musun Mercan? Ya da ondan öncekileri...''
Genç kız, başını ağırca eğip önüne bırakılan dosyaya baktı. İnce kapaklı dosyasının içinden çıkan birkaç kâğıt parçası masaya dağılmış ve bir önceki doktorunun korkunç ölümünün ardından kalan ceset yığınlarının her bir karesini gözler önüne sermişti.

Kan gölü, diye düşündü Mercan. Doktorunun cesedini ilk defa görüyordu ancak hiçbir zaman ilk defaymışçasına tepki vermemişti. Sakince karşıladı, gözleri uzun uzun ceset fotoğraflarında dolaştı. Kopmuş bacaklar ya da yan dönmüş bir baş onu eskisi kadar etkilemedi. Kanın kırmızısı ona yeterli gelmedi. Daha çok kan olacağını sanıyordu, yanılmıştı. ''Umarım ona neler olduğunu hatırlıyorsundur zira bu, bizim başlangıç noktamız olacak.''
Mercan'ın gözleri ağırca yukarıya tırmandı, dört bir yanını çevreleyen beyazlıktan rahatsız oldu. Tavandan vuran beyaz ışığa alışması haftalarını almıştı. Bu ışığın ne kadar parlak ve göz yorucu olduğunu ondan başka kimse fark etmiyor muydu?

''Başlangıç mı?'' dedi usulca. Son cinayetinden beri konuşmadığından dolayı boğazı öyle çok acımıştı ki, yıllarca susuz kalmışçasına sesi çatladı. Kaşları çatılırken gözleri yeni doktorunun üzerindeydi.

''Evet, başlangıcımız... Bu kelime sana tanıdık geliyor mu?''
Mercan'ın masanın üstüne sabitlenmiş elleri umutsuzca hareketlendi, zincirler acımasızca tangırdadı. ''Ellerin bir kez daha hareket etmemeli,'' diye uyardı onu doktor ancak Mercan duymamış gibi davrandı.
''Başlangıç mı istiyorsun?''

Doktor gözlüklerini yeniden düzeltme ihtiyacı duydu, masanın üstündeki fotoğrafları toparladı. Dosyanın bir başka yerini açarak Mercan'ın haftalardır kâbuslarını süsleyen o fotoğrafları gösterdi. ''Evet, başlangıcı istiyorum. Bana ölümlerin başlangıcını anlatmanı istiyorum.''

Mercan'ın dudakları iki yana kıvrılmak için çırpınıyormuş gibi kıpırdandı, doktorun kısa saçlarında dolaşan gözleri buraya ilk getirildiği anda kesilen saçlarının acısını hatırlattı. Önceden uzun saçlarını omuzlarının aşağısında, çıplak dirseklerine çarparken hissedebilirdi ancak şimdi ıslak saçları ancak ve ancak kulaklarının arkasını huylandırıyordu. Gözleri doktorun saçlarından daha arkaya, doktorun arkasında kalan beyaz duvara çevrildi. O kadar uzun bir süre boşluğa baktı ki, kadın doktor biraz sonra merakla arkasına döndü. Boş duvarın Mercan'a neler anlatmak istediğini çözemediği gibi biraz sinirlendi, önüne döndüğünde kuzgun gözleri kızın üzerinde sabitlendi.

''Eğer gerçek bir başlangıç istiyorsanız, ölümlerden başlamamalıyım doktor,'' dedi. Sesi o kadar derinden, o kadar cızırtılı çıkmıştı ki fısıltı halinde söylenmesine rağmen boğuk bir şekilde odada yankı yaptı. Cılız bedeninin aksine tok çıkan sesin genç kıza ait olmadığı düşüncesi geldiği gibi yok oldu. Odada doktordan ve Mercan'dan başka kimse yokken, başka birinin konuşması pek mümkün olmazdı.

''Ölümden başlamalıyım.''
''Daha açık konuşmanı istiyorum,'' dedi doktor hızlıca. Empati kurmak, uysal davranmak ya da daha önceki ölen doktor gibi bir sona ulaşmak gibi bir amacı olmadığından otoritesini olabildiğince belli etmeye çalıştı. Masanın üstündeki cihaz, beşinci dakikanın dolduğunu belirtmek istercesine öttüğünde, dikkatleri yalnızca birkaç salise üzerine çekti.

''Her şey, ölümün bizzat kendisini görmemle başladı,'' dedi genç kız. Hafif eğik başı, soluk teni, halkalı gözleri ve buzullarda kalmışçasına morarmış dudakları ıslak saçlarının gölgesinde kalırken sesi gittikçe ürpertici bir hale büründü. Önce tısladı, sonra devam etti.

''2008 yılı, çocukluğumun ilk adımları kan kokusu ile kirlendi ve ben o yıl, kanın nasıl bir şey olduğunu ezberledim.''
Derin bir nefes...
Altmış saniyede bir öten cihaz...
Gözlük camına çarpan kirpiklerin hışırtısı...
Her soluk alış verişte tıkırdayan zincirlerin dansı...

''Kan kokusunu alabiliyor musun doktor? Çünkü o hala burada.''


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Lanetli Kan | I-II ve IIIWhere stories live. Discover now