Miran'ın Tek Gerçeği

4K 98 56
                                    

Selamlar sevgiler..

Kıyafet seçerken karışan eşi, sevgiliyi ne yapmalı?
Onların beğendiğini mi almalı, kendi bildiğinden şaşmamalı mı? diyerek yeni bölüm spoili sorularımı soruyor ve merakla cevaplarınızı bekliyorum.

Bölümün devamı bana, oylar ve yorumlar size emanet..🌾

(Görsel ReyMir'in kulübenin verandasında sabahki durumlarını temsil etmektedir.
Shop: @/shopmaker200 - Negoş hesabına ait💛)

...

1 hafta sonra..

Bir aydır iple çektikleri o gün nihayet gelip çatmıştı. Sabah kahvaltısından sonra Miran halletmesi gereken işleri için otele geçerken karısıylada saat 2'deki doktor randevusu için sözleşmişti.
Miran'ı oldukça yoğun bir gün bekliyordu ancak her ne olursa olsun bebeğinin cinsiyetini öğrenmek için hastanede bulunmaya kararlıydı.
Geçmek bilmeyen saatler nihayet randevu saatine yaklaşınca Miran'da elindeki tüm işlerini bitirmiş konağa giderek karısını almıştı.
Hastaneye varıp kendi sıralarını beklemeye başladıklarında kenetledikleri ellerle birbirlerinin heyecanını bastırmaya çalıştıkları belliydi. Bir süre sonra beklenen an gelmişti. Kapıya çıkıp bekleme salonunda, camın hemen kenarında oturan çifte bakan hemşire eş zamanlı olarak onlara hitap ediyordu.

"Reyyan Hanım, sıranız geldi. Buyrun. Sizde buyrun Miran Bey"

Hemşireye "Teşekkür ederiz geliyoruz" dedikten sonra yüzünü kocasına dönen genç kadın parlayan gözlerle "Ben çok heyecanlıyım" dedi.

"Bende en az senin kadar heyecanlıyım. Kız olsun, erkek olsun farketmez. Ne olursa olsun o bizim en değerlimiz. Anlaştık mı?"

Reyyan kafasıyla kocasını onaylerken diliylede onaylama isteği duydu. "Anlaştık"

Ve el ele davet edildikleri odadan içeri girdiler.

...

Neredeyse yarım saat süren kontrolün ardından hafif çiseleyen havada dikkatle ilerliyorlardı. İkiside tek kelime etmiyordu ama içlerinde coşkuyla yaşadıkları şey dolup taşmak üzereydi. Miran'ın gözlerinin içerisindeki parıltı hiç bu kadar belirgin olmamıştı. Bütün sevinçleri tek bir zaman dilimine sığdırmış gibiydi. Bu mutluluğu dışarıya vurmak istediğini anlayınca direksiyonu bilindik bir yere kırmaktan kendini alamadı. Bir süre daha çiseden ıslanmış yolda ilerledikten sonra artık olmak istediği yerdeydi.
Arabayı durdurup emniyet kemerini çözdükten sonra indi ve yürümeye başladı. Reyyan'da hemen arkasından onu takipteydi. Miran o büyülü yere yaklaşmak için attığı her adıma gözyaşlarını da bırakıyordu. Arkasında gözünü bile kırpmadan onu takip eden karısının da ondan farkı yoktu. Genç adam son adımı da attıktan sonra uçurumun kenarında heybetle duran ve rengarenk türlerini rüzgara savuran salıncağa dokundu. Ardından ciğeri sökülürcesine boşluğa bağırdı.

"OĞLUM OLUYOR. BENİM BİR OĞLUM OLUYOR. DUYDUNUZ MU OĞLUM OLUYOR" diye haykırdıktan sonra Reyyan'a yaşattıkları film şeridi gibi gözünün önüne dizildi. Az evvelki tüm heyecanı gitmiş suratına düşen hüzünle beraber dizleri üzerine çökerek kendi kendine söylenirmişçesine devam etti. "Benim oğlum oluyor ve ben bana benzesin bile diyemiyorum"

Kocasının o halini gören Reyyan'ın gözyaşları ikiye katlanmıştı. Hiç vakit kaybetmeden kocasının arkasından yaklaşarak kollarını sırtına doladı.

"Evet, oğlumuz oluyor, sana benzeyen bir oğlumuz olacak" dedikten sonra kocasının sırtına bir öpücük bıraktı.

Miran kendisini saran kollardan tutup yüzünü Reyyan'a döndüğünde eş zamanlı olarak başını sağa sola çeviriyordu. "Hayır bana benzemesin Reyyan, bana benzemesin. Benim oğlum en az benim kadar sevsin ama sevdiği kadını benim yaptığım gibi hayal kırıklığına uğratmasın. Bana benzemesin"

Yanacaksak ReyMir İle Yanalım 🔥Where stories live. Discover now